Alicia Vikander CIA analisti Heather Lee rolünde. Teşkilatın hedeflerini bulmasına yardım etmek ve bilgi taramak için işe alınan teknik deha, eski bir hacker aynı zamanda. Hırslı ve kararlı birini canlandıran Oscar ödüllü oyuncu Vikander, Bourne filmlerinin hayranı olduğunu itiraf ediyor.
Canlandırdığınız Heather Lee nasıl biri?
CIA’in siber araştırma ekibinin önemli bir üyesi. Jason Bourne’un son filminden bu yana dünyayı değiştiren şeylerin bir tür sembolü. Artık bir izleme, mahremiyet ve teknoloji dünyasında yaşıyoruz. O yeraltı dünyasından gelmiş, CIA tarafından seçilmiş ve şimdi onlar için çalışıyor. Filmde gizemli, son derece güçlü ama kişisel bir gündemi varmış gibi görünüyor, siz de bunu çözmeye çalışıyorsunuz. Sonu çok belirsiz. Eğlenceli ve katmanlı bir karakterdi. Heather’ın Jason Bourne’la karşılaştığı ve Vegas’taki kongrenin, planın bir parçası olduğundan söz ettiği sahne var. Bu kongre gerçekte de var. Bu filmi yaparken bunun dünyanın en büyük hacker kongresi olduğunu öğrendim. Farklı ülkelerden, siyasi arenadan insanlar buradan eleman buluyor çünkü en iyi hacker’lar orada.
Filmde dijital dünya ve sosyal medya ile ilgili neler öğrendiniz?
Evet, son birkaç yıldır bu konuda birçok belgesel yapıldı. Onları izledim ve tüm dünyada aynı anda yaşanan çok sayıda ayaklanmada, sosyal medyanın insanların normalde iletişimin kurmalarının oldukça zor olduğu yerlerde nasıl değişiklik yarattığıyla ilgili çok şey okudum. Aynı zamanda CIA’in ve Twitter ile sosyal medyayı analiz edebilmek için algoritmaları ve yetenekleri vardı ki bunu bilmiyordum. Diyelim ki bir yerde çok sayıda insan var ve ayaklanma yaşanıyor. Eğer sosyal medya üzerinden, küçük, belirli bir bölgedeki insanların mesajlarına bakarsanız, büyük bir grup içinde ne yapacağını da öngörebilirsiniz. Bu benim olağanüstü bulduğum bir konu.
‘Matt Damon ile kart oyunlarını oynadım, craps oynamayı öğrendim’
Canlandırdığınız rol çok fazla telefon oyunculuğu ve klavye kullanımını içeriyor. Bu tür performansı gerçekçi kılmak için neler gerekir?
Yaptığım en zor işlerden bir olduğunu söylemeliyim. Belki insanlar çok daha basitleştirilmiş olduğunu düşünürler ama normalde oyunculuk tepkiseldir, başkaları da vardır ve iletişimseldir. Ayrıca burada çok fazla teknik sözcük ve benim için yeni olan birçok şey vardı. Ne olduklarını ve ne anlama geldiklerini öğrenmem gerekti. Paul (Greengrass) da her şeyin o anda inşa edilmesini sever. Belgesel kökenli olduğu için bunu anlayabiliyorum. Ne istediğini her zaman biliyormuş gibi görünmesi size güven verir. Bazı replikleri ezberlemek zordu ama CIA merkezinde çok sayıda figüran vardı ve büyük bölümü bu işi gerçek hayatta da yapan gerçek teknisyenlerdi ve çok destek oldular.
Çok boş zamanınız oldu mu?
Aylarca Vegas’ta kaldık. Bu yüzden Matt ve oğlanlarla birlikte kart oyunları oynadım, craps oynamayı öğrendim.
Peki kart oyunlarında onları yendiniz mi, para kazandınız mı?
Evet! Matt bu yönüyle ünlü ama bana da çok iyi öğrendiğimi söyledi.
Paul, yönetmen olarak nasıldı?
İnanılmaz işbirlikçi. Bu dünyaya adım atabilmek ve onların şekillendirdiği haliyle görebilmek çok güzeldi. Bu seri için belli bir atmosfer yarattılar. Bu yüzden kendimi çimdiklediğim birçok an yaşadım. Prömiyerdeyken Paul’e mesaj atıp “Aman Tanrım! Ben bir Jason Bourne filmindeyim!” dedim. Oyuncularına güvenen bir yönetmen. Filmin başında çok ciddi ve derin sorularımızın olacağını söyledi. Eğlendirici bir aksiyon filmi olması gerektiği için de eğlenmeniz gerekiyordu. Çok samimi, büyük bir aile tarafından karşılandım, çok hoştu.
Eskiden Jason Bourne filmlerini ev arkadaşlarınızla izlermişsiniz...
Evet, ilk üç filmin seti vardı. Pazar günleri yapacak işimiz olmadığında izlerdik. O kız arkadaşlarım ilk aradığım kişilerdi. Umarım Londra’daki prömiyere gelecekler ve orada kendi hayran anımızı yaşayacağız!
Çekimler için çok seyahat ettiniz mi?
Vegas’ta, Washington’da ve Londra’da çektik. Filmin sonunda hep egzotik yerlere giderler ve benim için en egzotik yer Vegas oldu. Daha önce bir kez gitmiştim ama uzun süre kalmak ilginç çünkü gerçekten görme fırsatını yakalıyorsunuz. Yerel ekipten birçok kişi bize vitrinin ötesinde neler olduğunu gösterdi. Red Mountains’a, Büyük Kanyon’a yürüyüşlere gittik. Bir yerlere götürülüp zaman geçirme fırsatı bulduğunuz ve gerçek hayatı gördüğünüz filmlerde yer almak muhteşem bir şey.
Heather’ın bu filmden sonra gideceği yön konusunda heyecanlı mısınız?
Hiçbir fikrim yok ama eğer beni arayıp tekrar yer almamı isteyenolursa bunu çok isterim!
Röportaj: Ece Türkantos
YORUMLAR