Oyuncu Hande Doğandemir’in uzun zamandır beklenen “Her Şey Aşktan” adlı sinema filmi, 29 Ocak’ta vizyona girecek. Ancak o, şimdilerde “Âşık Olmadan Aşı Ol” adlı projeyle karşımızda. Genç hayranlarını rahim ağzı kanseri konusunda uyarıyor.


Genç oyuncular arasında hayranı çok olanlardan biri Hande Doğandemir. Attığı her adımı takip eden, fikir veren, önemseyen bir fan kitlesi var. Bu durumu çok önemsiyor. Ve okuduğu kitapları, izlediği filmleri, tiyatro oyunlarını onlarla paylaşıyor. Sözleriyle yüzlerce genci etkileyebilen biri olması onu “Âşık Olmadan Aşı Ol” projesinin gönüllü destekçisi olmaya itmiş. Özel hayatında gittiği doktoruyla bir projede buluşmuş ve gençleri rahim ağzı kanseri konusunda bilinçlendirmek üzere kolları sıvamış. Geçtiğimiz hafta Acıbadem Üniversitesi’nde rahim ağzı kanseriyle ilgili projenin toplantısı yapıldı. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Güngör ile birlikte projeyi anlattı. Biz de bu vesileyle Doğandemir ile bir araya geldik.


Proje nasıl şekillendi?

Mete Hoca benim kendi doktorum. Düzenli olarak kontrollerim için kendisine gidiyorum. O da bana bu konuyla ilgili bir bilinçlendirme projesi yapmak istediğinden bahsetti. Çünkü gençler arasında rahim ağzı kanseriyle ilgili bilinç çok düşük. “Ne yapabiliriz?” diye konuşmaya başladık. Çünkü rahim ağzı kanseri, önlenebilir bir kanser çeşidi. Bilinçlendirmeyle yayılmasını yüksek oranda engelliyoruz. Ülkemizde ne yazık ki jinekolojik muayene alışkanlığı yok. Ancak evlenince ya da hamile kalınca doktora gidiyoruz. Benim genç bir takipçi kitlem var. Bu sefer onlar için bir şey yapmak istedim ve henüz genç yaştayken bilgilenmelerini istediğim için bu projede yer aldım.


Projenin çıkış noktası “Âşık olmadan aşı ol”. Rahim ağzı kanseri aşısının henüz cinsel ilişkiye girmeyen gençler tarafından yaptırılması öneriliyor...

Aşı ne kadar erken hayatımıza girerse bizim bu kanser çeşidinden korunma olasılığımız o kadar fazla olur. Gençken hiçbir şey umurumuzda olmuyor, sağlığımız düşündüğümüz en son şey oluyor. Ama aslında tam da o yaşlarda bilinçlenmek gerekiyor. Bu yüzden de aşktan yola çıktık. Cinselliği konuşamadığımız için jinekolojik muayene gibi bir alışkanlığımız da yok. Gençlerin kendini geliştirmesi lazım.





Doktor fobin var mı?

Çok hoşlanmam tabii ama düzenli kontrol yaptırıyorsam zaten önlemini almış olurum. Bence bir şeyleri son ana bırakmak korku yaratıyor. Düzenli kontrolü hayatımıza sokmalıyız.


‘Aramızda enteresan bir bağ oluştu’


Bu tarz sosyal sorumluluk projelerine ağırlık vermen ve bunu sosyal medyadan takipçilerinle paylaşman çok güzel.

Hiçbir sosyal medya hesabımı çok kişisel kullanmamaya çalışıyorum. Sevdiğim bir kitabı, gittiğim tiyatro oyununu, sevdiğim bir filmi de onlarla paylaşıyorum. Sosyal hayatta etkileşime geçebileceğim şeyleri paylaştığımda da güzel geri dönüşler alıyorum. Beni sıkı takip eden bir kitle var ve ne yaptığımı merak ediyorlar ve onlarla konuşmamı istiyorlar. Aklıma gelmeyecek konularla ilgili fikir veriyorlar. Beni benden çok düşünüyorlar. Aramızda enteresan bir bağ oluştu. Çok tatlılar.


Beğenilmek çok güzel ama bu ince bir çizgi. Aşırı ilgi seni korkutuyor mu?

Dozunda tutabildiğimizde sorun olmuyor. Sadece daha fazla sorumluluk hissediyorum. Bir şeyi yapacağım zaman iki defa düşünmek zorunda kalıyorum.


Senin çocukluğunda sıkı takip ettiğin birileri var mıydı?

Hep yabancı dizileri izliyordum. Bizim iletişime geçme ihtimalimiz yoktu, hayran hayran izliyorduk. Belki o kadar da büyük yaşamıyorduk hiçbir şeyi.


Sen aslında sosyoloji mezunusun, kamera arkası deneyimin var. Hikâyen nasıl başladı?

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde sosyoloji okudum. Son sınıfta tezimi iletişim sosyolojisi üzerine yazıyordum. Televizyonda bir şeyler yapmak istedim, staja başladım. İstanbul hayatım, stajyerlikten yapım şirketinde programcılığa kadar gitti. Çalışırken, oyunculuk okuluna gitmeye karar verdim. Kamera arkasını da öğrenmek istedim. Kamera önü maceram böyle başladı.


Yeni filmin “Her Şey Aşktan” çok merak ediliyor...

29 Ocak’ta vizyona giriyor. Andaç Haznedaroğlu ile Ankaralı iki kadın olarak birbirimizi çok sevdik. Onun da ilk sinema filmi. Benim için bugüne kadar yaptığım işlerden çok başka bir yerde. Pelin karakterini çok sevdim. Deli dolu, tatlı biri. Var olmayan bir şeyi anlatmıyoruz, bir romantik komedi. Ama biraz fantastik. Ekip olarak iyi bir enerji yakaladık. Ben çok heyecanlıyım.





Aşk ve komedi filmlerine de şu dönemde çok ihtiyacımız var...

Gerçekten çok zor bir dünyada yaşıyoruz. Kötü günler geçiriyoruz. Hepimizin dertleri var. Ne yazık ki her şeyi tolere edemiyoruz.


‘Onlar benim için liman’


Özel hayatında nasıl birisin?

Üniversiteden beri bir arada olduğum arkadaş grubum var. Hayat hepimizi İstanbul’a getirdi. Hiçbiri oyuncu değil, bizim sektörle ilgileri yok. Bunu çok seviyorum. Onlar benim için liman, kaçacak bir yer. O yüzden hayatım okuldaymışım gibi devam ediyor. Şimdi hepsi anne oldu. Kendi içimizde çoğalarak devam ediyoruz.


Bir projede yer almadığında ne yapıyorsun?

Yine proje okuyarak geçiyor aslında. Film izliyorum, oyun sezonu açıldı, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Bu yaz sinema filmine hazırlanarak geçti. Bir ay boyunca dans ve boks dersleri aldım. Andaç, enteresan yöntemleri olan bir yönetmen. Her sabah 06.00’da koşup oradan okuma provasına, sonra dansa giderek geçti. Ufak bir tatil yaptım.


Araya bir de sosyal sorumluluk projesi sığdırdın. Peki okuduğun projelerde içine sinen bir dizi var mı?

Çok proje okudum. “Ekranlarda olmalıyım, eyvah bir şeyleri kaçırıyorum” gibi bir derdim yok. Gerçekten olmasını istediğim olsun.


‘Amacımız gençlere ulaşmak’

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Güngör, “Rahim ağzı kanseri ve buna yol açan HPV kanseri hakkında maalesef insanlar yeterince bilgiye sahip değil. Oysa düzenli jinekolojik kontrol, Pap- Smear testi ve HPV virüsüne karşı uygulanan aşı ile bu kanserden korunmak mümkün” diyor. Güngör, özellikle hiç cinsel ilişki yaşamamış kişilerde maksimum korumaya sahip olan HPV aşısının sonraki dönemlerde de virüsün farklı tiplerine karşı koruyucu özellikte olduğunu anlatıyor. “Asıl hedefimiz daha hiç HPV enfeksiyonuyla karşılaşmamış, mümkünse hiç cinsel ilişkiye girmemiş gençlere ulaşmaktı. HPV aşılarının çalışma grubu 15-26 yaştı. Aşıların prospektüsünde ‘26 yaşa kadar etkilidir’ yazar. İdeali 9-12 yaş.” Dünyada 57 ülke bunu çocukluk çağı aşı programına koydu. Aşı yaptırıldığında rahim ağzı kanseri yüzde 75 aşağı düşüyor. Dünyada en sık görülen kanserlerden biri olan rahim ağzı kanseri dünyada 2. Türkiye’de ise 8. sırada.”


Röportaj: Ekin Türkantos

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.