Son dönemin en çok konuşulan modeli Gigi Hadid, kariyerinin dördüncü yılında bir güzellik markasının yüzü olmayı da başardı. Artık ismini daha çok duymaya alışmalıyız, zira kendisi bu yıl modelliği bırakan Gisele Bündchen’in tahtına aday.

Daha 20 yaşında. Asıl adı Jelena Noura Hadid ama 2011’de modellik kariyerine Gigi Hadid olarak başladı. Filistinli bir baba ve Hollanda asıllı Amerikalı eski model Yolanda Foster’ın kızı olan Gigi, son dönemin parlayan yıldızı... Pirelli takvimine poz veren, Victoria’s Secret’ın da reklam çekimlerinde yer verdiği Hadid, bu yıl Maybelline’in güzellik elçisi olarak imzayı atınca süper model mertebesine de erişti. Ne de olsa bir kozmetik markası- nın reklam yüzü olmadan bu âlemde rüştünüzü ispat etmeniz pek mümkün değil. Son dönemin parlayan yıldızı Gigi Hadid’in ismini önümüzdeki günlerde daha çok duyacağız en iyisi gelin birlikte tanıyalım...

Tüm modellerin hedefi bir gün New York’ta olmak, sizin için ne anlama geliyor?

New York; gerçekten hiçbir hayalin, rüyanın o kadar da erişilmez görünmediği yerlerden biri. Buradaki olasılıkların sonu yok.

New York’u tek bir kelime ile nasıl tanımlarsınız?

Büyüleyici.

Biz Türklerin New York denince aklına alışveriş geliyor, en sevdiğiniz alışveriş mekanları nereleri? Soho’da alışveriş yapmayı çok seviyorum. Kendimi birçok ünlü markanın ve yerel mağazanın içinde bulmayı çok seviyorum.

Favori tasarımcılarınızı merak ediyorum...

Avustralyalı markalar olan The Fifth Label, Finders Keepers’ın yanı sıra; Cameo, Diesel, Pucci, Chanel, Prada ve Yves Saint Laurent gibi tasarımcılar. Bu düşüncem tabii yolda mı yoksa kırmızı halıda mı yürüyeceğime göre değişiyor. Çok inişli çıkışlı bir gardırobum var.

En sevdiğiniz restoranlar hangileri?

Arkadaşlarımla vakit geçirmekten, yürüyüş yapmaktan ve yeni restoranlar keşfetmekten çok zevk alıyorum. Gemma, The Egg Shop, The Smile, Nobu, Bar Pitti, Emack&Bolios en çok sevdiğim restoranlar ama bu liste çok çok uzar aslında. New York yemek açısından tam bir cennet!

Restoran keşfetmeyi severim diyorsunuz ama midenize düşkünlüğünüz hiç belli olmuyor. Peki en çok ne seversiniz?

Makarna.

‘SPOR SALONUM İKİNCİ EVİM’

Anlaşılan yediğiniz makarnaları sporla eritiyorsunuz...

Tüm hayatım boyunca spor yaptım ve bu şekilde büyüdüm. Bu yüzden benim için spor salonuna gidip basit bir antrenman yapmak yeterli olmuyor. Antrenörüm Rob Piela ile boks yapmayı çok seviyorum çünkü; bu şekilde kendimi geliştirebiliyor ve gerçek hayattan uzaklaştırabiliyorum. Zihnen bir şeylerden kaçmak istiyorsam mutlaka boks yapıyorum ve ne zaman spor salonuna gidecek olsam heyecanlanıyorum. Bu nedenle spor salonum şehirdeki ikinci evim diyebilirim.

Enteresan bir bölümde okuyorsunuz...

Şu anda Eugene Lang College The New School’da Adli Psikoloji okuyorum.

Neden bu okul?

The New School’u seçtim çünkü orası herkesin bir sürü hobisinin ve ilgi alanının olduğu bir yer. Öğrencilerin bu yönlerini benimseyip sadece tek bir şeyi seçmelerindense, ilgi duydukları her şeyi keşfetmeleri konusunda onları destekliyor.

Adli psikoloji okuyorsunuz, modellikten sonraki planlarınızda mesleğinizi yapmak var mı?

Sanırım her zaman eğlence sektöründe olacağım. Talk show ya da yemek programı yapabilirim belki bir gün!

Belki kitap da yazarsınız... Sever misiniz kitap?

Evet kitap okumayı severim. Ama daha çok haberleri okumaktan hoşlanıyorum. En sevdiğim kitaplar arasında Seçilmiş Kişi, Cesur Yeni Dünya ve Walk Two Moons var. Şu sıralar Simyacı’yı okuyorum.

Ne tür müzik dinliyorsunuz?

Beyoncé’den Michael Bublé’ye kadar her şeyi dinliyorum. Ama en sevdiğim sanatçının John Mayer olduğunu söylemeliyim. Bütün albümlerini baştan sona dinleyebilirim.

Tekrar tekrar dinlediğiniz şarkılar neler?

Chris Brown’un “New Flame”, Sam Smith’in “I’m Not the Only One” adlı şarkısını ve Taylor Swift’in “Blank Space”ini dinliyorum.

Nereye seyahat etmek isterdiniz?

Afrika’yı ziyaret edip safari yapmayı çok isterim.

İş hayatınızda bir model olarak ve özel hayatınızda size neler özgüven verir?

Hedeflerime ulaştığımda kendime güvenim geliyor, çünkü takımımın ne kadar sıkı çalıştığını biliyorum. İnsanın karşısına çıkan fırsatlar sonucunda ödüllendirilmesi kadar harika ve tatmin edici bir duygu yok.

“Hala şoktayım”

Yanınızdan hiç ayırmadığınız makyaj malzemeleriniz neler?

Bunu söylemem çok klişe olacak ama inanın doğruyu söylüyorum... Makyaj yapmaya başladığımdan beri hep aynı kapatıcıyı ve maskarayı kullanıyorum. Maybelline’in ne zaman yeni bir serisi çıksa, en sevdiklerimi bulup alırım. Bir makyaj malzemesinin harika olması için pahalı olması gerektiğini düşünmüyorum.

Her kadının bir makyaj tarzı vardır sizinki nasıl?

Kedi gözler görünümüne bayılıyorum ama çok fazla kullandığımı söyleyemem. Gece dışarı çıkarken de benimle özdeşleşmiş makyaj stilini kullanıyorum. Eğlenceli ruj renklerine bayılıyorum!

Sabah kalktığınız andan itibaren güzellik rutininiz nasıl?

Sabah uyandıktan sonra yüzümü yıkar ve nemlendiririm. Her gün mutlaka yaptığım makyaj ise; BB krem, maskara ve biraz da bronzlaştırıcıdır. Geceleri de yine yüzümü yıkayıp nemlendiriyorum.

Bir güzellik markasının yüzü olmak nasıl bir his?

Gerçekten hâlâ şoktayım. İnanılmaz bir his ve benim için hayallerin gerçekleşmesi demek! Diğer Maybelline yüzleri de benim arkadaşlarım, idollerim ve çok saygı duyduğum insanlar. Böyle bir takıma katıldığım için çok gururluyum. Umarım bu yolculuk sırasında bolca makyaj becerisi edinebilirim.

“Belki bununla doğmuştur” lafı sizin için ne anlam ifade ediyor?

Bazen kadınların gerçekten güzel doğduklarını fark edebilmeleri için biraz dürtülmeye ihtiyacı var.

Takımınız kimlerden oluşuyor?

Allan Avendaño makyajda, John Ruggiero da saçta 15 yaşımdan beri çok severek çalıştığım iki kişi. İnanılmaz derecede yetenekliler ve tüm gün gülüp kahkahalar atmamı sağlamakta üzerlerine yok! Charlotte Tilbury’yi de çok seviyorum. Tam işinin ehli! Gardırop ve kıyafetler açısından ise Carine Roitfeld benim her zaman hayalimdeki takımın bir parçası olmuştur.

Röportaj: Deniz Egeli