Tuba Hanım dizi projeleriniz olduğu halde sizinle ilgili ekrana veda ettiğinize dair bir algı oluşmuştu. Neden?
Evet, bu neden oluştu bilmiyorum. Bir kadının kariyerinde araya çocuk girdiği zaman insanların bakış açıları değişti. Sanki insanların hormonları değişiyor, benim değil. En son ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin setindeydim. Kısa süre sonra da bu dizinin hazırlıkları başladı.
Orada daha küçük bir rolünüz vardı. Fox TV’de yayınlanan ‘Ruhumun Aynası’nda başroldesiniz. Çocuklarınızla da ilgilenmeniz gerekiyor. Zorlanıyor musunuz?
İlk bölümde çok zorlandım. “Hâlâ loğusa sayılırım. Ben ne yapıyorum burada?” karamsarlığına kapıldım. Ama “İstediğim hayatı yaşıyorum. Bunun olması için çok çalıştım. Devam ettirmeliyim” dediğimde, pozitif olmayı başarabiliyorum.
Oyunculuğa başladığınızda bir genç kız olarak karşımızdaydınız, şimdi anne oldunuz. Seyirci bu değişimi nasıl karşılıyor sizce?
Her zaman şuna inanıyorum. Hayatınızda hiçbir perde olmadan her şeyi olduğu gibi yansıtıyorsanız herkesçe öyle kabul görür.
Çocuklarınızla birlikte settesiniz. Zor olmuyor mu?
Çok zor oluyor ama şu kararı vermem gerekiyordu: Ya hayatımdan oyunculuğu çıkaracaktım ya da zor da olsa yeni hayatımı buna adapte edecektim. Yavaş yavaş oturuyor diyebilirim.
‘BIR DÜZEN OTURTTUM’
Çocuklar her gün sizinle mi?
Mecburen birlikte geliyoruz. Sağolsunlar yapım şirketi ve tüm ekip müsamaha gösteriyor. Yoksa göremezdim onları. Burada bir düzen oturttum.
Setin dışındaki zamanlarda, özel hayatınızda çocuklarınızla neler yapıyorsunuz?
Televizyon projelerinde bulunmuyorken çok eğlenceli şeyler yapıyorduk. Civan’ın bir düzeni vardı. 2 hafta öncesine kadar onu emziriyordum. O aralarda oyunlar, aktiviteler tamamen onlarlaydım. Sare zaten şahsına münhasır bir çocuk. Parka gideriz, yeni şeyler keşfederiz. Aslında bulunduğumuz yer neresiyse oraya ayak uydurabiliyoruz
YORUMLAR