Aniden gelen bir telefon ve güzel bir tesadüfle kendimi Gizem Karaca’yla buluşmak üzere yola çıkmış buldum. Akyaka’nın “kite surf” yapan gençlerinin her gece toplandığı No 22 Hotel’de buluştuk. Yeni dizisi Bozüyük Koyu’nda çekilmesine rağmen Gizem yaşamak için Muğla’nın harika beldesi Akyaka’yı seçmiş. Merkeze yakın tuttuğu evine tamamen yerleşmiş ve İstanbul’dan izole bir hayat kurmuş. Hatta kuzenini de yanına almış. “İşime konsantre oldum, gerisi boş geliyor” diyen güzel oyuncuyla, oyunculuğu, yeni dizisi “Güzel Köylü’yü ve özel hayatını konuşup ardından mangal partisine katıldık.


Akyaka’dan başlayalım...

Burası çok keyifli, çalışma ortamımız harika. Zaten öyle çok yoğun ve sıkıcı bir tempoda çalışmıyoruz.


İlk kez çalışma saatlerinden şikâyet etmeyen bir oyuncuyla karşılaştım.

Ben de ilk kez bu sette bu kadar rahat çalışılabildiğini gördüm. Yazlık yerde olmamızın rahatlığı var tabii. Romantik komedi tadında bir dizi çektiğimiz için oynarken de kasılmıyoruz. Dram kadar zorlamıyor bizi.


Burada yaşamaktan memnun görünüyorsunuz.

Her şey elimizin altında. Denize 5 dakikadainebiliyoruz. Azmak Deresi bir doğa harikası. Kenarında kahvaltı da edebiliyoruz balık da yiyebiliyoruz.


Çalışmadığınız zamanlarda neler yapıyorsunuz?


Yakınlarda inanılmaz güzel koylar var. Oralara gidip denize girmeyi planlıyoruz. Burada herkes kite surf yapıyor. Ben de boş vakitlerimde ders almayı düşünüyorum.


Yerli halkın şivesi çok hoş...

Çok tatlı bir konuşma tarzları var. “R” harflerini yuvarlıyorlar. “Geliyoru, napıp duru” gibi kelimeler kullanıyorlar. Gerçi ben dizide İstanbul’dan gelen bir kızı canlandırdığım için şive yapmıyorum.


Yapmanız gerekse zorlanır mıydınız?

İşimi iyi yapmak için elimden geleni yapardım. Ancak buradaki yerel halkın şivesini bire bir taklit edemezdim. Kendimi eleverebilirdim yani... Ama insanların da anlayışlı olması lazım biraz, hiç bilmediğiniz bir şiveyi gerçekten öyle konuşuyormuşsunuz gibi konuşmak çok zor.


Dizide işler nasıl? Bu hafta içi ilk bölümü yayınlandı.

Dizide birçok paralel hikâye var. Hepsinin hayatı bir süre sonra aynı noktada çakışacak. Benim canlandırdığım Gül karakteri biraz talihsiz birisi. İşinden ayrılıyor, sevgilisi tarafından aldatılıyor ve daha neler neler...


'Aşk kadar aldatmak ve aldatılmak da hayatın bir parçası'


Konu konuyu açtı, aşka, aldatmaya geldik. Siz hiç aldatıldınız mı?

Yani, ne bileyim... Bu konulara hiç girmeyelim.


Neden?

Çünkü sonra uzadıkça uzuyor. Aşk hayatımızın her anında var. Ben aşktan çok, sevgiye inanan biriyim gerçi. Aşk, kaybetme korkusu ve elde edemediğine ulaşma istediğidir. Bana kalırsa sevgi daha kalıcı. Annemle babamın çok güzel bir ilişkisi var. Ben onları örnek alıyorum.


Aldatmak sorusuna cevap yok mu yani?


Aşk kadar aldatmak ve aldatılmak da hayatın bir parçası. Bunları herkes yaşıyor.


Sizin için aşk mı mantık mı?

Aşkın peşinden koşturan bir kızım. Mantık ilişkisi yaşayamam. Karşımdaki insanı çok sorgularım, çok araştırırım. Şüphelerim vardır, körü körüne kapılmam ama bir ilişki yaşayabilmem için âşık olmam gerekir. En doğru cümleyi kurmak gerekirse; mantığımın izin verdiği aşkı yaşarım.


Sadık misiniz peki?


İlişkiye kendimi tamamen kaptırmam için karşıdakinin sadakatinden emin olmam lazım. Hayatta her şey karşılıklı.


Şu an hayatınızda biri var mı?


“Bu konuda konuşmak istemiyorum” diyeceğim, yine kızacaksın. (Gülüyor.)


Niye?


Çünkü “Var” desem özel hayatımı deşifre etmiş oluyorum, “Yok” desem sanki insanlara açık kapı bırakmak istemişim gibi görünüyor. O yüzden kimse benim iş dışında ne yaptığımı bilmesin.


'Seni Seviyorum Adamım'


O zaman gelelim gelecek planlarına. Yakın zamanda yayınlanacak bir film çektiniz.

“Seni Seviyorum Adamım” isimli bir film çektik. Çekimler için 1 ay Kıbrıs’taydım. İlk sinema filmimdi. Yeni yeni şeyler öğrendim.


Ne gibi?


Dizi çekerken hep “Hadi biraz hızlanın sinema çekmiyoruz” derlerdi. Ne demek istediklerini anlamazdım. Şimdi biliyorum ki sinema filmi çekerken metni analiz etmeye ve oyunculuğa özen göstermeye daha fazla vaktiniz oluyor.


Devamı gelecek mi?


Sinema filmi çekmek çok eğlenceli. Gönül ister ki her sene bir sinema filminde oynayayım. Çünkü sinemada daha farklı karakterler canlandırma imkânımız var.Televizyon dizilerindeki karakterler sinemadakilere göre daha sınırlı.


‘Erkek olsam zayıf kadınlarla sevgili olmazdım’


Ekşisözlük’te her iki yorumdan biri sizin makyajsız daha güzel olduğunuz yönünde. Çok mu makyaj yapıyorsunuz acaba?

Onları ben de okuyorum. Sokaktaki insanlar da aynısını söylüyor. Bu iyi mi, kötü mü karar veremedim.


Niye böyle bir fark var acaba?

Benimle alakalı değil. Sonuçta görüntü yönetmeni beni hangi açıdan çekerse insanlar beni öyle görüyor. Yer aldığım projelerde de televizyon için iş yaptığımız için makyaj yapmak durumunda kalıyorum. Günlük hayatta bir maskara sürer çıkarım.


Az makyaj, özgüven belirtisidir.

Allah’a şükür elim ayağım tutuyor. Kendimi hoş buluyorum ancak bu narsistlik derecesinde bir şey değil. Güzel yanlarımın da eksikliklerimin de farkındayım.


Sizin “güzel kadın” tanımınız nedir?

Kadında dış güzellikten ziyade tavrının önemli olduğunu düşünüyorum. Oturması kalkması, özgüveni, nezaketi kadını kadın yapan şeylerdir. Kadın vücuduna gelirsek, çok enteresan bir yapı. Estetik öğelerle dolu. Anlatması zor.


Siz erkek olsanız...

Vallahi ben erkek olsam zayıf kadınlarla sevgili olmazdım.


Röportaj: Aslı Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir allah belanı versin
    CEVAPLA
  • Misafir beddua haksız yapılırsa yapanı bulurmuş kardeş. sen en iyisi tövbe et...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.