Denizin üstünde yüzen bir disko var ve bunu 10 yıldır bir kadın yönetiyor. Eğlence dünyasının pek nadir kadın işletmecilerinden Dilek Birgen, yerli yabancı pek çok turisti ağırladığı Bodrum’da yapıyor bu işi. Kocaman Catamaran’ı elinde lazer ışığıyla yönetiyor. Biri 8, diğeri 1 yaşında iki çocuğu var ve bir yandan da psikoloji eğitimi alıyor. Tüm bunları nasıl başarıyor? Erkek egemen bir sektörde tek kadın olmak nasıl? Eğlence sektöründe neler değiştirdi? Dilek Birgen cevapladı.


Mohombi, David Vendetta, Serdar Ortaç ve Hande Yener’i ağırladınız... Yaz nasıl geçti?

Bu yaz çok ünlü isimler geldi bize. Tiosto Chuckie, Ralvero gibi isimler çaldı. Her pazartesi, çarşamba R&B gecemiz var ve dünyadaki en iyiler geliyor. Bizim farkımız, herkesin birlikte eğlenmesi. Hayatında hiç dans etmemiş insanlar geliyor, dans ediyor.


Denizin ortasında olmak bu rahatlıkta etkilimi?

Özgür hissettiriyor belki de. Kimse kimseye bakmıyor. Özel parti havasına giriyor herkes,

çabuk kaynaşıyor. Çok pozitif bir elektrik var. Bir de problem çıkaracak olan kişi denizin ortasında olduğunu düşününce kaçacak yer olmadığını fark edip daha ılımlı davranıyor.


Personel de sizden acayip memnun. “Dilek Hanım” diyorlar başka bir şey demiyorlar...

Mutlu çalışıyorlar. Yıllardır aynı personelle çalışıyoruz. O yüzden müşteriler de aynı. Aynı personeli görünce kendini evinde hissediyor.4 ay açık kalıyoruz ama onların devamında çalışacağı yerleri de ayarlıyoruz. Yaza yine bize geliyorlar çünkü bizde çok iyi kazanıyorlar.


‘Geçen seneye göre artış var’



Karışık bir yaz geçirdik. Sizde misafir sayısında azalma oldu mu?

Azalma yok, geçen seneyi 2 bin kişi geçtik. Eskiden İstanbul’un neresi olduğunu bilmezdi Avrupalı, şimdi herkes hayran. Fransızlar, İngilizler, Almanlar, Hollandalılar, Ruslar çok geliyor ve bu ülkelerde çok tanınıyoruz. Sosyal medyadan sorumlu 2 arkadaşımız var ve 400 bin kişi izliyor bizi. Radyomuzu kurduk, canlı yayın da yapıyoruz. THY’nin New York uçuşlarında varız. “Her sene sizin için geliyoruz” diyenler çok.


‘Ses problemi yok, denize açılıyoruz’


Ses problemi de yok sizde.

Gece 1’den sonra açılıyoruz, ses problem olmuyor. Çok dalga olursa uzaklaşamıyoruz ama.


Bir taraftan da denizcilik yapıyorsunuz, zor iş.

Evet zor, denizde sahil güvenliğe, karada emniyete bağlıyız. O kadar çok yere bağlıyız ki. Yasaların getirdiği her türlü kurala uyuyoruz ve acayip bir evrak işimiz var.


Fiyatlarınız şişelerin üzerinde yazıyor.

Evet, başta “Böyle iyi bir kulüpte şişelerin üzerinde fiyat yazması ters” dediler ama bize çok

kişi geliyor.Müşteriyi korumak zorundayız. Fiyatları yazdıktan sonra müşteri de çok rahat etti. Ayrıca bizde masa parası yok. İçmeden masa parası vermek çok itici.


Elinizde lazer ışığınızla her yere yetişiyorsunuz, DJ’e bile...

DJ ne kadar iyi olsa da kaptırabiliyor kendini,misafirler koptuğu anda, bir masada problem hissedersem birini gönderiyorum. Herkesin oradan mutlu ayrılması lazım. Profesyonelleştikçe daha çok detaya giriyorum.



‘Esasında Bodrum’a tatile gelmiştik’

Eğlence dünyasında kadın olduğunuz için zorluk yaşadınız mı?

Esasında Bodrum’a tatile gelmiştik. Eşim Mehmet Birgen işletmeyi başkalarına vermişti.

Misafir gibi gidip gelmeye başladık, baktık ki çiftlik olmuş. “Hiç kazanamıyor” diyorlardı. “Bu işi yaparım” dedim. Düşmanların içinde başladım.



Röportaj: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.