Leyla’nın güzelliğini nereden aldığını merak ediyorsanız, ipucu olarak annesinin İskoç bir melez olduğunu söyleyebilirim. Nevşehir’de doğup büyümüş. Üniversite okumak için İstanbul’a taşınmış ve güzelliğinin de farkına varmış olacak ki Miss Turkey’e başvurmuş. Hikâye de böylece başlamış. Gelin devamını Leyla’dan dinleyelim...


Büyüyünce “Miss Turkey olacağım”mıderdin?

Çocukluğumdan beri oyuncu olmak istedim. Evde, aynanın karşısında pozlar verip çeşitli jest-mimik denemeleri yapardım.Nevşehir’de yaşadığımiçin sektöre adım atamadım. Fakat sonra üniversite için İstanbul’a geldiğimde modellik yapmaya başladım.Miss Turkey’de derece kazanmak da kariyerin için iyi bir şey olacaktı tabii. Aslında Miss Turkey’e derece kazanmak için katılmadım. Kamp sürecinde öğreneceğim şeylerin profesyonel kariyerime yararı olacağını düşündüm. Aldığım dersler, yaşadığım şeyler gerçekten de benim için tecrübe oldu. Yürümeyi, poz vermeyi, oturup kalkmayı kısacası her şeyi öğrendim.


Nasıldı kamp süreci?

Yarışmaya 800 kişi başvurmuştu.Eleme yapıldı ve 300 kişi devametti.Final gecesine 20 kişi katıldı. 5.oldum ve Türkiye’yi temsil etmek için Beyaz Rusya’da düzenlenen Miss Supranational yarışmasına gönderildim.


Orada kaç finalist vardı?

Yarışmaya bu sene 94 ülke katılacaktı. Ancak yaşanan vize sorunları dolayısıyla 12 aday gelemedi. 82 ülkenin tescilli güzelleriyle yarıştım. Bu yarışma 5 yıldır düzenleniyor. Dünyadaki güzellik yarışmaları arasındaki en büyük 3.organizasyon ilan edildi.


Türkiye’de 20 kız arasından 5.’lik, orada3.’lük. Burada haksızlığa uğradığını düşündürttü mü bu?

Öyle bir düşüncem olmadı. Yarışmadan önce bir kamp sürecimiz oldu. O esnada ve yarışmadan önce jüri üyeleriyle ön görüşmeler yaptık. Bize hep “Güzel olabilirsiniz ama karakteriniz kötüyse dereceye giremezsiniz” dediler. Jüri için kültür seviyeniz ve sosyal ilişkilerinizdeki tutumunuz güzellikten daha önemliydi. MissTurkey’deki kamp döneminde bütün bunları öğrenmiştim. Orada öğrendiklerimi de Beyaz Rusya’da kullandım.


Üniversite son sınıftasın sanıyorum...

Evet, İstanbul’da İngilizce-Türkçe üzerine mütercimtercümanlık bölümünde okuyorum. Bunun yanında Fransızca ve İspanyolca da öğreniyorum.


Çok yoğun bir hayatın var aslında.

Hem modellik yapıyorum hem de okuyorum. Bunun yanında çeviri de yapıyorum. Ancak evde saatler boyu bilgisayar karşısında oturmak ruhumu daraltıyor.


Sosyal birimisin?

Gezmeyi çok severim. Fotoğraf çekerim. Vakit buldukça paten kayıyorum ya da bord yapıyorum. Ama en çok sevdiğim şey kesinlikle at binmek.


İstanbul’da biniyor musun?

İstanbul’da hiç denemedim ama Nevşehir’e gittikçe orada biniyorum.


Annen Nevşehir’de mi peki?

2.5 yıldır İngiltere’de yaşıyor.

Sen de orada yaşamayı düşünmedin mi?

Birkaç ay annemin yanında yaşadım. Ama insan İstanbul’da yaşamaya başlayınca başka bir şehri beğenmiyor. Hem İngiltere’nin havası benim için çok kasvetli.



Röportaj: Aslı Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.