79 yaşında, hâlâ güzel, hâlâ adından söz ettiriyor... Bu vesileyle hem neler söylüyor kulak verelim hem de “Büyük yıldızların hayatı hep film gibi mi olmalı” dedirten yaşam öyküsüne bir göz atalım...


Dünyanın ikinci büyük konteynır firmasıMSC’nin sahibi Aponte’lerle Sophia Loren, Napolili iki aile dostu. Buradan gelen tanışıklıkla, 2003 yılında Aponte’ler, Loren’e cruise gemilerinin isimannesi olmasını teklif ediyor. Loren de seve seve kabul ediyor. Şüphesiz çok isabetli bir seçim. Avrupalı bir oyuncu olarak kendini tüm dünyaya tanıtmış ve hâlâ konuşulmaya devam eden kaç isim geliyor aklınıza?


Loren’in bugüne kadar seçtiği isimlerin hep müzikle bir bağlantısı var: Orchestra, Musica, Opera, Lirica gibi... Ünlü yıldız 23 Mart’ta Cenova’da denize indirme töreni yapılan yeni geminin ismini de Preziosa koydu. Törenin değişmeyen ritüelleri var. Sophia Loren adını verdiği geminin kaptanının kolunda sahneye geliyor.


Sahnede ipe bağlı bir şampanya şişesi var. O ipin kesilip şişenin gemiye çarparak kırılması şart. Çünkü bu, denizcilerin batıl inançlarına göre uğur demek. İşte Sophia Loren havai fişekler eşliğinde bu seremoniyi gerçekleştiriyor. Şükür, bugüne kadar hiç kırılmadığı olmamış.


Biz sadede gelelim... Loren’in üstünde bu kez, omeşhur yuvarlak hatlarını belli eden siyah bir elbise vardı. Genelde dekolte ve “Bu yaşta formdayım”ın altını çizen kıyafetler tercih ediyormuş. Tüm bunları törene 8 yıldır düzenli olarak şahitlik eden MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel’den öğrendim. Loren ise, güzelliği dahil sahip olduklarını açıklarken “Benimki şans değil. Şansa inanmam. Bu, tamamen varsayımda bulunmakla ilgili bir durum” diyor. “Ben her zaman istedim. Sırrım buydu. Annesiyle babası evli olmayan, fakir bir ailenin küçük kızıyken bile istedim ve başardım. Hiçbir zaman diğerlerinin benim için istediklerini kabul etmedim. Ve bedelini de ödedim. Elde ettiklerim için fazlasıyla acı çektim.” Bunlar, ünlü yazar Douglas Thompson’un kendisiyle ilgili hazırladığı biyografide de yer alan sözleri. Tören öncesi Loren kendisiyle ilgili en çok merak edilenleri yanıtladı. Bakın Loren Cenova’da neler söyledi...


Dünyaca ünlü İtalyan yıldız Sophia Loren, vaftiz anneliğini yaptığı MSC’nin cruise gemisi Preziosa’nın denize indiriliş töreni için Cenova’daydı. 79 yaşında, hâlâ güzel, hâlâ adından söz ettiriyor... Bu vesileyle hem neler söylüyor kulak verelim hem de “Büyük yıldızların hayatı hep film gibi mi olmalı” dedirten yaşam öyküsüne bir göz atalım...


Dünyanın ikinci büyük konteynır firmasıMSC’nin sahibi Aponte’lerle Sophia Loren, Napolili iki aile dostu. Buradan gelen tanışıklıkla, 2003 yılında Aponte’ler, Loren’e cruise gemilerinin isimannesi olmasını teklif ediyor. Loren de seve seve kabul ediyor. Şüphesiz çok isabetli bir seçim. Avrupalı bir oyuncu olarak kendini tüm dünyaya tanıtmış ve hâlâ konuşulmaya devam eden kaç isim geliyor aklınıza?


Loren’in bugüne kadar seçtiği isimlerin hep müzikle bir bağlantısı var: Orchestra, Musica, Opera, Lirica gibi... Ünlü yıldız 23 Mart’ta Cenova’da denize indirme töreni yapılan yeni geminin ismini de Preziosa koydu. Törenin değişmeyen ritüelleri var. Sophia Loren adını verdiği geminin kaptanının kolunda sahneye geliyor.


Sahnede ipe bağlı bir şampanya şişesi var. O ipin kesilip şişenin gemiye çarparak kırılması şart. Çünkü bu, denizcilerin batıl inançlarına göre uğur demek. İşte Sophia Loren havai fişekler eşliğinde bu seremoniyi gerçekleştiriyor. Şükür, bugüne kadar hiç kırılmadığı olmamış.


Biz sadede gelelim... Loren’in üstünde bu kez, omeşhur yuvarlak hatlarını belli eden siyah bir elbise vardı. Genelde dekolte ve “Bu yaşta formdayım”ın altını çizen kıyafetler tercih ediyormuş. Tüm bunları törene 8 yıldır düzenli olarak şahitlik eden MSC Cruises Türkiye Genel Müdürü Necla Tuncel’den öğrendim. Loren ise, güzelliği dahil sahip olduklarını açıklarken “Benimki şans değil. Şansa inanmam. Bu, tamamen varsayımda bulunmakla ilgili bir durum” diyor. “Ben her zaman istedim. Sırrım buydu. Annesiyle babası evli olmayan, fakir bir ailenin küçük kızıyken bile istedim ve başardım. Hiçbir zaman diğerlerinin benim için istediklerini kabul etmedim. Ve bedelini de ödedim. Elde ettiklerim için fazlasıyla acı çektim.” Bunlar, ünlü yazar Douglas Thompson’un kendisiyle ilgili hazırladığı biyografide de yer alan sözleri. Tören öncesi Loren kendisiyle ilgili en çok merak edilenleri yanıtladı. Bakın Loren Cenova’da neler söyledi...

"Hayatım boyunca seks sembolü olmam imkansızdı"


Özellikle de Amerikalı ya da Avrupalı bir aktristi en çok ne mutlu eder? Hep bir ağızdan “Oscar heykelciği” dediğinizi duyduk sanki... Sophia Loren’in de bu soruya cevabı “Profesyonel hayatımı ele alırsak, Oscar kazanmam en mutlu olduğum anların başında geliyor.”

"Çocuğumu kucağıma aldığımda"



1961’de çekilen Kızım ve Ben filmi ona En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandırmıştı. Bu konuda “Hayatım boyunca seks sembolü olmam imkânsızdı. Çünkü hep genç kalamazsın, eğer sadece buna odaklanırsan kariyerin kısa sürede biter. Bu yüzden daha ileri gidebileceğim roller seçmem gerekiyordu” diyor Loren. “İki Kadın filminde bunu yaptım. 25 yaşındaydım ve 15 yaşındaki bir kızın annesini oynuyordum. Kendimi bir aktrist olarak inşa ettimve sonra harika rollerde oynadım.”


Özel hayatında onu mutluluğun en tepesine çıkaran an da pek çok kadının vereceği cevapla ortak: “Çocuğumu kucağıma aldığım an.” Özellikle stresli bir hayat süren, benmerkezci düşünmeye alışmış kişiler için “çocuk” sahibi olmanın çok önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyen pek çok psikiyatr var. Çünkü artık kendilerini bir kenara bırakıp başka bir varlık için endişelenmeye ve onu kendilerinden daha çok düşünmeye başlıyorlar.


Fakat Lauren, çocuklarına kavuşmak için zor bir süreçten geçmiş. İki düşük yapmış. Ardından doktorlar ona artık çocuk sahibi olamayacağını söylemiş. Bu dönemi şöyle anlatıyor: “Bunun doğru olmadığına kendi kendimi ikna ettim. Ve gerçekten inandım. İlk hamileliğimde 9 ayımı yatakta geçirmek zorunda kaldım. Dayanıklılığımın ve gücümün sınandığını hissettim.

Efsane güzelliğini neye borçlu?



“Cinsel çekiciliğin yüzde 50’si sahip olduklarınız, yüzde 50’si de insanların sahip olduğunuzu düşündükleridir. Burnum çok uzun, çenem kısa, kalçalarım da geniş. Ama tüm bunlar birleştiğinde ortaya fena bir görünüm çıkmıyor” demişti 60 yaşındayken. Güzellik lügatına Akdenizli kadın terimini kazandıran da “bilge” ve güzel Sophia Loren’den başkası değil. Peki onun gibi olmak için ne yapmak lazım? Loren bu soruya “Sanırım işin en önemli kısmı genetik” diye cevap vererek, topu taca attı ve devam etti: “Ama mutlu ve huzurlu bir aile hayatının da çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Aile hayatını çok önemsiyorum. Özellikle torunlarımla vakit geçirmek bana büyük keyif veriyor.”


Loren aile konusunda doğuştan şanslı sayılmaz. O ve kardeşi evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelmiş. Babaları onları kabul etmemiş ve başka bir kadınla evlenmiş. “Hiçbir zaman bir babam varmış gibi hissetmedim” diyor. “Ne kadar genç olursanız olun, hayatınızdaki kötü giden şeylere bir şekilde alışıyorsunuz. Tabii bir yandan da diğer çocuklardan farklı olduğunuzun farkındasınız. Onların annesi ve babası var çünkü. Her ne kadar böyle konuşsam da babama derin bir nefret duymuyorum. Aslında nefret nasıl bir şey onu da bilmiyorum. Hem, ben şanslıydım çünkü etrafımda kardeşim, dedem ve büyükannem gibi beni seven pek çok kişi vardı...” Loren, kendisini keşfeden yapımcı ve yönetmen Carlo Ponti’yle 1957 yılında evlendi. İkisinin de adı dönem dönem başkalarıyla anılsa da (“Houseboat” çekilirken Hollywood, Sophia’nın dönemin aktörlerinden Cary Grant’la birlikte olduğu haberleriyle çalkalanıyordu.) birbirlerinden vazgeçmediler. Ponti, 2007 yılında vefat edene kadar Loren ona hayat arkadaşlığı yaptı. Şimdi bu evlilikten olan iki oğlu ve torunlarıyla mutlu bir hayat sürüyor.


Ne yer, ne içer?



Sophia Loren çocukken o kadar sıskaymış ki onu “Kürdan Sophia” diye çağırırlarmış. 14 yaşında filizlenmeye ve tıpkı annesi gibi yuvarlak vücutlu bir kadın olma yolunda hızla ilerlemeye başlamış. “Uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız Akdeniz usulü beslenin”minvalinde pek çok haber okumuşsunuzdur. Bu yüzden olsa gerek Sophia Loren’e de formunu nasıl koruduğu ve ne yiyip içtiği sorulduğunda; Akdenizli olmasına vurgu yapıyor. “Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Her şeyden az az yeme ve vücudun ihtiyaçlarına kulak verme felsefesinden yanayım. Ve tabii bir Akdeniz kadını olarak zeytinyağlı yiyeceklere ağırlık veriyorum” diyor. Loren’in 2007’de 72 yaşındayken, Pirelli takvimine verdiği pozları hatırlayın. Gözümle gördüm, şimdi de yaşının çok çok ötesinde dinç bir görünüme sahip. Demek ki Akdenizlilerin bir bildiği var.


Güzel kokulu banyo seansı



Yaş konusu Sophia Loren için hiçbir zaman sorun olmamış. Hemzaten “olgun doğan”lardan olduğunu dile getiriyor. Kendisini hiçbir zaman bir kız gibi hissetmemiş. “15 yaşındayken bile bir kadındım” diyor. “Elimden geldiğince dış görünüşümü korumaya çalışıyorum. Ama yaşlanmak da harika. İnsanı olgunlaştırıyor.” En önemli güzellik rutininin, sıcak ve güzel kokulu banyo seansı olduğunu söylüyor. Yalnız kalmak ve sadece düşüncelerine konsantre olmak, kendisini bir tüy kadar hafif hissetmesine sebep oluyormuş. “Çoğu zaman unutmamama affederim. Kaderci bir yapıya sahip olduğumda söylenemez. Bir Napolili olarak hayata iyimser gözlerle bakmayı tercih ediyorum.” Bu sözleri de kulaklara küpe olsun.Malum, güzellik içinizden dışa yansıyan...


Röportaj: Pınar Erbaş

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.