Yazıya başlamadan: “Bienal” İtalyanca “her bir diğer yıl” anlamına gelen ve iki yılda bir düzenlenen etkinliklere verilen addır. Çoğunlukla kültürel veya sanatsal faaliyetler için kullanılan bir terimdir. En eski bienal, 1895’ten beri düzenlenen Venedik Bienali’dir. (Vikipedi’den alıntıdır)

13. İstanbul Bienali’nin bu seneki kavramsal çerçevesi “Bir forum olarak kamusal alan.” Ve fakat ironik bir şekilde bu sene “sokaklarda” bienal etkinlikleri olmayacak. Bienal organizatörleri bunu telafi etmek için bienalin tamamının ücretsiz olmasına karar verdi. Böylelikle aslında zorlu izinlerle sanata açılacak olan kamusal alanlardan vazgeçilse de kendi alanını yaratmış oldu bienal. Geçen yıl olduğu gibi bu sene de sanatçılar önceden açıklanmadı. Son ana kadar merakla bekledik. Bienalin teması ise Lale Müldür’ün bir kitabından alıntıyla “Anne Ben Barbar mıyım?”. İçimizdeki ve çevremizdeki barbarlarla yüzleşmek sanata bizi daha yakınlaştırmış olabilir mi? Hem evet hem de hayır... Bu sorunun cevabı aslında temanın içinde saklı: Anne ben barbar mıyım? Ücretsiz gezilebilecek bienal 20 Ekim’e kadar sürecek. Bienalin mekânları: Antrepo No.3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER, SALT Beyoğlu ile ve İMÇ 5.Blok’taki 5533. 10.00-19.00 saatleri arasında pazartesi hariç her gün; 5533 ise pazar hariç her gün açık olacak. Açılış haftasına özel olarak, sergi mekânları 16 Eylül Pazartesi günü de gezilebilecek. Ayrıntılı bilgi için: 13b.iksv.org

Haber: Heja Bozyel