Amerikalı yıldız, filmdeki karakterinin aksine bu kez konuşturmuyor, konuşuyor. Üstelik onu konuşturmak için suda boğmaya da gerek yok!


ABD’de bir süre gösterimi sınırlanan ve sonra serbest kalan Zero Dark Thirty filmi, bu hafta Türkiye’de de vizyona girdi. Filmin tartışma yaratmayan tek yanıysa Amerikalı aktris Jessica Chastain’in (36)Maya karakteriyle sergilediğimüthiş oyunculuk. Bu yıl “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Altın Küre kazanan ve geçen yıl “Duyguların Rengi” ile aynı dalda Oscar’a aday gösterilen Jessica Chastain, bu sefer Oscar’ı alabilir. “Zero Dark Thirty”, Türkçe’ye “Bin Ladin’i Öldürmek” diye çevrildi. Esasmanasıysa, askeri dilde saatin 12.30 olması. 11 Eylül’ün ardından Bin Ladin’in peşine düşen CIA’in Usame Bin Ladin’i nasıl bulduğu anlatılıyor.


El Kaide tutsaklarına “waterboarding usulü”, yani su altında tutularak işkence uygulanan sahnelerle açılıyor. Filmle ilgili en büyük tartışma da buradan kopuyor. İşkenceye karşı olduğunu söyleyen filmin yönetmeni Kathryn Bigelow’un işkenceyi Bin Ladin’in yakalanması uğruna gerekli bir yöntemgibi gösterdiği söyleniyor. Ancak bu hafta biz, Chastain’in herkesten övgü toplayan oyunculuğu üzerinde duracağız. Zero Dark Thirty’nin Oscar’lı senaryo yazarı ve eski bir savaş muhabiri olanMark Boal, Chastain’in karakterini şöyle tanımlıyor: “11 Eylül’ün ardından CIA’da 007 gibi ajanlık yapan istihbarat görevlisiyle; toplanan istihbaratı süzüp inceleyen analist arasında bir pozisyon yaratıldı.Maya, bu yeni ajanlardan.”


“Tanınmayan biriyim”

Chastain, filmin tartışma yaratacağını tahmin ediyormuş. “Eğer bir filmçıktığında herkes desteklerse, ‘Doğru hikâyemi’ diye düşündürür. Bence herkesi tedirgin eden ve tartışmaya iten bir film yapılmalı. Bu yüzden Bigelow’u ve cesaretini alkışlıyorum. Herkes olayın nasıl sonlandığını bildiğini zannediyor. Ama bilmiyorlar. Bu film olayın sonunun gerçekte nasıl geldiğiyle ilgili. Ve bu, şoke edici...”


Diğer yandan Jessica Chastain, filmin yarattığı tartışmadan ziyade canlandırdığı Maya karakterinden ne kadar etkilendiğini anlatıyor: “Maya’nın fedakârlığı ve üzerine düşen görevi düşündüğümde duygulanıyorum. Artık CIA’dakilerin hayatını anlayabiliyorum. Ben de son 3 yıldır kendimi sadece işime verdim. Ailemi özlüyorum. Arkadaşlarımla görüşemiyorum. ”Ama Chastain’i bu çalışkanlığı sayesinde geçen yıl 7 ay içinde art arda çıkan Tree of Life, Help, Dept ve Coriolanus gibi filmlerde izledik. Chastain’in yorumuysa: “Herkesin görmekten bıktığı ama tanınmayan biriyim. Bir seferinde Tayland’da İngilizler beni görünce ‘Hey kızıl’ diye bağırdı. Anladımki kızıllara ‘Kızıl’ diye bağırıp tanımadan geçiyorlar. Londra sokaklarında rahat yürüyebiliyorum bu sayede.” Bu durumdan alınmıyor, zaten kendini yıldız gibi görmüyormuş. Ne var ki artık o, yıldızlığı tescillenen bir oyuncu. Belki de geçmişte yaşadıklarından dolayı dikkatli konuşuyor. Bu tavrının sebebini şu sözlerden anlamakmümkün: “Yer aldığımbazı filmler, Hollywood bahaneleriyle gösterilmediler. Bu da arkadaşlarımla ‘Chastain laneti’ şakasını çıkarmamıza neden oldu. Televizyonda ceset olarak bile oynadım. İçimdeki oyunculuk ateşi her rolle yeniden doğuyor.”


Haber: Alihan Mestci

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.