Meşhur gökbilimci, astrobiyolojist, kozmolog, astrofizikçi ve yazar Carl Sagan, 1996 yılında hayatını kaybetti. Söz konusu parapsikoloji olduğunda son derece şüpheciydi. Aradan 20 yıl geçti ve artık elimizde parapsikoloji evrenindeki çeşitli olguların gerçekliğini doğrulayan güçlü kanıtlar var.


Sagan, bu olguya konu alan bilimsel çalışmaları yok saymıyordu; aksine bazılarının ‘ciddi araştırmaları’ hak ettiklerini düşünüyordu – önceki hayatlarından detaylar anlatan çocuklar, rastgele sayı üreteçlerini düşünceyle etkileyebilen insanlar gibi durumlar araştırmayı hak ediyordu.





Sagan hayatta olsaydı, konunun hassasiyetine rağmen reenkarnasyon odaklı ciddi bilimsel araştırmaların yapıldığını görürdü. Bu konuya, bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşırken, tüm inanç sistemlerini bir kenara koyup yalnızca nötr bir bakış açısıyla elde edilen bilgileri incelemek gerekiyor. (tabi ki yapması söylemesinden zor)


Sonuçlar ve reenkarnasyon vakaları

Bu konu, dünyanın birçok yerinden çeşitli akademik kurumlara bağlı sayısız bilim insanı tarafından araştırıldı; yapılan çalışma sayısı göz önünde bulundurulduğunda paylaşılacak olanların seçimini yapmak zor bir süreç. Dünya genelinde 2500’den fazla spesifik vaka detaylı bir şekilde incelendi; her kıtada bulunan vakalar belgelense de bu olguların kültürel açıdan kabul gördükleri yerlerde (doğuda) daha fazla oldukları düşünülüyor. Bu nedenle, eğer bu konu ile bilimsel bağlamda ilgiliyseniz, araştırmanızı burada okuduklarınızdan öteye götürmenizde fayda var.




Jennifer Lawrence, Zubaida Tharwat


Virginia Üniversitesinden psikiyatrist Jim Tucker, Journal Explore dergisinde 2008 yılında yayımlanan makalesinde, kişilerin geçmiş yaşamlarından deneyimlerini anlattıkları tipik reenkarnasyon vakaları tanımladı. Bu vakaların ortak noktalarından biri, tümünün yaklaşık 35 aylık çocukları içermesi. Bahsedilen deneyimler çoğunlukla detaylı ve kapsamlı. Tucker’ın bahsettiğine göre, çocukların çoğu deneyimlerini anlatırken güçlü duygusal hareketlerde bulunuyorlar; kimi ağlıyor kimisi ise yoğun öfke gösteriyor. Çocuklar önceki ailelerine götürülüyorlar ve bilmeleri imkânsız olan geçmiş yaşamların özelliklerini ve niteliklerini anlatıyorlar.


Bu vakalar çok küçük çocukları içerdiklerinden aldatmaca şüphesine düşmek için sebep bulunamıyor. Ancak bilimsel açıdan bakıldığında, vakalar ne denli merak uyandırıcı olsalar da yine de birçok parapsikolojik olguya bela olan bir problemle karşılaşılıyor. Tucker’ın da belirttiği gibi: “Bu tür bir bilinç transferi ile ilişkili olan süreçler hakkında herhangi bir veri yok; daha detaylı aydınlanmaların yaşanması gerekiyor.”





Tüm bunlar ne demek oluyor?

Sonsuz sayıda konulara ayrılan, gerçek anlamda binlerce soru sorulabilir. Tüm bunların ne demek olduğuna dair bir açıklama yapmak mümkün değil; ancak reenkarnasyon konusunda sahip olduğumuz kanıtları alıp bilincin vücut dışında da var olabildiğini varsayan bilimsel literatürde mevcut diğer parapsikolojik olgularla birleştirdiğimizde, yaşamın fiziksel olarak görülenden ve bilimin açıkladığından öte bir kavram olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.