İnsanlarla öz-şefkat hakkında konuşulduğunda genellikle bu konu endişe veya kendine güvensizlik olarak anlaşılıyor. Çoğu insan kendine öz şefkat yani karşı nazik olma fikrinin onları zayıf veya kanaatkar göstereceğini düşünüyor. Aynı zamanda insanın kendisini eleştirmesinin onu sorumluluk sahibi yapacağını veya verimliliğini artıracağı kanısında. Ayrıca, kendini eleştirme alışkanlığından vazgeçmenin de yeteneklerini körelteceğini düşünüyor. Halbuki bunun tersinin doğru olduğunu bilmiyorlar: Kendini başarılamayacak kadar zor standartlara tabi tutmak ve hep daha iyisini yapmak için kendine yüklenmek aslında verimliliği düşürüyor.

Yapılan son araştırmalara göre kendini çok fazla yargılama depresyon, bir şeylerden kaçma isteği (başarısızlıktan kaçmak gibi), özsaygıyı kaybetme, kendine zarar verecek kadar mükemmeliyetçi olma, erteleme ve aynı şey üzerinde takılıp kalma gibi şeyleri beraberinde getiriyor. Yani denilebilir ki, akademik, kişisel, sağlıkla ilgili ve profesyonel bir konuda kendini yargılamak hedeflerinizi tehlikeye atıyor ve emeklerinize zarar veriyor.

Kendinize karşı şefkatli olmak ise kuvvetli ve esnek olmanızı sağlıyor, size problemleri tanımlama, olumsuz eleştirileri kabul etme, size iyi gelmeyen alışkanlıklarınızı değiştirme gücü veriyor. Ayrıca aksiliklere karşı esnek olmanızı, büyümenizi, öğrenmenizi, iyi alışkanlıklar edinmenizi ve tabii ki başarılı olmanızı sağlıyor.

İşyerinde kendinize iyi davranmanız için 4 ipucu

Kendine karşı şefkatli olmak, insanın en az diğerlerine karşı şefkatli olması kadar önemlidir. Buna nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız aşağıdaki ipuçlarından faydalanabilirsiniz:

Öğle yemeği vaktini kendinizi mutlu etmek için kullanın

Yemeğinizi yerken yediğiniz şeyin tadına varın. Size iyi hissetirecek şeyleri yemeyi deneyin. Biliyor muydunuz; araştırmalara göre sağlıklı yemekler yemeyi seçmek bir sonraki sefere sağlıklı yiyecek seçme olasılığınızı arttırıyor.

Kendinizden şüphe duymayın

Şunu unutmayın ki hepimiz bazen -sizin gibi- kendimizi insanları kandırıyormuş gibi hissederiz. Kendi kendinize söylenmek, bir şeyi yeteri kadar iyi yapamadığınızı düşünmek ve kendi kendinize zorbalık etmek bunlar hepimizde zaman zaman olabilen devranışlar. Unutmayın ki çoğu insan “Dolandırıcı Sendromu” denen bir sendromdan muzdarip. Bu sendroma sahip insanlar aslında oldukları gibi davranmadıklarını, oldukları yere kendilerini ait hissetmediklerini ve çevrelerindeki insanların onların aslında ne kadar yetersiz olduklarını düşünecekleri hakkında kaygılanırlar. Aslında gerçek şudur ki birlikte çalıştığınız insanlar, ne kadar özgüvenli görünürlerse görünsünler kendilerinden şüphe duyarlar. Bu insan doğasında olan bir şeydir. Ve unutmayın ki bunlar sadece kafanızdaki düşüncelerdir, yani bir doğruluğu yoktur.

Kendinizle arkadaş olun

Ne kadar klişe görünürse görünsün bu, işletme bölümlerinde öğrencilere verilen bir tavsiyedir ve aslında çok yararlıdır. Kendinize çok yüklendiğinizi fark ettiğiniz anda size aynı sorunla gelen bir arkadaşınız varmış gibi düşünün. Nasıl tepki verirdiniz? Nasıl destek olurdunuz? Ne derdiniz? Şimdi aynı şeyleri kendinize uygulayın.

Yardım istemekten çekinmeyin

Çoğumuz “Kendi problemini kendisi çözen” diye nitelendirdiğimiz profesyonellerden olmamız gerektiği yanılgısına kapılırız. Bu kafa yapısında olduğumuz için kimseden yardım istemeyiz. Aslında içten içe yardım istemek zorunda olduğumuzu kabul etmeyiz. Zaman geçtikçe de “Ben bunu hallederim!” diyemez olduğumuzu düşünmeye başlarız ve kendi işimizi kendimiz yapamadığımızı düşünürüz. Birinin size yardım etmesine izin vermekle işe başlayın. Unutmayın ki insanlar birilerine yardım ettiklerinde kendilerini iyi hissederler ve birine yardım etmek insanlarla iletişim kurmanıza yardımcı olur. Bu yüzden insanların yardımlarını geri çevirmek yerine kabul etmeyi deneyin. Unutmayın ki kendizini sıkışmış hissetiğiniz anlarda yardım istemek daha iyi hissetmenize yardımcı olur.

Kaynak: mindful.org