Doç. Dr. Ulun Uluğ, endometriozis hastalığı hakkında merak ettiklerimizi açıkladı...
Endometriozis nedir?
Rahmin içerisinde bir tabaka bulunur ve bu tabaka her adet döneminde dökülerek adet kanamasına neden olur. Bazen bu tabaka, çeşitli nedenlerden dolayı rahmin dışında, örneğin yumurtalıkarda, mesanede, bağırsaklar üzerinde, böbrekte hatta beyin gibi organlarda bile gelişebilir. Bu tip anormal yerleşimlerin niçin olduğu tam açıklanamamıştır. Ancak anatomik bozukluklar, bağışıklık sisteminindeki aksaklıklar veya hormonal faktörler üzerinde durulmaktadır. Nedeni ne olursa olsun, genel olarak bu hastalığa endometriozis tanısı konulur.
Endometriozis kimlerde daha sık görülür?
Endometriozis infertilite (kısırlık) şikayeti olan kadınların yarısında izlenebileceği gibi çocuk sahibi olmuş kadınların %20'sinde de gözlenmektedir. Daha çok modern hayatın bir rahatsızlığı olarak bilinmektedir. Sosyo ekonomik seviyesi yüksek, şehirli hayatı olan kadınlarda daha fazla izlenebilir. Coğrafi faktörler veya genetik yatkınlık da hastalığın nedenleri arasında olabilmektedir. Endometriozis infertiliteye neden olabileceği gibi çocuğu olmayan genç kadınlarda da izlenmektedir.
Endometriozisin belirtileri neler?
Endometriozis bazen tamamiyle tesadüfen saptanır, yani şikayet olmadan da gelişebilir. En fazla görülen şikayet, sancılı adet kanamasıdır. Hatta hastalar bu dönemlerden çok korkarlar, ağrıyı dindirebilmek için acil servislere bile başvurdukları olmuştur. Bunun dışında adet düzensizliği, sancılı büyük abdeste çıkma, bazen dışkıda kanama veya idrarda kan görülmesi olabilir. Akciğerlere yerleştiği zaman kanlı balgam çıkartmaya yol açabilir. Beyine yerleştiği zaman epilepsiye yol açtığını gösteren vaka takdimleri vardır. Endometriozis en sık yumurtalıklara yerleşir ve yumurtalılarda çikolata kisti dediğimiz kitlelere yol açar. Çikolata kisti durumlarında kasık ağrısı, kabızlık veya cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabilir. Bazı durumlarda infertilite şikayeti ile gelen ve hiçbir semptom göstermeyen kadınlarda da saptanabilir.
Endometriozis belirtisi, diğer adet ağrılarından nasıl ayırt edilir?
Endometriozisdeki kasık ağrısı adet dönemleriyle alakalıdır. Sancılar kanama ile başlar ve adet dönemine devam eder, daha sonra kaybolur. Başka bir deyişle ağrılar her ay halinde mesai yaparlar.
Endometriozis tedavisi nasıl yapılıyor?
Endometriozisde iki ana şikayet vardır: Birincisi sancılı adet görme, diğeri ise kısırlıktır. Şikayetin tipine göre tedavi yolu farklı olabilmektedir. Örneğin sadece ağrı şikayeti olan kadınlara ağrı kesiciler, hormonal ilaçlar verilebilir veya daha ağır olgularda cerrahi yöntemler önerilir. İnfertilite şikayeti olanlarda farklı görüşler olmakla beraber cerrahi yöntem ile daha çok laparoskopi tercih edilir, çikolata kistlerinin çıkarılması veya direk yumurtlamayı artıcı tedavi veya tüp bebek önerilir. Hastanın yaşı, evlilik süresi, eşlik eden erkek faktörünün olması hangi tedavi yönteminin seçileceğinde önemli rol oynamaktadırlar. Unutmamak gerekir ki endometriyozis modern hayat şartlarının neden olduğu bir rahatsızlıktır ve hayat şartlarını düzenlemek, özellikle beslenme alışkanlığında yapılacak değişiklikler hastalığın ilerlemesini engelleyebilir. Çocuk sahibi olan ve artık üretkenlik potansiyellerini düşünmeyen daha ileri yaşlı kadınlarda rahim ile yumurtalıkların alınması kesin tedavi yöntemidir.
Endometriozis ameliyatı sonrasında gebe kalma oranı nedir?
Endometriozisde operasyon sonrası gebe kalma olasılığı cerrahi tekniğe ve uygulamayı yapan hekimin tecrübesine göre değişmekle birlikte ilk yıl içerisinde %50'ye varan gebe kalma şansı vardır. Ancak özellikle ilerlemiş olgularda sadece cerrahi yeterli olmamakta cerrahi sonrası yumurtlamayı arttırıcı tedavi veya direkt tüp bebek tedavisini önermekteyiz. Endometriozisin nedeni tam anlaşılamadığı için cerrahi sonrası nüksetme olasılığı da 1. yıldan sonra %50'ye varmaktadır. Bu yüzden hastalığın ilerlememesi için ya baskılayıcı tedavi uygulamak gerekir ya da en kısa sürede gebelik için uygun koşulları oluşturmak için tedavi vermek önerilir.
Endometriozis tedavisinde ilaçlar da kullanılıyor mu?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi ilaç tedavisi hastalığın ilerlemesini veya ağrı gibi şikayetlerin azalmasını sağlamak için kullanılmaktadır. İlaç tedavisini kestikten sonra endometriyozise bağlı bulguların tekrarlayacağını göz önüne almak gerekir. İlaç tedavisini daha çok henüz gençlik çağında olan kadınlar için önermekteyiz. Kullanılan ilaçların endometriyozisi tedavi edici özelliği yanında maalesef yan etkileri de olmakta hatta bazen tedaviyi yarıda bırakmaya yol açmaktadır.
Kadınların gizli düşmanı: Derin endometriozis
Endometriozis üreme çağındaki kadınlarda görülen iyi huylu, ancak hayatı adeta kabusa çevirebilen kronik bir hastalık. Ülkemizde 1.5 milyon kadın, bir başka deyişle her 10 kadından biri bu hastalıkla mücadele ediyor. Endometriozis sadece bel ağrısıyla kendini gösterebildiği gibi, şiddetli adet sancıları, cinsel ilişkide ağrı, sürekli yorgunluk, idrarda yanma, dikkati toplayamama, hatta depresyon gibi başka hastalıkları da taklit eden belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Bazı hastalarda minik bir lezyon yaşam kalitesini ciddi boyutlarda olumsuz etkilerken, bazılarında ise limon büyüklüğüne ulaşıp hiçbir yakınmaya neden olmadan sinsice de ilerleyebiliyor. Tüm bu nedenlerden dolayı teşhisin konulması uzun yılları bulabiliyor, hastalar yıllarca şiddetli ağrıyla yaşamak zorunda kalıyor. Daha da kötüsü, endometriotik lezyonların karın zarı boşluğunun dışında, örneğin idrar yollarında, bağırsaklarda ya da mesane duvarında oluştuğu ‘derin endometriozis” tablosunda belirtiler göz ardı edildiği takdirde, daha ileri yaşlarda çok daha ilerlemiş, organlara zarar vermiş ve tedavisi daha kompleks hale gelmiş olabiliyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör derin endometriozisin oluşturabileceği hasarları önlemek için şiddetli adet ağrıları ve cinsel ilişkide ağrı çeken kadınların mutlaka doktora başvurmaları gerektiği uyarısında bulunuyor.
İdrar yollarından bağırsaklara…
Endometriozis rahmin iç duvarını döşeyen dokunun, bir başka deyişle endometrium tabakasının rahim dışında yer alması durumuna deniyor. Yüzeysel ve derin olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Sadece bu bölgedeki karın zarı üzerinde, yumurtalıkların dış yüzeyinde ve fallop tüplerinde yerleşen endometrial dokular “yüzeysel endometriozis” olarak adlandırılıyor. Karın zarından 5 mm’den fazla derine ilerlemiş, bağırsak ve mesane duvarına girmiş, ağrılı nodüller oluşturmuş, sinirlere kadar ilerlemiş ve bu bölgedeki organları normal anatomiyi bozacak şekilde birbirine yapıştırmış endometriozis lezyonlar ise “derin endometriozis” olarak tanımlanıyor.
Organlarda kalıcı hasar bırakabilir!
Endometriozisin en önemli belirtisi, genellikle adet döneminde ve cinsel ilişki sırasında karında veya kasıkta yaşam kalitesini bozacak şiddette ağrıya neden olması. Ağrı zamanla kronikleşerek adet döneminden bağımsız olarak da gelişebiliyor. Endometriozis hastalarının yüzde 10-20’sinde görülen derin endometriozis, şiddetli ağrının yanı sıra tutulum yaptığı organlara ciddi zararlar verebiliyor, bunun sonucunda organların bir bölümünün ameliyatla çıkartılması gerekebiliyor.
Bağırsaklarda: Bağırsakları tıkaması sonucunda dışkı yaparken şiddetli ağrı, kabızlık ve gaz yakınmalarına neden oluyor.
Mesanede ve üreterlerde: Kanlı idrar, idrar yaparken ağrı ve yanma yapabiliyor. Bunun yanı sıra üreterlerin tıkanmasına yo açarak böbrek yetmezliğine neden olabiliyor.
Yumurtalıklar ve tüpler: Yumurtalık ve tüpleri etkilediğinde bu organları kullanılmaz hale getirip infertilite, bir başka deyişle kısırlığa yol açabiliyor.
Sinirler: Bazen pelvik bölgedeki sinirlere kadar ilerleyip çok şiddetli ağrılara ve fonksiyon bozukluklarına yol açabiliyor.
Derin endometrioziste ameliyat şart
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı / Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör endometriozis tedavisinin hastalığın seviyesine, semptomlarına ve hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine göre değiştiğine işaret ederek, “Endometriozis ilaç tedavisiyle, ameliyatla veya her iki yöntem birlikte uygulanarak tedavi edilebiliyor. Ancak derin endometrioziste ağrıları hafifletmek amacıyla ilaç tedavisi uygulansa bile organlardaki yapışıklıkların, tıkanıklıkların ve hasarın giderilmesi için hastanın mutlaka ameliyat edilmesi gerekiyor” diyor.
Kanser cerrahisi kadar zor olabiliyor
Prof. Dr. Mete Güngör derin endometriozis cerrahisinin bazen kanser cerrahisi kadar zor ve kompleks olabileceğine dikkat çekerek, “Bu nedenle cerrahi tedavi yapılması uygun görüldüğünde, ameliyatın kapalı yöntemlerle ve bu konuda tecrübeli hekimler tarafından yapılması, hem hastanın doğurganlık ile hormonal fonksiyonlarının bozulmaması hem de hastalığın bir daha tekrarlama olasılığının azalması için çok önemli” diyor.
Kapalı yöntemler başarıyı artırıyor
Derin endometriozis pelvis bölgesindeki rahim, yumurtalıklar, bağırsaklar, mesane ve üreterler gibi organların birbirlerine yapışmalarına, bağırsak ve idrar yollarının tıkanmalarına yol açabiliyor. Ameliyat esnasında bu yapışıklıkları organlara zarar vermeden açmak, gerektiğinde tıkanıklık oluşmuş olan bağırsak veya idrar yolu bölümlerini çıkarmak ve bunları tekrar uç uca bağlamak gerekiyor. Bu esnada hastanın organ fonksiyonlarını korumak için sinirlere zarar vermemek ve yumurtalıkları korumak, sonunda bu bölgeyi hamilelik sağlayabilecek şekilde restore etmek şart. Prof. Dr. Mete Güngör bu nedenle bu ameliyatların vücut anatomisinin daha yakından ve net görüldüğü kapalı yöntemlerle, bir başka deyişle laparoskopik veya robotik olarak yapılmasının hastada ameliyat başarısını artırdığını ve hastaya daha çabuk iyileşme, daha az ağrı, daha az kanama ve daha çabuk günlük hayata dönebilme gibi önemli avantajlar sağladığını belirtiyor.”
YORUMLAR