2 hafta önce yayınlanan Prof. Dr. Marc Peeters’la söyleşimizde kanser tedavisinde multidisipliner yaklaşımdan söz etmiştik. Bu yaklaşımın uygulama alanlarından biri de karaciğer tümörlerinde kullanılan radyoembolizasyon tekniği ve pek bilindik bir tedavi yöntemi değil.


Peeters’ın sıklıkla vurguladığı tedavide kişiye özel yaklaşım ve multidisipliner anlayış çerçevesinde önemli bir yer tutuyor. “Radyoembolizasyon nedir, nasıl kullanılır, ne işe yarar?” sorularımı Türk Kanser Araştırmaları ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı ve Hacettepe Kanser Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayip Yalçın’a yönelttim.


Amaç uzun süreli anti tümor etkinlik

Prof. Dr. Yalçın radyoembolizasyon tedavisini şöyle tanımladı: “Etkin dozda radyoaktivite ile yüklenilen mikro kürelerin karaciğerde yerleşen tümörlere damar yollarından iletilmesidir. Bu yöntemde, karaciğerde sadece tümörün beslendiği damara ulaşılarak radyoaktif mikro küreler sayesinde tümör içine maksimum radyasyon verilirken, karaciğerin sağlıklı dokusunun korunmasıyla uzun süreli anti tümör etkinlik sağlamak amaçlanmaktadır. Genellikle belirli aralıklarla 1 ya da 2 kez uygulanabilir.”


Radyoembolizasyon en çok primer karaciğer tümörleri, kolon kanseri, nöroendokrin tümörler gibi türlerin karaciğer metastazlarında kullanılıyor ama bu kanserlerle kısıtlı değil. Sadece karaciğerde yerleşmiş, tedavi beklentisi olan birçok kanser türünde de kullanılabiliyor.


En ulaşılması istenen yöntem

Prof. Dr. Yalçın, bu yöntemin diğer tedavilerden en büyük farkının sadece tümöre tedavi uygulanıp sağlıklı dokuyu koruduğu için, kemoterapideki gibi bir sistemik yan etki beklenmemesi olduğunu belirtti. Diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılabildiğini, tümörde küçülme sağ- layarak diğer lokal tedavilerin uygulanmasını ve karaciğer nakli gibi durumları mümkün kılabileceğini ifade etti.


Cerrahi müdahaleye uygun hale gelmek, kanserli hücreleri karaciğerden tamamen arındırma ihtimali yüzünden bu tip hastalar için en pozitif ve ulaşılması istenen yöntem. Karaciğerdeki tümörün küçülmesi bu sebepten bir hayli önemli.


Prof. Dr. Şuayip Yalçın’ın da altını çizdiği üzere hekimlerin hastalarına uygun tedaviyi seçme konusunda seçenekler sunmaları gerekiyor. Multidisipliner tedavilerde hastaların kurullarda değerlendirilerek tüm tedavi seçenekleriyle birlikte karar verilmesi yaklaşımı ülkemizde birçok üniversite ve eğitim araştırma hastanesinde yaklaşık 10 senedir uygulanıyor.


En sık görülen 6. kanser türü

Karaciğer kanseri dünyada 6. en sık görülen kanser türü. Aynı zamanda karaciğere bağlı ölümlerde 2. sıradaki sebep. Türkiye’de 2012 senesinde toplanan verilerde HCC’ye bağlı ölüm sayısı 2000 iken, 2020 senesinde 2600’ü bulması bekleniyor. Batı ülkelerinde bu hastalığa yakalanma nedeni sıklıkla alkol olarak belirtilirken, Doğu ülkelerinde kötü yeme alışkanlığı ve obezite olarak saptanmış.


Siroz, HCC altında yatan ana neden. Sirozlu hastaların yüzde 90’ı karaciğer kanserine dönüyor. Karaciğer kanseriyse diğer kanser türlerine oranla en az yeni terapi ve ilaç geliştirilen tür. Son 10 senede primer karaciğer kanseri için dünya literatüründe tedavi rehberlerine girebilen hiçbir yeni ürün geliştirilemedi. Cerrahi müdahalede bulunulamayan hastalar için sadece tek bir çeşit kemoterapi ilacı ve karaciğer fonksiyon değerleri uygun hastalar için radyoembolizasyon seçeneği mevcut.


Röportaj: Damla Çeliktaban

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.