Bir sabah annemin yüzünde aniden kırmızı lekeler oluştu. Bu lekelerin ne olduğunu anlayamadık. Soğuk suda yüzünü yıkaması, mevsimin değişmesi gibi bahanelerle konuyu kapatsa da annemin bu durumdan kurtulması o kadar kolay olmadı. Ve sonunda kendisini evimizin yakınındaki özel hastaneye gitmeye ikna ettik. Cildiye bölümüne gitmesini söyledik. Annem de öyle yaptı.

Annem cilt doktoruna gitti, muayene oldu ve nedeninin ne olduğu söylenmeden eve acayip lüks markalı cilt kremleri ile geri döndü. Birkaç gün ürünleri kullandı, cildi hemen düzeldi. Bir şeyin dışını düzeltmek çok kolaydır ama asıl mesele her zamanki gibi içerde, derinde...

Ve bir zaman sonra annemde aşırı kilo kaybı olmaya ve lekelenmeler bu kez hem yüzünde hem vücudunda çıkmaya başladı. Bu kez bir dahiliye bölümüne gittik ve kan testleri yapıldı. Unutmayın CRP diye bir değer var. Bu değer sizin karaciğerinizde bir sıkıntı olup olmadığını yüksek ya da düşük çıkarak hemen gösterir. Anneminki çok ama çok yüksek çıktı. Sonra karaciğerle ilgili sıkıntının detayları anlaşılması için yaklaşık 3 aylık bir tetkik süreci geçirdik. Ama bu arada asla ilaç kullanmadık çünkü doktor karaciğerdeki rahatsızlığın tam teşhisini koymadan herhangi bir ilaçla zaten hasarlı olan karaciğeri daha da yormak istemiyordu.

4 ayın sonunda sonuç çıktı. Annemdeki durum karaciğerini şu an tüm organları yabancı organ olarak (sanki organ nakli olmuş da yeni uyum dönemi geçiriyormuş gibi) görüyor ve bu nedenle de saldırıyorlardı. Karaciğeri çalışmasını oldukça yavaşlatmış, görevini yerine getirmiyordu. Son olarak doktor artık parça almamız gerekiyor dedi ancak bunun için yatış yapılması lazım ve ne yazık ki büyük bir devlet hastanesi burası ve orada yatak sırası için en az 1 ay beklemeniz lazım. Doktorumuz 1 aylık sürecin bizim için herhangi bir tehlike arz etmediğini de söyleyince biz de gönül rahatlığı ile sıramızı beklemek için gerekli işlemleri yaptık. Bu arada kız kardeşimle birlikte bir araştırma sonucu enginar kürünü öğrendik. (Daha önce defalarca okuduk ama ilgimizi çekmemişti çünkü ihtiyaç yoktu) 40 gün boyunca kesintisiz enginar yemek karaciğeri yeniliyor yazıyordu her yerde, bir kaç kişi de bunu doğruladı. Biz de doktorumuza bunu denemek istiyoruz dedik. O da olabilir, zaten bir zararı olmaz dedi. En kötü ihtimalle sebze yemiş olur hepsi bu diyerek bizi destekledi.

Biz de ailecek karar verdik. Hastanede yatağı ilaç kullanmadan beklediğimize göre enginar kürünü uygulayabilirdik.

Annem her gün öğle yemeğinde taze alınmış ve yapılmış 1 adet zeytinyağlı enginar yedi. Ama 40 gün boyunca kesinlikle 1 gün bile atlamadı.

40 gün enginar yenmesi tamamlandı. Enginarlar bittikten sonra annem 1 hafta vücudunu dinlendirdi. Bu 40 gün enginar kürü ve 1 hafta dinlenme sonrası tekrar gidip kan testi yaptırdık. CRP değerlerine bakılmasını istedik. Sonuç harikaydı. CRP dahil tüm kan değerleri düzelmişti. Yani artık parça alınmasına gerek kalmamıştı.

Karaciğer kendi kendini yenileyebilen bir organmış ama ona çok iyi bakman şartıyla...

Enginar tarifi:

Enginarları bildiğiniz bir yerden ve taze şekilde alınız. Paketlerde 4'lü ya da 5'li oluyor zaten. Kesinlikle konserve almayınız. Bu kürü mevsiminde ve taze olarak uygulayınız. Enginarları yayvan bir tencereye diziniz. Bence bunun için en uygunu pilavlık tencere. Üzerlerine önceden tuzlu suda haşladığınız bezelye, havuç ve patatesten oluşan karışımı kaşık yardımı ile koyunuz. Ardından üzerine yuvarlak ince halkalar şeklinde doğranmış 1 adet soğanı da koyunuz. Sonra yarım çay bardağı gerçek zeyinyağını üzerinde gezdirerek dökün. 1 adet limon suyunu da aynı şekilde... Ve son olarak biraz tuz serpin ve göz kararı pişirmek için suyunu koyun. Tencerenin ağzını kapatın. Orta derece ateşte bir kere fokurdatana kadar bekleyin ardından altını kısın ve pişmeye bırakın.

Not: Bu enginarların her gün öğle yemeği saatinde sadece 1 tanesini yiyeceksiniz, unutmayın!

Yazı: Nuran Başyurt