23 Temmuz’da başlayan, 4 Eylül’de bitecek olan Venüs Retrosu'nu yaşarken, öz değer duygumuz, ilişkilerimiz büyük bir testten geçiyor. Mutsuz olup ilişkisini devam ettiren, yalnız kalmaktan korkan, değer görmediği halde sevgi dilenciliği yapan veya hayatının aşkını bulamamış olmaktan yakınan çok kişi var. Hal böyle olunca içinde bulunduğumuz dönemden geçerken ilişkilere dair birkaç söz söylemek isterim…

Yalnızlık kötü bir şey değildir. Kişi hayatta ilk önce kendinle barışmalı, kendi başına tam ve bütün olmayı hissetmelidir. Ancak bu duyguyu tamamladıktan sonra, kendisi tek başına bir elma var edebildikten sonra başka bir elmanın yarısı olmaya hazır hale gelebilir. Kendi bulmamış, duyguları ham kişiler çift olmaya giriştiğinde hem kendi hem de partneri acı çekerek deneyim kazanıyor. Bu yüzden erken yaşlarda hevesle yapılan evlilikler, nispet ve intikam içerikli egosal ilişkiler veya mekanik çıkarlara hizmet eden para gibi statü gibi sebeplerle atılan imzaların (evliliklerin) geri dönüşü çok zor oluyor. Venüs Retrosu döneminden geçerken birçok kişi bu yüzleşmeleri yaşıyor şu an.

Yalnızlık olmakla, yalnız hissetmek arasında çok ciddi bir fark vardır. Bence en tehlikelisi de kalabalıklar içinde eşi, partneri varken kişinin kendini yalnız hissetmesidir. O yüzden eğer oldurmaya çalıştığınız ama altı boş bir ilişkiniz var ise, varken yok hissediyorsanız bir saniye bile durmayın. Kırın zincirlerinizi… Asla korkmayın... Hayatın algoritması korkaklara müsait değildir. Daima ne istediğini bilen, çizgileri ve sınırları olan, korkmayan, önce bedenine, sonra duygularına, sonra hayata, yaşadığı coğrafyaya ve gezegene hakim olabilen, varlığının anlamını teraziye oturtmuş kişilere mutluluk vardır... Aslında insan doğası tek olmaya uygun değildir. İnsan çift olabilmeyi başarabilmedir yaşamında. Ancak doğru insanla ve doğru ruhla olduğunda tabii…

Sizi değersiz hissettiren, ruhunuzu kapsamayan, büyümenize gelişmenize destek olmayan, birlikte neşelenmediğiniz, birlikte ağlayamadığınız, güvende hissedemediğiniz, teslim olamadığınız, bütün hissedemediğiniz eciş bücüş ilişkilerle vakit kaybetmeyin. Böyle karakterlere prim vermeyin.

Gücü size kimsenin vermediğini ve vermeyeceğini, ateşinizi daima kendininiz yakabileceğinizi, bugün ağladığınız şeye yarın gülebileceğinizi asla unutmayın. Tükenmiş ilişkileri zorlamayın. Gerektiğinde vazgeçmekten, gerektiğinde gitmekten korkmayın. Ortada değerli bir kişi ve ilişki var ise mücadele edin tabii.

Yaşamın anahtar kelimeleri dualite ve dengedir. Kadın ve erkek bir dualitedir. Gece ve gündüz, sıcak ve soğuk, dişi ve eril enerji bir dualitedir. Zıtlıklar birbirini daima tamamlar, birbirleri arasında üstünlük yoktur. Mutsuzluk olmadan mutluluğun tanımını asla anlayamazdık. Zıtlıkları kaos değil tamamlanma enerjisi olarak görün. Ve ne aşırı ise hayatınızda zıttıyla dengeleyin. Aşırı yalnızlığa çekiliyorsanız bu tehlikelidir. Biri olmadan yapamıyor, tek kalamıyorsanız bu da tehlikelidir. Her şey dengede olmalı…

Dilerim bir gün isteyen ve hazır olan herkes ruhunun diğer yarısını bulsun ve onu doyasıya yaşayabilsin.

Sevgilerimle,

Buşra Efe