Yanımdaki bisiklete tünedi. Kulağımda kulaklık, pedal çevirirken müzik dinliyorum, hiç oralı olmadım. Sonra bacak egzersizleri için yer değiştirdim. Oraya da geldi.
“Bisikleti ben de seviyorum. Hafta sonları sahilde de biniyorum.”
Gülümsedim.
Bekledi ki bir şey diyeyim. Demeyince, oturduğu yeri söyledi. Yokuş aşağı iniyormuş, bütün sahil boyunca, belki iki saat bisiklet sürüyormuş. Zengin semtin zengin sitesinde yaşıyor. Kadınların bundan etkilendiklerini biliyor ki, beklemeden adres veriyor.
Birçok insan gibi birçok kadının da zenginlikten etkilendiği, bunu güç olarak gördüğü bir gerçek. Ben de başka koşullar altında etkilenebilirdim doğrusu. Fakat ağzı laf yapan adamın zengin versiyonunu katlanılmaz buluyorum.
“Bisikletten sonra da klasiğim simit-peynir-çay...”
Bak bak... Şimdi de simit seven zengin oldu. Kendi klanından olmadığımı anladı demek.
“Ben kahveciyim” deyip birkaç dakikalık dinlenmeye geçtim.
Başını arkaya doğru çevirdi.
“Bana bir çay, hanımefendiye bir sade kahve” deyip bana döndü. O gevrek gevrek gülerken kendime sormadan edemedim.
Açıkça kendi çevresinden olmayan, manken gibi de olmayan bir kadınla, benimle ne işi var? Kendime böyle sorular sormayı seviyorum, cevapları genellikle gecikmeden kendiliğinden geliyor.
Spor salonlarına spor aletleri satan adam, birden kapıya doğru bakıyor. Kapının camdaki yansımasından görüyorum, içeriye giren kadın ona el sallıyor. Bana nasıl bakıyorsa o kadına da öyle bakıyor. Soyunma odasına girene kadar onu gözleriyle takip ediyor. Ben arka bacak kasları çalışmaya başlarken adının Erhan olduğunu söylüyor. Kendi ismimle karşılık vermek için acele etmiyorum. Adımı öğrendikten sonra memnun olduğunu söylüyor. Çapkın çapkın,
“Görüşmek üzere” diyor.
“İyi akşamlar” diyorum yüzüne bakmadan.
Ben çıkarken Vitamin Bar’da başka bir kadınla konuştuğu gözüme çarpıyor. Başıyla beni selamlıyor. Yüzünde memnuniyet ifadesi var.
Eve yürürken düşünüyorum. Bu adamın benimle işi yok elbette. Kadınlarla konuşmaktan, zevzeklik etmekten zevk alan, servetiyle şişinen zibidinin teki. Bence tek derdi reddedilmemek. Kendimi salak gibi hissediyorum. Sanki adımı söylemek zorundaydım! Sanki “İyi akşamlar” demek zorundaydım! Ben de kafamı onun gibi sallayıp geçemez miydim?
Ama kendime kızmak istemiyorum şimdi. Çünkü ben bu adamı zaten beğenmedim. Yanımdan gitsin istedim. Hemen onunla, ikimizle ilgili hayaller kurmadım. Kendimi takdir etmeliyim. Ediyorum da. Kendimi spordan sonra çok iyi hissediyorum. Çenesi düşük zibidinin teki yüzünden gerilemem.
Duştan sonra yatağıma uzanıyorum. Sadece yedi ayda nereden nereye geldim. Kendime güvenimi tesis ettim. Kendime güvenim yerine geldi diyemiyorum, çünkü yoktu. Bunun nedeni, aynı anda iki erkeğin –beraber olduğum Sedat’ın ve hep bir adım mesafemde duran Atila’nın– ilgisi. Gerçi kendime güvenmeye başlamamın, iki erkek sayesinde olduğunu söyleyerek kendime haksız etmek istemiyorum. Kendime güvenmeye başladıysam, kendime güvenmek istediğim içindir. Ana fikir –kendime güvenmek– buydu, detaylar –iki erkeğin ilgisi– kendiliğinden şekillendi.
Nadas dönemindeyim. Aklıma, kalbime kendimle ilgili ektiklerim elbet filizlenecek. Filizleniyor da. Bence her kadının nadasa ihtiyacı var. Hayatında bir erkek olmadığı ve erkeklerle gönül ilişkilerini sorguladığı, kendine samimi sorular sorup samimi cevaplar verdiği, hatalarını fark ettiği, kabul ettiği ve dönüştürmeye başladığı bir döneme her kadının ihtiyacı var.
41. bölüm 17 Ağustos 2018 Cuma hthayat.haberturk.com’da...
Diğer bölümler
Ağzı iyi laf yapan erkeğe gıcığım var
Erkek, sonu gelen bir şey mi?
Babam seninle evlenmeyecek
İtiraflar... İtiraflar...
Her şey çok güzel olacak
Kadınların anlamadığı bir erkek dili var
Tarçınlı zencefilli kahve zayıflatır mı?
İlginin, fedakarlığın fazlası erkeği bozar
İşte güzel kadının hiç olduğu an!
?
Garantici değilim, gayet insani bir durum
Mutluluktan eriyorum
Hesapsız sevgililik güzel şey
Yeni yıla ne istediğimi bilerek giriyorum
Acımakla âşık olmak arasında gidip gelmek
Teşekkürler hayat
“Müsait değilim Atila, teşekkürler. Sinem.”
Sevgili değil pansuman arıyor!
Bazen bir erkeğe haddini ânında bildirmek gerekir
Güçlü kadın, erkek gibi olan kadın değildir
Belki de o kadar üzülecek bir şey yoktur
“Atila Bey, eşiniz aradı, telefonunuzu bekliyor”
Bazen birkaç saniye ne çok şeyi değiştirir
Hayatın sürprizlerle dolu olduğu doğrudur
Bileğimdeki paket lastiğine güveniyorum!
Mutluluğa layık olduğuma nasıl ikna olacağım?
“O olmazsa ben bir hiçim” ya da muhtaçlık duygusu
İlk gelene gene yapışacak mıyım?
Her yalnız kadın arada bir salaklaşır
Ruh eşimi hayatıma nasıl çekerim?
Bekâr kadın bazı gerçekleri hemen kabul etmek istemez
Sahtekardan sevgili olmaz
Çapkın mı, yoksa çapkın olmaya mı çalışıyor?
Hilmi’ye misilleme
Erkeklerin kafası kadınlarınki gibi çalışmıyor
Bir erkeğin sol elinden önce gözlerine bakmak
Ben bekarsam kimse evlenmesin
Erkekler güçlü kadından korktuğu için yalnızım
Koca adamsın ne yapacaksın 1+1 daireyi