Ne kadar süreceği ve nasıl ilerleyeceğini asla bilemediğimiz doğum süreci boyunca kadınların hemen her zaman aç bırakıldığını biliyor muydunuz?


Vücudun susuz kalmaması için genellikle serum bağlanır ama bu elbette düzenli gelen kasılmalar ve yorucu doğum süreci bitene kadar harcadığınız enerjiyi karşılamıyor. Ayrıca pek çok kadın, koluna bağlı serum ile özgürce hareket edemiyor ve bu da sıklıkla doğumun ilerleyişini olumsuz etkileyebiliyor.


Doğumda aç bırakılmanın sebebi, normal doğumun ilerleyişinde bir terslik olması durumunda annenin acil sezaryen ameliyatına alınabilme ihtimalidir. Bu ameliyat için anestezi alması gereken annenin midesinin boş olması tercih edilir çünkü anestezi altındayken kusma gibi durumlarda boğulma tehlikesi vardır. Tıpkı bütün ameliyat hastaları gibi, doğum yapan kadınların da aç olması tercih sebebiydi. Ayrıca doğum süresince mide bulantısı ve kusma gibi durumlar da sık sık ortaya çıkabiliyor, bu yüzden ne kadar az yerseniz o kadar iyi mantığıyla annelere asla bir şey yiyip içmemeleri sıkı sıkı tembihleniyordu.


Yeni yapılan bir araştırma, bu uygulamaların artık gereksiz olduğunu ortaya çıkardı.


Doğumda enerjiye ihtiyacınız var!

Bu konuda çok fazla söylenti dolaşsa da, ortalama bir doğum sürecinde yakılan kalori miktarı 3500 ile 5000 arasında değişebiliyor. Yani 10 kilometre boyunca koştuğunuzda yaktığınızın yaklaşık iki katını yakmış oluyorsunuz!


Ciddi bir enerji harcanıyor, üstelik doğum boyunca mümkün olduğunca özgür ve güvende hissetmeniz de gerekiyor. Size sürekli yemek yememeniz gerektiğini söyleyen ve bazen bir bardak suya dahi izin vermeyen profesyonellerin olduğu bir ortamda kendinizi güvende hissetmeniz de biraz zor oluyor haliyle…


Yapılan yeni araştırma şöyle diyor: “Çoğu sağlıklı kadının doğumda aç bırakılması gereksizdir, hatta hafif bir öğün yemenin faydaları daha fazla olabilir.” Araştırmada ayrıca doğum sırasında harcanan enerjinin maraton koşucularının yaktığı kalori ile kıyaslanabileceğini de söyleniyor.


“Yeterli beslenme olmadığında kadın vücudu, halihazırda varolan yağ deposundan enerji harcamaya başlayacaktır. Bu da anne ve bebeğin kanındaki asitlik dengesini bozacaktır. Bu aynı zamanda kasılmaların daha şiddetli olmasına ve çok daha uzun bir doğum sürecine sebep olur. Yenidoğanın sağlık durumunu da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca başka araştırmalar da gösteriyor ki aç kalmak duygusal strese de neden oluyor ve bu durumda da rahime ve plasentaya giden kan miktarında azalma görülebiliyor.”


Bu bilgileri veren Amerikan Anestezistler Birliği’nin araştırması, eskiden olduğu gibi ağızdan uygulanan anestezi yöntemlerinin artık kullanılmadığını ve epidural anestezi ile uyuşturulma ihtimali olan her anneyi de aç bırakmanın mantıksız olacağını söylüyor.



Doğuma hazırlanırken...

Doğumla ilgili uygulamalar ve prosedürler hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olan bir kadın, kendi doğumunda alacağı riskler konusunda da, güvendiği bir uzmanın yönlendirmesiyle, özgür bırakılmalıdır.


Risklerin farkında olan bir kadın kendi tercihini yapabilir. Eğer doktorunuz özel bir durumdan ötürü muhakkak yememeniz veya yemeniz gerektiğini söylüyorsa, elbette onu dinlemelisiniz. Burada da güvenli bir doktor-ebe iletişimi devreye giriyor; sizi yanıltmayacağını bildiğiniz bir ekiple çalışıyor olmanız çok önemli.



Duygu İslamoğlu

dislamoglu@hthayat.com




İlgili araştırma: American Society of Anestesiologists

Konuyla ilgili bir diğer bilimsel araştırma: Cochrane









YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.