Dün davetli olup izlediğim "Türkiye Sosyal Politikalarını Tartışıyor" programında, ilginç olan tespit ve önerilerden birisi de Dünya Bankasından geldi. Türkiye'de çocuklar çok küçükken eğitime alınmalı ve uzun süre eğitilmeliydi... Peki neden?




Hiç düşündünüz mü? Birkaç yıl önce liseler 3 yıldan dört yıla çıkarıldı sebebi neydi? Şimdi de 4+4+4 sistemiyle çocuklar 5 yaşında okula alınmaya başlayacaklar. Bunun sebebi ne? Bütün bu sistem değişikliklerini tavsiye eden Dünya Bankası bizi neden seviyor acaba bu kadar?




Eğitime kaç para harcıyorsunuz?


Şimdi bir de şunu düşünün. Çocuğumuza eğitim hayatı boyunca kaç para ödüyoruz, yani yatırım yapıyoruz? Ana sınıfı 1, ilköğretim 8, lise 4, lisans 4, yüksek lisans 2, doktora 4 hepsini toplayın, 23 yıl ediyor. Orta değerde bir özel okul olduğunu düşünün yıllık 20 bin lira (okul ve harçlıklar da dahil olsun) ödediğimizde tüm eğitim hayatımız boyunca, ödenen rakam 460 bin lira. Sizden para alan okulların sahibi kim, şirketler, sizin verdiğiniz parayı kim cebine atıyor, patronlar. Öyleyse eğitim sektörünün gelişmesi için çocuklarınız daha uzun sürelerle okumalı ki eğitim şirketleri çok para kazansın.



Hadi çocuğunuz eğitim sistemini başarıyla bitirdi ve iş piyasasına atıldı, iş bulabilir mi? Bulursa aylık geliri kaç para olur? Hadi hemen iş buldu sayalım ayda kazansa kazansa 2 bin liralık işe girebilir. Ayda 2 bin lirayı da hiç harcamadığını varsayın, 460 bin liralık harcamanızı kaç yılda çıkarır? Ben hesaplayayım, 19 yıldan fazla sürede.



Bu arada çocuk eğitim sisteminde ne kadar çok kalırsa öğrenci sıfatını ne kadar uzun süre korursa iş piyasasında sayılmıyor, işsizlik rakamlarına da dahil edilmiyor, imkân olsa da çocukları bir ömür boyunca bizden para alıp okutsalar, ülkeler ne güzel idare edilir.



Okumayan patron okuyan işçi olur


Etrafınıza bakın, işe girmek için çabaladığınız şirketlerin patronları ne mezunu, ilkokul, lise, üniversite hangisi? Ben söyleyeyim büyük çoğunluğu ilkokul veya lise mezunu. Dünyaya bakın Bill Gates'e, SteveJobs'a bakın üniversite mezunu değiller.


Türkiye'den örnek vereyim, ünlü bir holding patronu bana da anlattığı hatıralarında lisede matematikten 2 yıl üst üste kalınca okuldan atılmış. Demişti ki, "Ali Bey okuldan atılmasaydım tapuda memurdum, atıldım patron oldum". Eğitim hayatını tamamlamamış olanlar patron, tamamlamış 2-3 yabancı dil bilenler de onların yanında amele olur. Sistem bunu istiyor çünkü. Okulda sistemi öğretiyorlar, sistemi öğrenen de cesur olamıyor, sistemin dişlisi olabiliyor.






Emekliliğiniz SSK'dan 47, memuriyetten 54 yaşında olabilir

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD'de doktorum. 01.01.1970 doğumluyum. 1982'de SSK'lı olarak 10 gün çalışıp ayrıldım. SSK sicilim var ve primler yatmış.1994'ün 2. ayında Emekli Sandığı'nda doktor olarak göreve başladım ve 18 yıldır çalışıyorum. SGK'dan bilgi alamadığım için size yazıyorum. Ben bu iki girişi birleştirebilir miyim? Dr. Gürol Çakır



Memuriyete devam ederseniz 1994 yılı şubat başlangıcınızla en az 25 tam yıl (9000 gün) prim ödemek şartıyla 54 yaşında Emekli Sandığı'ndan emekli olursunuz. Bugünkü rakamlarla 1700 lira emekli aylığınız olur. Bundan sonra memuriyetten istifa edip SSK'lı bir işe girer ve SSK'da en az 3.5 yıl daha prim öderseniz SSK'dan 47 (23.05.1982'den önce ise 46) yaşından sonra emekli olursunuz. Bundan sonraki SSK primlerinizi tavandan (5762 lira brüt kazançtan) öderseniz SSK'dan da benzer rakamlarla emekli aylığınız olur. SSK'dan da emekli olursanız ikramiyenizi de alırsınız.


Yazı: Ali Tezel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.