Bu bitmek bilmeyen yarışlar çocukların psikolojilerini nasıl etkiliyor? Anne-babalar en çok hangi hataları yapıyor? Sınav başarısını artırmanın yolları neler? Sınava girecek çocuk ve gençlere nasıl bir beslenme düzeni öneriliyor? İşte yaklaşan SBS ve YGS öncesi uzmanlardan görüşler...


Çocuklarımız ve gençlerimiz yarış atına dönüşmüş durumda. Ülkemizde özellikle lise ve üniversite giriş sınavları türü büyük sınavlarda eğitim koşulları nedeniyle zorunlu bir yığılma ve yarış söz konusu. Bu durumda rekabet yetenekleri öne çıktığı için, hem rekabet ortamından kaçınanlar hem de aşırı rekabet içinde olanlar bundan olumsuz etkileniyor. Üsküdar Üniversitesi Eğitim Danışmanı Uzm. Psk. Orhan Gümüşel, “Bu tür büyük sınavlara duygusal ve ruhsal olarak hazırlanmak en az bilgi ve teknik hazırlık kadar önem taşır” diyor. Bu sınavlarda kişilik ya da zekâ değerlendirilmesi yapılmıyor. Bugüne kadar öğrenilen bilgiler ve bunları ortaya koymadaki akademik yetenek değerlendirilemiyor.


Stres öğrenmeyi bloke ediyor

Yoğun stres beyindeki biyokimyasal ve biyoelektrik iletişimi bozduğu için öğrenmeyi bloke ediyor. Stresin baskısını gidermeye odaklanan beyin, faaliyeti öğrenmek için gerekli organizasyonu sağlayamadığından dikkat ve konsantrasyon becerilerinde gerileme yaşanıyor. Rahat bir ortamda öğrenen beyin ise öğrenmenin tüm boyutlarını yaşayabileceği için detaylı ve kalıcı öğreniyor. Başarı için gerekli, düzenli, organize ve sistematik adımların oluşturduğu süreç doğru gelişmediği takdirde, sınav kaygısını körükleyen ve belki de yıllar boyu devam eden bir sürecin oluşması kaçınılmaz oluyor. Buradaki temel sorunun sınav başarısını her şey olarak görmekten daha çok, sınav başarısının her şey olarak gösterilmesi olduğu belirtiliyor. Bu başarıya atfedilen yüksek anlam, kimlik algılarının dengeli dağılımını negatif etkileyebiliyor. Sınav başarısı, kişilik tanımlamasının başat argümanı haline geliyor ve alınacak sonuç kişilik gücünü belirleyen sembol olup çıkıyor. Bu, “Ne kadar başarılıysan o kadar önemlisin” anlamına geliyor. Konuya diğer yönden bakınca, gence, “Başarısızsan saygınlığın yok” mesajı veriliyor. Kısacası yüksek beklentisine uygunsuz sonuç alan genç, kendisini kişilik yitimine uğramış hissediyor ve ego dağılması yaşıyor. Genç; küskün, kızgın, yetersizlik duyularının tavan yaptığı, inisiyatif almaktan kaçınan, yeni hedefler organize edemeyen, işlevselliği azalmış birine dönüşüyor.


Sınav kaygısı başarıyı azaltır

Sınav kaygısının başarıya olumsuz etkisi bulunuyor. Üstelik bu durum sadece test başarısını etkilemiyor. Duygusal, zihinsel ve davranışsal anlamda hem ayrı ayrı hem de entegratif biçimde başarıyı da negatif etkiliyor. Kaygıyla beyinde artan stres salgıları beyin biyokimyasında normal işleyişten farklılaşmaya neden oluyor. Beyin öğrenmek için kullanacağı enerjiyi kaygının dindirilmesine harcıyor. Böyle bir durumda, kişi adaptasyon sorunları, dikkatini toplayamama gibi sorunlar yaşıyor ve öğrenme sağlıklı oluşamıyor. Sonrasındaysa öğrenilen materyalin geri bildirimi anlamına gelen “recall” (geri çağırma) yeti, sağlıklı ve organize biçimde öğrenilememiş bilgi geri çağrılırken de organize olamadığı için eksik ya da yanlış tanımlamalarla istenilen biçimde ortaya konulamıyor. Recall mekanizmasının en çok gerektiği yerin, test edildiğimiz durumlar, sıklıkla da sınavlar olduğu belirtiliyor. Kaygının diğer zihinsel belirtileri de önem taşıyor. Beyin asıl görevi olan vücudun parçaları ile zihni kontrol ve organize etme ve yönlendirme görevini kaygıyla mücadele etmek için aksatırsa yanlış değerlendirmeler yapabiliyor ve vücudun işleyişinde karmaşa hâkim oluyor. Bu durumda, yeme ve uyku bozuklukları, öfke kontrolünde sorunlar ve tepkiye dayalı savunmalar görülüyor.


Anne-babalar bunları yapmalı

  • Çocuğu başarıya veya başarısızlığa yönlendirmek ona model olabilmekten geçer. Ona kendi hedeflerini koyabilmesi için modellik etmek gerekir.
  • İyi bir modellik; söylenenle çelişmemekten, sürekli öğüt veren, baskı yapan ve geleceği olumsuz gösteren yaklaşımlardan kaçınmaktan geçer.
  • Anne-babaların tüm kaygılarından vazgeçip karşı tarafa tolerans göstermesi gerekir.
  • Anne ve baba kendi hayatından hoşnut olursa çocuk da hoşnut olur ve kendine hedefler koyabilir.
  • Başarı için ön şart çocuğa güven duymaktır. Çocuğun gerçekçi hedefler koymasını sağlamasına yardımcı olmak için akademik yöneliminin ve bilişsel yeteneklerinin ne olduğunu bilmek gerekir. Bunu bilmek de çocukla konuşmaktan geçer.
  • Çocuğun ve gencin duygusal gelişiminin ne durumda olacağını bilmek gerekir. Çünkü bu sınav sadece ders çalışılarak kazanılan bir sınav değildir.
  • Sonuca değil sürece önem verildiği satır aralarında vurgulanmalı ve çocuğun pozitif çabası desteklenmelidir.

Hangi yapıdaki çocuklar olumsuz etkilenir?

  • Kendilik değeri algısını başkalarının görüş ve düşüncelerine göre oluşturanlar.
  • Sosyal onay ve statü ediniminde akademik başarıya fazla anlam yükleyenler.
  • Kişilik kaynaklarını tanıma, belirleme ve kullanmada beceri azlığı yaşayanlar.
  • Bağımlı kişilik özellikleri gösterenler.
  • Hedefe yönelik alternatif stratejileri bulunmayanlar.
  • Başarı konusunda sürekli yönlendirilen ve bu şekilde kodlananlar.
  • Rekabet gücü zayıf olmasına karşın rekabet koşulları içinde kalmış kişilikler.
  • Çok kıyaslanan ve eleştirilen çocuklar ile gençler.

Anne-babaların bu davranışları gence zarar veriyor

  • Anne-babanın kendi kaygılarını, kendi hayatlarında eksik kalan yönleri telafi etmek adına çocuğa hedefler koyması.
  • Yakın arkadaşlarının performanslarıyla kıyaslama.
  • Sonuç endeksli geri bildirim yapma.
  • Değişen performansa göre övgü yada yerginin dozunu belirleme. (Düşük performansta çok

eleştiride yükselen performansta çok övgüde zararlıdır.)

  • Sınavı tüm ailenin merkezine koyma
  • İletişimi öncelikle ve çoğunlukla sınav süreci üzerinden yürütme.
  • Eksiklerini gözetip iyilik yapma adına dahi olsa sık sık bunlarla yüzleştirme.

Çocuğunuza bu cümleleri kurmayın

  • Bırak artık her şeyi sınava kilitlen!
  • Eksiklerin için özel ders ayarlayalım mı?
  • Bugün kaç soru çözdün?
  • Deneme sonucun belli oldu mu?
  • Ne arkadaşı, ne sineması! Herkes oturmuş ders çalışıyor, senin dediğine bak!
  • Sorumluluğunu yerine getir. Ders çalış!

Bunlar doğru cümleler:

  • Gayretinin farkındayım ve beğeniyorum.
  • Başarılı olmak için gösterdiğin fedakârlığı ve çabayı takdir ediyorum.
  • Senin için ne yapabilirim?
  • Sorumluluklarının senin kontrolünde olması beni rahatlatıyor, mutlu ediyor.
  • En isabetli kararı vereceğine inanıyorum. Danışman gerekirse, seni dinlemekten mutluluk duyarım.

    Facebook Yorumları

    YORUMLAR

    Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

    İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.