Çocuklarda sıklıkla rastlanan ve yaygın bir şekilde görülen tırnak yeme, birçok durumla beraber ortaya çıkıyor. Kız çocuklarında erkeklere oranla daha sık görülen tırnak yeme, ergenlik döneminde artış gösterebiliyor. Her iki ergenden birinin tırnaklarını yediği görülüyor. Uzmanlara göre fiziksel ceza uygulayan ebeveynlerin çocuklarında sıklıkla görülen tırnak yeme, stresle başa çıkma yöntemi olarak gelişiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesinden Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, çocuklarda tırnak yeme davranışıyla ilgili önemli noktalara dikkat çekti.
Okulda yaşanan sorunlar, akademik başarı ile ilgili kaygılar, ev ortamındaki gerginlik ve huzursuzluklar, kardeş kıskançlığı, korkular, göç gibi genel olarak ağır stresör karşısında çocuğun hissettiği gerginliğin yansıması olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, şunları söyledi:
Fiziksel cezaya maruz kalan çocuk daha sık tırnak yiyor
“Tırnak yeme davranışı başka hiç bir psikolojik hastalığa eşlik etmeyebileceği gibi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, tik bozukluğu, anksiyete, travma bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülme olasılığı yüksektir. Yapılan araştırmalar tırnak yiyen çocuklarda tik bozukluğunun görülme riskinin tırnak yemeyenlere göre 8.1 kat fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Bu davranış beklenildiği üzere fiziksel ceza uygulayan ebeveynlerin çocuklarında daha sık görülmektedir. Ebeveynlerinden baskı gören, eleştirilen çocuk karşı kaldığı stres ile tırnaklarını yiyerek baş edebilmektedir. Cinsel istismara uğramış çocuklarda da en sık görülen davranışların başında tırnak yeme gelmektedir. Ailelerin bu konuda duyarlı ve tedbirli olmaları gerekmektedir.”
Kız çocuklarında daha sık görülüyor
Çocuklarda sıklıkla rastlanan bir durum olan tırnak yeme davranışının genellikle 3-4 yaşlarında başlayıp ergenlik dönemine doğru artma eğilimi gösterdiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Cömert, “Ergenlik döneminde her iki ergenden birinin tırnaklarını yediği görülmektedir. Bu oran yetişkinlik döneminde azalmaktadır. Yapılan araştırmalar kız çocuklarında erkek çocuklarına oranla tırnak yeme davranışının daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
Azarlamak ve eleştirmek yeterli olmuyor
“3-4 yaşlarında çocukların tırnak yeme davranışları ebeveynler tarafından görmezden gelinebilir ancak bu davranış devam ediyorsa altında yatan nedenler acilen araştırılmalıdır” diyen Uzman Klinik Psikolog Cömert, “Bu konuda aileler uzmanlara başvurmalıdırlar. Gerektiği durumlarda uzmanlar medikal tedavi uygulayabilmektedirler. Azarlamak, eleştirmek, bağırmak ve baskı kurmak gibi tutumların olumlu sonuçlar doğurmadığı göz önünde bulundurularak, ebeveynlerin tutumlarını değiştirmeleri gerekmektedir” uyarısında bulundu.
Dikkatin yönünü değiştirmek etkili yöntemlerden
Çocuğun dikkatini başka bir yöne çekmenin tırnak yeme davranışının azalmasında etkili olan yöntemlerden bir tanesi olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, çocukların korkuya sebep olan film ve oyunlardan uzak tutulması gerektiğinin altını çizdi.
Çocuklarda görülen tuhaf davranışlar nelerdir?
Çocuğunuzun dönem dönem normalin dışında davranışlar sergilediğine tanık olabilirsiniz. Gözlerini fazla kırpıştırıyor, her şey için inatlaşıyor, sürekli tırnaklarını yiyor olabilir. O zaman bu tür davranışların nedenleri ve ne yapabileceğinizle ilgili önerilerimize kulak verin.
Tırnak yeme davranışı
Tırnak yeme davranışı çocuklarda genellikle 3-4 yaşlarında görülür. Çok nadir olarak 5. aydan sonraki erken dönemde de görülebilir. Çocuğunuzun tırnak yemesi hayatının ileriki dönemlerinde de devam edebilir. Çocuğunuz herhangi bir nedenden dolayı üzüntüsünü, korkusunu ve sıkıntısını bu davranışla dışa vurur. Çocuğun kendisine duyduğu güvensizlik, yakın çevresinde de tırnak yiyen birinin bulunması, kendini aile içinde değersiz hissetmesi tırnak yeme alışkanlığını tetikleyebilir.
Tırnak yiyorsa ne yapmalıyız?
En kalıcı çözüm, bu davranışa neden olan durumu ortadan kaldırmak. Çocuğun tırnağına acı biber, oje gibi maddeler sürmek, onu bu davranışından dolayı azarlamak, eleştirmek çözüm yolu değil. Kız çocuklarına tırnak yemese ne kadar güzel, erkek çocuklarına ne kadar yakışıklı görüneceğini anlatabilirsiniz. Zaman içinde bu alışkanlığı ne kadar sıklıkla yaptığını kaydedin. Tırnak bakımlarını kendilerinin yapmasına izin verin. Alışkanlığından vazgeçmiyorsa, uzman bir psikologdan destek alın.
Parmağını emme davranışı
Parmak emme normal çocuklarda hiçbir psikolojik sorun olmadan görülebilen bir durum. Bildiğiniz gibi bebeklerin çoğu başparmaklarını emer. Parmak emme zararsız bir davranıştır ve hemen hemen bütün bebeklerde görülür. Bazı bebekler diş çıkarma dönemlerinde ya da sıkıntılı bir durumda parmaklarını emerler. Uykuyla ilişkisi olduğunu da unutmayın.
Parmağını emiyorsa ne yapmalıyız?
Öncelikle anne-baba olarak parmak emmenin zararsız bir davranış olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun bu alışkanlığından kurtulması için zor kullanmak ya da ona bağırmak hiçbir şeklide fayda etmez. Sürekli parmak emmek psikolojik sorunların belirtisi de olabilir. Parmak emme davranışı karşısında en sağlıklı yaklaşım, olaya sabırla ve telaşa kapılmadan yaklaşmak. Ayrıca çocuğunuza bu davranışın ‘bebekçe’ olacağını, anlaşılır bir dille anlatırsanız parmak emmeden kurtulmasını sağlamış olursunuz.
Konuşma bozukluğu varsa ne yapmalıyız?
Kekemelik, konuşurken takılma gibi durumlar çocuk geliştikçe daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar. 3-5 yaş aralığında genellikle bu problemler görülebilir. Telaş edilecek bir durum yok. Konuşma zorluğu zaman içinde kendiliğinden düzelir. Bu durumun geçmesinde anne babanın tutumları çok önemli. Anne-babalar çocuklarındaki konuşma zorluğunu fark ettiklerinde telaşlanıyor ve çocuğun söyleyemediği kelimeleri düzeltmeye çalışıyor. Bu durum çocuğu heyecanlandırır, telaşlandırır. Hatta zamanla konuşmamayı bile tercih edebilir O yüzden üstüne gitmeyin. Akıcı konuşma bozukluğu daha sonraki dönemlerde de sürüyorsa bir uzmana danışmanızda fayda var. Böylece çocuğun konuşmasını bozan aşırı heyecanı giderebilirsiniz. Konuşmanın akıcılığındaki bu bozukluğa karşın konuşması gerektiğini belirtin. Kendini ifade etmesini destekleyin. Çocuğunuzun tedavisi için konuşma terapistleriyle birlikte çalışmak, rahatsızlığından hızlıca kurtulmasını sağlayacaktır.
Korkuları varsa ne yapmalıyız?
Çocuklar, aşırı seslerden, karanlıktan, yükseklikten, hayvanlardan, yalnız kalmaktan, yabancılardan, anne babadan uzaklaşmaktan veya sünnet olmaktan korkabilir. Bu korkuların onun gelişiminin bir parçası olduğunu unutmayın. Dikkat edilmesi gereken şeyse korkuların, çocuğun yaş düzeyiyle uyumlu ve orantılı olup olmadığı. Korkular kendiliğinden oluşabilir. Bazen de anne-babanın uygun olmayan yaklaşımlarıyla belirginleşebilir. Örneğin çocuğunuzun sudan korktuğunu bile bile havuza veya denize girmesinde ısrarcı olursanız onun bir ömür boyu bu alanda korku yaşamasına neden olabilirsiniz. Korkuların normal olabileceğini bilerek çocuğunuza saygı duyun. Onu eleştirip rencide etmeyin. Kesinlikle alay etmeyin. Hatta korkuyla temasın mümkünse bir süre ertelenmesi yararlı bile olabilir. Sonrasında zaman içinde düşük dozdan başlatarak korkuya alışması sağlanabilir. Korkularıyla alay edilen çocukların ruhsal gelişimi sekteye uğrar. Alay etme; içe kapanık, tedirgin, güçsüz, pasif bir çocuk olmasına sebep olur.
Saldırgan ve inatçıysa ne yapmalıyız?
Çocuğunuzun davranışlarını gereksiz yere engellemek, onun davranışlarını eleştirmek, onunla alay etmek saldırganlığa ve inatçılığa yol açabilir. Engellenen çocuk, tepkisini hem kendisine hem de çevresine karşı saldırgan tutumuyla verir. Çevresine karşı elindekini fırlatma, diğer çocuklara vurma, oyuncaklarını kırma şeklinde tepkisini gösterebilir. Çocuğunuz kurallara uymuyor, verdiğiniz görevleri yerine getirmiyor, yenilgiyi kabul etmiyor, saldırgan ve inatçı bir kişilik sergiliyorsa, verilen eğitimde bir yanlışlık var demektir. Her istediği hemen yerine getirilen, şımartılmış çocuklar grup oyunlarına uyum sağlamakta zorluk çekebilir. Bilmeniz gereken en önemli nokta, saldırgan davranışların kesinlikle cezalandırılmaması gerektiği. Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmayın ve sakinleşmesini bekleyin. Daha sonra davranışı hakkında onunla sakin bir ses tonuyla konuşun. Unutmayın, çocuğun dışarıda oynamasına izin verilirse onun gerilimi azalır ve enerjisini boşaltma imkanı sağlar. Resim çizme, boyama çocuğun kızgınlık duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir. Ayrıca futbol, basketbol gibi sporlar rahatlaması için iyi birer çıkış yolları.
Tiki olan çocuklar
Tik bozukluğu olan çocuklar tiklerini bir süre için baskılayabilirler ama bu süre sonunda tiklerde artış olabilir. Bunu gözleyen anne, baba olarak çocuğunuzun bu hareketleri bilinçli yaptığını, isterse hiç yapmayabileceğini düşünebilirsiniz. Bu da çocuk ve siz ebeveynleri arasında sürtüşmelere neden olabilir. Ama endişelenmeyin, tik bozuklarının gidişi genellikle iyidir. Erişkinlik dönemine geçerken şiddetleri azalır ya da kaybolurlar.
Çocuğun tiki varsa ne yapmalıyız?
Çocuğunuzda tik gibi tekrarlayıcı hareketler gördüğünüzde önce bu hareketleri gözlemleyin. Sıklığını, şiddetini artırıcı ya da azaltıcı etkenler olup olmadığına bakın. Başka fiziksel belirti bulunup bulunmadığını gözleyin ve çocuk doktoruna danışın. Bu arada çocuğunuzun bu hareketleri istemli olarak yapmadığını bilin, tikleri için onu uyarmayın. Uyarmanızın çocuğunuzun stresini artıracağından ve ayrıca tiklerini şiddetlendirebileceğini unutmayın. Ayrıca uyarmanız, tam da desteğe ihtiyacı olan çocuğunuzla aranızı daha gerginleştirecek, kendine güvenini de azaltacaktır. Endişelenmeyin; çoğu zaman basit tikler, bu tutumlara dikkat edilirse ve öğretmen desteği de sağlanırsa bir süre sonra geçebilecektir.
Çocuklardaki tuhaf davranışlar için öneriler:
- Çocuğunuzun dünyasına girin, onu dinleyin. Onun duygularını keşfetmeye çalışın.
- Hoş görülü ve kararlı olun.
- Neden soruları yerine, ne, nasıl sorularını sorun. Ayrıca kendi çözüm yollarını üretmelerine, düşünce güçlerini geliştirmelerine yardımcı olun.
- Çocuğunuzun kelimeleri arasındaki duygularına kulak verin.
- Tutarlı olun. Aile olarak kendinize özgü, açık olarak belirlenmiş, süreklilik gösteren kuralları belirleyin. Gerektiğinde hayır demesini bilin.
- Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuğunuza özel olduğunu gösterin.
- Sorun meydana getiren davranışların kaynağını bulun.
- Hatalarını yüzüne vurmak yerine onlara yakınlık gösterin.
- Çocuğunuzu karşılıksız sevin ve sevginizi hal ve hareketlerinizle gösterdiğiniz gibi dilinizle de söyleyin.
- Çocuklarınızın evinizdeki problemlerde çözüm üretme sürecine mutlaka katılmalarını sağlayın.
YORUMLAR