Alerjik nezlenin soğuk algınlığı ile karıştırılan bir hastalık olduğunu belirten Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. İpek Özkan Akman, "Hayvan tüyleri, duman, toz ve polen gibi alerjenler, alerjik nezleye neden olabiliyor. Bu durum, çocuklarda astımı da tetikliyor. Önlem alınmadığında ise çocuk yaşlarda görülen alerjik nezle, tüm yaşam boyunca birlikte yaşamayı gerektiren bir hastalık haline gelebiliyor" dedi.


Alerjik nezlenin en sık görülen alerjik hastalıklardan biri olduğunu aktaran Prof. Dr. İpek Özkan Akman, alerjinin; vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye (antijen) yanıt vermesiyle oluştuğunu ifade ededek, şu bilgileri verdi: "Burun mukozası polen, ev tozu gibi antijenlerle karşılaştıktan sonra iltihaplanır. Hapşırma, gözlerde, burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, akıntısı ve baş ağrısı hastalığın belirtileri arasındadır. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük de görülebilir. Alerji yakınmaları kimilerinde bütün bir yıl boyunca sürerken, kimilerinde ise belli mevsimlerde artış gösterir. Mevsimsel alerjik nezle ya da bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkar. Alerjik nezleye en sık neden olan alerjenler çim polenleri, ağaç polenleri ve yabani ot polenleridir. Yıl boyu alerjik nezle yakınması olanlarda ise ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüyleri en sık rastlanılan alerjenlerdir. Diğer taraftan hava kirliliği de alerji yakınmalarını artırıyor."


Prof. Dr. Akman, son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde hem alerjik nezle, hem de astım sıklığında bir artış gözlendiğine dikkat çekerek, "Genel olarak alerjik nezlesi olan hastaların astım geliştirme risklerinin 4 kat arttığı kabul ediliyor. Ayrıca sinüzit, burun tıkanıklığı nedeniyle diş ve ağız yapısında gelişme bozuklukları, orta kulak hastalıkları alerjik nezle ile birlikte görülebilen hastalıklar olarak sayılabilir. Bu nedenle sık orta kulak iltihabı veya sinüzit geçiren çocuklarda da alerji olup olmadığı sorgulanmalıdır" tavsiyesinde bulundu.



Teşhiste genetik yatkınlık önemli




Alerjik nezle teşhisinde hastanın bulgularının sorgulanmasının çok önemli olduğunu dile getiren Akman, şöyle devam etti: "Hastanın yaşı, hangi ortamlarda şikayetlerinin arttığı, daha önce hangi ilaçları kullandığı ve özellikle ailesinde alerjisi olan başka kimse olup olmadığı mutlaka sorulmalıdır. Alerji, genetik bir hastalık olduğundan ailede başka bireylerde alerji olması tanıda çok yardımcı olabilir. Muayene bulguları alerjiyi düşündürüyorsa alerji testleri uygulanmalıdır. Alerji testleri deri testlerinin yanı sıra kanda alerjenlerin incelenmesi yöntemleriyle yapılabilir."


Prof. Dr. Akman, alerjik nezlenin tedavisi için; alerjenle karşılaşmanın önlenmesi, ilaç ve aşı tedavisi uygulanabileceğini belirtti. Alerji ilaçları kullanıldığı sürece etkili olacağını, ilaç tedavisinin kesildiğinde, alerji belirtilerinin kısa sürede tekrarlayacağını vurgulayan Prof. Dr. İpek Özkan Akman, şöyle konuştu: "Bu nedenle alerjisi olanlar alerji mevsimi başlamadan en az iki hafta önce ilaç kullanmaya başlamalıdırlar. Aşı tedavisi alerji yakınmaları üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren bir tedavi yöntemidir. Yapılan araştırmalar aşı tedavisinin yeni alerjilerin gelişmesini önleyebileceği, çocuklarda astım gelişme riskini azaltabileceği gösteriyor. Bu tedaviye cevap vermeyen kişilerin kulak burun boğaz uzmanı tarafından muayeneleri detaylı olarak yapılmalı. Çocuklarda geniz eti, erişkin hastalarda kıkırdak eğriliği, burun polipleri, sinüzit olup olmadığı araştırılmalıdır."



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Mhrs
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.