Anne-baba olduktan sonra hayatı daha da fazla sorgulamaya, başlıyorsun. Hiçbir şey seni memnun etmiyor bazen. “Bugüne kadar bunu nasıl düşünemedim?” diye soruyorsun kendine ve hatta kızıyorsun. Sanat’ın minik olduğu zamanları düşünüyorum da neler yaşamıştık. Bebek arabasıyla yolda yürürken egzoz yetmiyormuş gibi sokakta yürüyenlerin üstüne üstüne üflenen sigara dumanı, o dumanların arasından kurtulmuşken karşına çıkan kaldırıma park edip yaya yolunu kapatan araç ya da gittiğin yerde bebeğinin altını değiştiremeyeceğin kadar pis bebek odaları derken bebekle ya da çocukla dışarı çıkmak işkence haline geliyor.


Lavabolar uygun değil





İnadına çıktık biz her yere, gördüğümüz her şeyi uyarmaya dikkat ettik. Zor oldu, hâlâ zor. İnsana saygı olmayan bir ülkede, çocuğa saygı beklemek... Haha! Çok komik! AVM’lerde çocuk katı yok, olsa da çocuğun çişi gelirse ya da elini yıkaması gerekirse eyvah! Leş gibi tuvaletlerde çocuğa sürekli “Oraya dokunma, buraya dokunma” diyorsun. Ellerini nasıl yıkayacak? Lavabolar çocuklara hiç uygun değil. Sonuç; çocuğu kucağına alıp tek eliyle onu tutup diğer eline sabun almaya çalışan anneler...


Seçenekler hep aynı





Bunu kim düzeltecek? Restoranlarda “Çocuk tuvaleti veya bakım odası var mı?” diye sorun, size uzaylı gibi bakacaklardır. “Çocuğun varsa evde ye” mi diyorlar? Hayır, süslü süslü mönüler planlamayı biliyorlar. Peki çocuk mönüsü olan restoranların kaçında bebek bakım odası veya çocuğun elini yıkayabileceği bir yer var? Bunun çözümü için güzel haberler bulan varsa lütfen bana da bildirsin.


Gelelim çocuk mönülerine. Gittiğim restoranlarda çocuk mönülerine mutlaka göz atarım. Hepsinde aşağı yukarı aynı mönü var: Hamburger + patates kızartması, çıtır tavuk + patates kızartması, köfte + pirinç pilavı ve spaghetti. Farklı bir seçenek görürsem özellikle tebrik ediyorum.


Çocuk mönüsünde neler olmalı?



Evet çocuklar köfte sever, patates kızartması sever ve spagettiye bayılır. Peki ya bayılmayanlar? Sebze seven çocuklar? Et yemeyenler? Tavuk yemek isteyen çocuk ille de yağda kızarmış çıtır mı yemeli? Bu seçeneklerin yanına biraz daha eklemek lazım. Sevimli tabaklarda ikram edilen sebze çorbaları olabilir. Patates kızartması yerine fırında patates, patates salatası, bol sütlü ve kaşarlı patates püresi (kumpir gibi) olabilir. Köfte güzel ama yanında salçalı (gerçek domatesten yapılmış) soslar ya da yoğurtlu naneli soslarla servis edilebilir. Köfteler şiş halinde minik sebzelerle renklendirilerek pişirilebilir. Bu, tavuk ve balık için de geçerli. Salata seven çok çocuk tanıyorum. Özellikle çoban salataya bayılıyorlar ama hiçbir çocuk mönüsünde salata görmedim. Bir kâse de salata koymak lazım. Pirinç dışında, bulgur, dolma, kısır, mercimek köfte veya bulgurlu köfte seçenekleri de olmalı. Mücver ve patlıcan köftesi de çocukların sevdiği seçenekler.


Çocukların yemekleri sıkıcı olmasın



Çocuğun her hafta sonu hamburger ve patates yemesi sıkıcı değil mi? Belki bu seçenekler yeni fikirler açar. Biz de mutlu oluruz yeni tatlar denemekten. Tam buğday unundan makarnalar, erişteler, pizza, mantı gibi seçenekler çocukların mönüsüne girmeli. Beyaz un yerine tam buğday ürünleri daha sık kullanılmalı. Kurabiyeler ve poğaçalarda da bu un tercih edilmeli. Anneler çocuklarına en lezzetlisini sunmak için beyaz unu seçseler de onlara “Kepekli değil tam buğdayla deneyin” dediğimde yine mutlu oluyorlar. Çünkü lezzet azalmamış, lif ve vitamin oranıysa artmış oluyor.


Yazı: Güneş Aksüs

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.