Sürekli tekrarlayan, istemsiz düşünceler obsesyon olarak adlandırılıyor ve yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebiliyor. Çocuk, anlam veremediği bu düşünceleri engellemekte güçlük çekebiliyor, bazı çocuklar durumu aileleriyle paylaşırken bazı çocuklar da içine kapanarak, konuyu ailelerine açmayabiliyor.
Peki, obsesyonlar çocukları nasıl etkiliyor, nasıl tedavi yaklaşımlarının uygulanması gerekiyor? REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Obsesyon ve kompülsiyon nedir?
Obsesyon; tekrarlayan, rahatsız edici hale gelen, önlenmesi konusunda güçlük yaşanılan, endişeli bir ruh haline bürünmeye neden olan düşünceler topluluğudur.
Kompülsiyon ise; obsesyonların neden olduğu, kişinin hayatını etkileyen olumsuz düşüncelerin engellenmesi amacıyla, bazı davranışların tekrar edilmesidir. Kompülsiyon, durdurulması zor bir davranıştır.
Çocukluk döneminde en sık karşılaşılan obsesyonlar kirlenme takıntısı, sevdiklerine ya da kendine zarar verme kaygısı; en sık karşılaşılan kompülsiyonlar ise yıkanma, bir davranışı tekrar tekrar yapma ve bir şeyi sürekli kontrol etmedir.
Çocuklarda başlıca obsesif kompülsif bozukluk belirtileri:
- Konsantrasyon bozuklukları
- Zihni yoran düşünceler nedeniyle ilgiyi derslere vermede güçlük
- Yeterince temizlenilemediği düşüncesiyle banyoda çok uzun zaman geçirme
- Öfke nöbetleri
- Olaylar karşısında aşırı tepki verme ve çabuk sinirlenme
- Ellerde sık yıkamaya bağlı olarak gelişen yaralar, deri problemleri
Nasıl bir tedavi yaklaşımı izlenmeli?
Obsesif kompülsif bozuklukta tedavi, ilaç tedavisi ve psikoterapi olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Tedavide yüksek oranda başarı sağlamak için; bilişsel davranışçı terapi teknikleri uygulanmalı, çocukla birlikte ailenin de bu hastalık konusunda bilinçlendirilmesine çalışılmalıdır. İlaç tedavisi aşamasında, çocukta huysuzluk ve mutsuzluk tablosu da ortaya çıkıyorsa, anti-depresanlardan da destek alınabilir.
Anne babalara öneriler:
- Çocuğun problemi anlaşıldığında ona sert tepkiler verilmemelidir. Bu durum çocuğun içine kapanmasına, ailesine karşı güven problemleri yaşamasına neden olabilir.
- Çocuğun titiz davranması ve takıntı yaşama nedenleri konusunda evdeki kendi yaklaşım ve davranışlarınızı gözlemleyin. Belki de çocuğun davranışlarının kökeninde sizin davranışlarınızdan etkilenme söz konusu olabilir.
- Çocuk hırçınlaştığında buna kızarak tepki vermeyin, bunun bir yardım çağrısı olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun sorunuyla yakından ilgilenin. Onunla konuşarak iletişim kurun ve mutlaka bir uzmandan psikolojik destek alın.
YORUMLAR