Miniğiniz kucağınızda, babası da yanı başınızda. Üçünüzün, özellikle de baba-çocuk olarak sizinkilerin arasındaki duygusal bağ çok önemli. Bu yazımızı yeni babamızla birlikte okuyun!


Ağlaması onun sözcükleri. Size her ‘derdini’ ağlayarak anlatıyor. Siz de onun henüz yeni doğmuş olsa bile küçücükken sıkıntısını hemen anlayıveriyorsunuz. Hatta konuşmaya başladığında kimse söylediklerinden bir şey anlayamazken siz anlıyorsunuz. Neden mi? Çünkü siz babasınız! Baba olarak aranızdaki bu ‘kutsal’ bağı güçlendirmek için neler yapabilirsiniz; yazımızda bunlardan söz edeceğiz. Siz bebeğinizle aranızdaki bağı, babalık içgüdülerinizle kuracaksınız zaten, şüpheniz olmasın.


Ortak bağ nedir?


Memorial Hastanesi Pediatri Bölümü’nden Pedagog Dr. Melda Alantar anne-baba-bebek iletişimiyle ilgili bizleri bilgilerdi. Sarılma, doyurma, sevgi gibi, çocukla anne-baba olarak sizin aranızdaki duygusal paylaşıma dayalı bir ilişki. Bebeğinizin sağlıklı bir zihinle büyümesi ve güven duyması için gerekli bir bağ. Peki, bu bağ ne zaman oluşur? Doğumdan önce oluşur. Bebek annenin kalp atışlarına ve sesine tepki verir. O yüzden siz de hamileyken bebeğiyle konuşan bir anne-baba adayı olun. Ya da doğum yaptıysanız daha bebek anlamaz demeyin! Onunla konuşun, onu okşayın. Rahatlaması için müzik dinletin.


Aranızdaki bağı güçlendirmek için:


Anne-babanın düşlerini süsleyen ‘ideal bebek’ ile eve gelen bebek farklıdır. Farkı kabullenin. Cinsiyetini olumlu karşılayın. Bebeklerin şu mesajları duymaya gereksinimleri vardır: ‘Sen buraya aitsin’, ‘Senin gereksinimlerin bizim için çok önemli’, ‘Seni seviyoruz ve sana isteyerek bakıyoruz.’ Bu olumlu mesajları gün içinde kendi kendinize tekrarlayın. Miniğinize de tabii… Nasıl rahat uyuduğunu siz de göreceksiniz. Sakin ve huzurlu bir birey, bebekliğinden itibaren yetişir. Onun huzurlu olması sizin elinizde.


Yenidoğanınız kendini güvende hissetmeli:


Karnınızda kendini çok güvende hissediyordu. Şimdiyse hiç bilmediği bir yerde. Ama onu rahat ettirmek de sizin elinizde.


Nasıl mı?


İşte önerilerimiz:

  • Düzenli bir beslenme ve uyku programı oluşturun.

  • Ağladığı zaman yanına gidin.

  • Acıktığı zaman hemen doyurun.

  • Bezini sıklıkla değiştirin.

  • Onunla oynayın, alçak sesle konuşun.

  • Babası olrak bebeğinizi çıplak olarak göğsüne yatırabilir, sallanan bir koltukta ona masal okuyabilirsiniz.

  • Doğum öncesi kullandığınız müziği, masalı, ninniyi dinletin.

  • ‘Güven oyuncağı’ belirleyin. Yumuşak, hafif bir oyuncağı örneğin siyah-beyaz panda, sürekli yanında bulundurun.

  • Uyumadan önce elini yüzüne sürterek, ellerini tutarak kendini rahatlatmasına izin verin.

  • Her gün aynı sözcükleri kullanarak ona iyi geceler dileyin, örneğin ‘tatlı uykular’ gibi.

  • Eve gelen misafirlerinizin bebeğin günlük düzenini bozmalarına izin vermeyin. Uyku düzeni oluşturun.

Duygularınız:


Yeni doğan bebeğinizi gördüğünüz anda hissettiğiniz duygu seli şüphesiz tarif edilemez. Onun dünyaya sağlıklı gelmesiyle büyük bir rahatlık ve mutluluk duyar, teni teninize değdiğinde apayrı, eşsiz bir hisse kapılırsınız. Her ne kadar küçük de olsa size hareketleriyle karşılık vermesi sizi dünyanın en mutlu insanı kılar. Henüz konuşamamasına rağmen verdiği yüz ifadeleriyle neler hissettiğini anlatır ve hatta ifadelerinizi gün geçtikçe taklit etmeye başlar. Nasıl mı? Birkaç kez dilinizi dışarı çıkarın. Bakın kısa bir süre sonra aynı hareketi o da yapıyor.


Sizi görebiliyor


Doğumdan hemen sonra bebeğinizin görme duyusu çok zayıftır. Yaklaşık 20 ile 30 cm. yakınlığı görebilir ve bu mesafe onu kollarınıza aldığınız zamanki aralık kadardır. Yapılan araştırmalar insan yüzünün yenidoğanların ilgisini çektiğini ortaya koyuyor. Nedeniyse savunmasız olan miniğinizin içgüdüsel olarak, hayatta kalma endişesiyle birilerine ihtiyaç duyması.


Yeni doğan bebeğiniz gece ile gündüz arasındaki farkı anlayabilir. Fakat renkleri birbirinden ayıramaz. İşte bu yüzden hep siyah ve beyaz renkteki şekillere bakar. İlk zamanlarda gözleri biraz şaşı olabilir, hemen endişelenmeyin. Kasları güçlendikçe normale dönecektir. Bebeğiniz teninizin sıcaklığıyla annesine ve size sokulup uyumaya bayılacaktır. Ten teması ya da kanguru ile bebeği taşımak özellikle prematüre bebeklerin zihinsel ve fiziksel gelişimine katkı sağlar. Yenidoğanların iletişime geçebilmek için yapabileceği tek şey ağlamaktır. Acıkınca ağlar, uykusu gelince ağlar, altını ıslatınca ağlar… Ne yapmasını bekliyordunuz? “Baba karnım zil çalıyor. Yemekte ne var?” demesi mi bekliyorsunuz yoksa! Onunla ne kadar çok konuşursanız, konuşma becerisi o kadar erken gelişir.


Sesinizi tanır


Anne karnında bebeğinizle sık sık konuştuysanız doğduktan sonra sizin sesinizi duyarak sakinleştiğini keşfedeceksiniz. Bebeğiniz doğduğu anda büyük bir çığlık koparır, ama endişelenmeyin, bu onun ciğerlerine oksijenin girdiğinin bir göstergesi…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.