İki burçta Uranüs - Venüs kavuşumu gerçekleşiyor: Bir devrin sonu, bir frekansın doğuşu!

Uranüs 7 yıllık bir döngüyü kapatmak ve 7 yıllık bir döngüyü başlatmak üzere art arda Venüs’le kavuşuyor… Son derecelerde Boğa’da gerçekleşecek Uranüs - Venüs kavuşumu; dünyevi değerlerin kırılarak, ruhsal bilinçle yeniden inşa edildiği bir kapıdır. İlişkilerde ani sonlanmalar ve farkındalıklardır.


İlk derecelerde İkizler’de gerçekleşecek Uranüs - Venüs kavuşumu; kolektif bir zihinsel yükseliş, gözlerdeki perdenin kalkışıdır. Kalbin sesi, yıldırım aşklarının başlamasıdır. Hepimiz; bedene, değerlere, aşka, dünyaya başka bir gözle bakacağımız, yeni bir bilince açılıyoruz. Bundan böyle hiç kimse eskisi gibi olamayacak…


Venüs - Uranüs Boğa burcunda son kez kavuşuyor!: 29 Haziran - 6 Temmuz


Maddeden Mana’ya: Ruhun ‘sahip olma’ dersleri


"Gerçekten değerli olan ne?"

Boğa, maddeyle bağlantımızdır. Ruhumuzun dünyaya ait hissetmek ve köklenmek için ihtiyaç duyduğu şeylerdir. Para, beden, beslenme, konfor, güvenlik, haz… Ama zamanla bu araçlar, amaç haline gelir.



Ve eğer nefsine fazla yenilmişsen, Venüs ile Uranüs bu noktada seni sarsarak uyandırır.


“Gerçekten neye sahipsin?

Bu kavuşum; "Sahip oldukların mı sana ait, yoksa sen mi onlara aitsin?” sorularını sordurur.

Spiritüel açıdan bu durum, bir aidiyet yanılsamasının kırılmasıdır.

Çünkü gerçek değer; eşyada, parada, ilişkide değil, varoluşu hissetmekte yatar.

Bu kavuşum, özellikle soy aileden gelen karmik değer kalıplarını da tetikler. “Para olmadan güven olmaz, sahip oldukların kadar değerlisin veya konfor, huzurun garantisidir.” gibi kök inançlara sahipsek, Uranüs bu alanlarda o kodları; ani olaylar, krizler ya da içsel aydınlanmalarla kırar. Bu bir yıkım değil, ruhun hayata geliş amacını yeniden hatırlamaya çağrılışıdır.


Beden, para ve ilişkiler

Bu kavuşum ile; bedene yaklaşımımız değişir. Belki ilk kez, bedenimize bir “taşıyıcı” gibi değil, ‘’kutsal” bir sığınak gibi bakabiliriz. Beslenme bozuklukları, kilo problemleri, toplumun güzellik algısının altında yatan ruhsal mesajları görebiliriz.


Paraya karşı tutumumuz evrilir. Bolluğu sadece ne kadar kazancımız olduğunda değil, içsel mutluluğumuzla üretmekte ararız.


"Aşk mı, bağlılık mı, bağımlılık mı?’’ sorusunu kendimize sorarız. İlişki anlayışımız değişir. Sahip olmak değil, özgür bir uyumla var olmak isteriz. Bu kavuşumda ilişkiler aniden bitebilir. Ama bu bitişler yıkım değil, özgürleşmedir. Çünkü artık mecburen tutunduğumuz değil, ruhsal uyumla titreştiğimiz şeyler bizimle kalacaktır.



Bu kavuşum bizi; sahip olmaya çalıştığımız şeylere neden bu kadar tutunduğumuza, güvende hissetmek için nelere boyun eğdiğimize, değerli olmak uğruna nelere sustuğumuza bakmaya davet eder.


Bilmelisiniz ki; sahip olduklarımız bizi tanımlamıyor. Ama bıraktıklarımız, bizi özgürleştirebilir.

Bu kavuşum bizden;

  • Maddi veya duygusal alanlarda bizi sıkıştıran eski yapıların yıkılmasına izin vermemizi,
  • Artık bizi temsil etmeyen değer yargılarını serbest bırakmamızı,
  • Aşkı sahip olmak değil, paylaşmak olarak tanımlamamızı,
  • Paraya, bedene, ilişkilere yeni bir bilinçle bakmamızı istiyor.

Daha önce...

Mayıs 1941’de, Venüs ve Uranüs 25° Boğa’da yan yana gelmişti. Bu dönem hem büyük yıkımlar hem sanatsal devrimler yaşanmıştı. 2. Dünya Savaşı’nın endüstriyel ve toplumsal çalkantıları sürerken, “Citizen Kane” gibi sinema başyapıtları doğmuş, Ulusal Sanat Galerisi açılmıştı. Uranüs, Boğa burcunda retro ve direkt hareketlerle uzun süre 1934 - 42 yılları arasında kalmıştı. Bu dönemde; faşizmin yükselişi, büyük insani krizler, doğal afetler, aynı zamanda kadınların iş gücüne girişinin artışı ve teknolojik ilerlemeler yaşanmıştı.


Venüs - Uranüs İkizler Burcunda Kavuşuyor!: 7 - 10 Temmuz


Zihin ve kalbin elektrikli dansı

Uranüs tam 7 yıl sonra burç değiştiriyor ve İkizler burcuna geçer geçmez orada onu bekleyen Venüs ile buluşuyor. Ve bu asla, sıradan bir gökyüzü olayı değil! Bu kavuşum; kalbinle aydınlandığın, zihninin zincirlerini kırdığın, ilişkiler ve öz değerinde devrimler yaşayacağın bir uyanış kapısı!


İkizler, karmik olarak; topluma bir mesaj iletmektir. Bilgi, düşünce, iletişim, merak ve bağlantıdır. Venüs ise; dişil alan, değerler, ilişkiler, estetik ve sevgidir. Uranüs; özgürlük, ani değişimler, uyanışlar ve kolektif bilinçtir.


Bu kavuşum:

  • Kalbinin sesini susturan zihinsel kalıplarını kırabilir, gözlerindeki perdeleri açabilir.
  • “Ben kimim?” değil, “Ben nasıl düşünen ve ilişkilerde nasıl iletişim kuran biriyim?” sorusunu sordurur.
  • Bugünlerde; ezber bozan aşklar, sıra dışı ve ani tanışmalar yaşanabilir, yıldırım aşkları başlayabilir. Zihinsel uyumla kurulan ruhsal bağlar kurulabilir.
  • Zihinsel yaratıcılığımız hiç olmadığı kadar yükselirken, özgün ve etkileyici çalışmalar yaparak öne çıkabiliriz.
  • Toksik veya gerçekçi olunmayan ilişkilerde uyanışlar yaşanarak süpriz sonlanmalar olabilir.
  • İkizler döngüsü boyunca; dünyaya, evrene, evrime, zamana, uzaya, denizlere, insanlığın yaratılışına dair şaşırtıcı ve tarihi değiştirecek bilgiler ortaya çıkabilir.
  • Yeni sanat, sanatçılar, moda, sosyal medya akımları ortaya çıkabilir.

Bu tarihten itibaren ilişkilerde, finansal konularda, teknolojide, ulaşımda, sanat, moda ve sosyal medyada ezberler bozulur. Birbirine “benzeyen” değil, birbirini yükselten, bildikleriyle heyecanlandıran, zeki insanlar çekici hale gelir. Kalp artık zihnin tutsaklığına, toplumsal normlara, klasik kalıplara boyun eğmek istemez.


Bu kavuşum bir "uyanış çağrısıdır". Ancak bu uyanış, yüksek bir sesle değil, ani bir içsel fark edişle yaşanır, frekansımız değişir, zihnimiz fazla uyarılır. Bu fark edişler;

  • Bu ilişki beni büyütmüyor.
  • Bu düşünce bana ait değil.
  • Bu değerler artık bana hizmet etmiyor.
  • Kişisel gelişimime katkı olmalıyım, gibi açılımlar yaratabilir.

Venüs - Uranüs kavuşumu, özgürlüğü sadece dışsal bir durum olarak değil, içsel bir hal olarak tanımlar. Artık gerçek güzellik algısı; bağımsız ve özgün, kendine katkı olan, hissetmekten korkmayan bir ruhtan yayılandır.


Ne yapmalı?

1. İlişki kalıplarına bakabiliriz. Tekrar eden döngüler sana ne anlatıyor? İlişkilerin seni zihinsel olarak olarak besliyor ve ilham veriyor mu? Yoksa anksiyete halinde sürekli analiz mi ediyorsun?


2. İletişim dilimizi yenileyebiliriz. Daha özgür, daha otantik, daha sezgisel bir iletişim kurmaya başlayabiliriz.


3. Düşünce detoksları yapabiliriz. Meditasyon, dijital detoks, nefes egzersizleri pratikleriyle zihnimizi yavaşlatabiliriz.


4. Kalbimizin titreşimini duyabiliriz. Yeni biriyle tanıştığımızda, “bu kişi bana uygun mu?” diye analiz etmek yerine, enerjimize nasıl dokunduğuna odaklanabiliriz. Biriyle tanışırsınız ve “nedenini bilmiyorum ama bu kişi beni etkiliyor” dersiniz ya, işte o frekanssal bir çekimdir ve orada bizi bekleyen bir hikaye vardır.


Bu kavuşumlar, yalnızca gezegenlerin buluşması değil; ruhumuzun bilincinin, değer duygusunun yükseldiği eşsiz frekanslardır. Gökyüzü değişirken, biz de değişiyoruz. Maddeden manaya, bilgiden bilgeliğe, kökten kalbe çağrılıyoruz. Ve bu dönüşümde en kıymetli pusula, kendimizle kurduğumuz gerçek bağdır. Çünkü asıl devrim; gökyüzünde değil, içimizde başlar. Özgürleşmek bazen sadece bırakmaya ve yenilenmeye izin vermektir. Yaşam hepimize yeni bir kapı açarken, cesaretin varsa, sen de kendi iç devrimini başlatabilirsin.


Sevgilerimle,

Karma Astrolog İnci Hacıyusufoğlu

Instagram: @incininyildizi



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.