Yeşim Hanım merhaba, dört yıldır bir ilişkim var. İlişkinin başında çok yakındık; arkadaşlarımızı, ailelerimizi tanırdık, hayatlarımız iç içeydi. O zamanlar her şey daha açıktı, daha doğaldı.Yaklaşık sekiz ay önce sevgilim benden bazı şeyleri saklamaya başladı ama bu bildiğimiz saklama gibi değildi. Daha çok eksiltme gibiydi. Gün içinde nereye gittiğini, kimle görüştüğünü eskisi gibi anlatmaz oldu. Sormazsam söylemiyor, sorarsam kısa kısa geçiştiriyordu. Bir gün tesadüfen bir kafede karşılaştık. Bana o gün evde olacağını söylemişti. Yanında biri vardı. Kadın mı arkadaş mı tam anlayamadım ama beni tanıştırmadı. Ayakta kısa bir selamlaşmadan sonra ayrıldık. O an çok bir şey söylemedim ama içime oturdu. O günden sonra fark ettim ki benim bilmediğim bir hayatı yavaş yavaş kuruyor. Bazı günler ortadan kayboluyor, sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Eskiden bana sorduğu, önemsediği şeyler artık ilgisini çekmiyor. Yanındayken bile kendimi dışarıda hissediyorum.Elimde “beni şu kişiyle aldattı” diyebileceğim net bir şey yok. Ama his olarak çok yalnızım. Yanımda ama yok gibi. Aldatma bazen insanın hayatından sessizce çıkarılmasıymış, bunu anladım. Bu ilişkinin bitip bitmediğini, yoksa benim mi geç fark ettiğimi bilmiyorum. Kalmak mı daha çok can yakıyor, gitmek mi emin olamıyorum. Bildiğim tek şey, bu belirsizlikle yaşamanın bana iyi gelmediği…
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba sevgili okurum; insanoğlu çokça şeyi yapmaya muktedirdir. Buna iki ayrı hayatı yaşamak da dahil ama çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üç ve dört de sıçrayabilir-beceriye bağlı- ama sonunda onun başına vurup ezebilirler de değil mi? Sizin çekirge de 8 aydır sıçramış durmuş artık başına vurmanın zamanı gelmiş. Kimsenin sizi kandırmasına, aptal yerine koymasına izin vermeyin. Bu kadar hayatınıza girmiş, aileleriniz tanışmış, her şeyinizle ilgilenmiş olan sevgilinizin yavaş yavaş sizden uzaklaşmasını anlamlandırmak için elinizde kanıta ihtiyacınız yok. Muhakkak ki o kanıt içinizi rahatlatacaktı buna kuşku yok; ayrılırken içiniz rahat ayrılacaktınız… Sizin aklınızla oynayan bu kişiye güvenmiyorsanız en büyük kanıt oluşturduğu güvensizliktir. Neden sezgilerinizi bu kadar hafife alıyorsunuz? Sezgiler insanı uyarıcıdırlar, boş yere zihninizde oluşmazlar. Güvensizlik hissi kişinin kendisiyle ilgili sorunları yoksa durduk yere oluşmaz. İnsan içinden hisseder de kondurmak kısmı… O zor gelir çünkü hayalleri vardır, seviyordur vs. vs. ve kendi kendini kandırmaya başlar. “Yok ben yanılıyorumdur” diye düşünmek insanı daha az acıtacağından o düşünceye yönelir. Ancak gerçeklerden de kaçılamaz ki… Size tavsiyem kendisiyle konuşup sizi aydınlatması. Cevapları sizi tatmin etmezse asla devam etmeyin çünkü aklın hissettiğini kalp de hisseder böyle zamanlarda. Sadece kalbe söz geçirmek de sıkıntı olur. Siz onu da yapabilirsiniz. Bu kadar çok şeyin farkında olan biri kalbini de yener diye düşünüyorum. Şu sözünüz beni etkiledi: “Aldatma bazen insanın hayatından sessizce çıkarılmasıymış”… Sizin adınıza üzüldüm siz de onun hayatından sessizce çıkın, hiç ses vermeyin, herkesi hak ettiği yerde bırakın yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com