Eşim çok cimri...

Merhaba Yeşim Hanım,

38 yaşında 2 çocuk annesi bir kadınım. 12 senelik evliyim. Sözleşmeli olarak düşük maaşla çalışıyorum. Geleceğim belli değil. Eşimden ayrılmak istiyorum çünkü cimri. Belki ayrıldıktan sonra daha kötü bir hayat beni bekliyor ama en azından derim ki 'eşim yok beklentim yok'. Evlilik hayatım boyunca tüm maddi ihtiyaçlarımı kendim aldım. Çorabıma kadar. Eve para bırakmaz, yemeğe zorla götürür, ayda 1 çorbacıya.... Tatile gitmeyiz. Hafta sonu planı yapmayız. Doğum yıl dönümü aklınıza ne gelirse hediye almaz. Düşünsenize bir kolyem bile yok eşimden hatıra. Sürpriz yapmaz. Ben hep beklerim ama. Çevreme bakıyorum kadınları kıskanıyorum gelen çiceklerini, onlara yapılan sürprizleri. Bende olmayan onlarda var olan şey nedir diye kendimi yiyorum. Bende hayalden anlatıyorum. Eşim ayakkabı aldı telefon aldı. Halbuki ben hepsini tek aldım. Neredeyse kendime çiçek göndereceğim o hale geldim. Kıskanç bir kadın oldum. Baskasına da yapılsın istemiyorum. Arkadaşlarıma söylediğim yalanların haddi hesabı yok. Onlarla yalan bir hayat paylaşıyorum. Kıskanmadığımı düşünürdüm hep ama galiba kıskanıyorum. Eşim duygusunu belli etmeyen bir insan. Babası da öyle. Öyle öğrenmiş. Hasta olurum 'kalk bir şeyin yok iyisin' der bir bardak su vermez. Sevgisini gösteremez. Çocuk gibi davranır bana sanki eşi değilim. El şakası yapar kızınca da bu da böyle der. Hayatı hep kendi kazandı kimseden maddi yardım almadı. Evimizi aldık, arabamızı aldık, daha lüksün peşinde. Sürekli 12 yıldır kredi ödüyoruz. Bana kadın gibi hissettirmiyor. Bende eskisi gibi belki ucuz yollu hediye kabul etmiyorum. İsteklerim oyle birikti ki artık hepsi olsun istiyorum genç hayatımda. Ama gücümüz yok. Her sene belki isteklerimi yılda bir olsun alsaydı belki bu kadar arşa çıkan isteklerimin ardı arkası kesilirdi. Kendimi tanıyamıyorum. İnsanlarla yarış haline girdim. Karakterım değişti. Kendimi kum tanesı kadar değersiz görüyorum.e Eksik hissediyorum. Zihnim bulanıyor. Kocam yok, beklentim yok demek istiyorum. Her şeyı göze aldım. Zaten kendi kendime yetiyorum. Boşansam neyini arayacağım sizce? Dört duvarı olan barınağı mı?

Yeşim Tijen'in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar,

Üzüm üzüme baka baka kararır diyebiliriz ya son yirmi yılda da insan insana baka baka hayatını karartıyor. Hal böyle olunca da ne arkadaşlıklar arkadaşlık olabiliyor, ne de evlililikler uzun yıllar sürebiliyor. İçlerindeki bu hırs ve çekememezlikle kendilerine nasıl da kötülük yapıyorlar. Hazım önemli sevgili okurlar. Takdir etmek başkalarının mutluluğuna sevinebilmek önemli ama bazı insanlar gördüklerini kaldıramayabiliyor. İnsanın zihninde yetersizlik, eksiklik düşünceleri oluşuyor. Bunalımlara girip çıkabiliyor hatta boşanmalara bile varabiliyor. Oysa kişiler neyi görürse görsün kendi hayatıyla mukayese etmemeli. Siz o kişi değilsiniz aynı zevklerden aynı düşüncelerden aynı hayallerden hedeflerden oluşmuyorsunuz. Başkasının hayatıyla mukayese girmek kendini git gide bir çıkmazın içine sokmak demek olacağından oldukça sakıncalı bir durumdur. Ancak dündeki sizle bugündeki sizi mukayese edebilirsini. İlla bir yarışa gireceksiniz dünden daha iyi olmak olmalı yarışınız diye düşünüyorum. Aksi takdirde huzur, mutluluk hak getire sevgili okurum. Yazdıklarınızda görünen kendinizi zaaflarınızın eline teslim etmişsiniz. Biz olmaktan çıkıp ben duygularınıza sarılmışsınız. Tabii ki çok da haklı olduğunuz noktalar var. Kadınsınız eşinizin ilgisini sevgisini onun küçük de olsa jestlerini görmek istemeniz en doğal hakkınız. Burada sıkıntı yok. Sıkıntı sizin bu durumun eksikliğini, kendi kendinize aldığınız eşyalarla 'eşim aldı' diyerek başkalarına yalanlar söyleyecek boyuta gelmiş olmanız. Hatta 'kendime çiçek bile yollamak istiyorum' demişsiniz. Evet sizin gibi kendine çiçek yollayanlar olduğunu biliyorum. Peki kimi kandırmış olacaksınız? Kendinizi... Mutlu olacak mısınız?Anlık evet. Arkadaşlarınıza hava atacaksınız sonra gerçeğinizle baş başa kalacaksınız. Peki gerçeği söyleseniz ben kendime aldım kocam ev araba vs. almaktan beni unutabiliyor, ben de kendime aldım deseniz, onlardan aşağı mı olacaksınız? Sizi takdir edeceklerdir diye düşünüyorum. Komplekslerinizden arınmalsınız. Bu da yaşamınızı kendi gerçeklerinizi kabullenmekle mümkün olur. Sizce arkadaşlarınızın eşlerinin hediye alması onların mutlu kadınlar olduğunu gösterir mi? Bu hediyeleri eşlerinden isteye isteye başlarının etini yedikleri için alınmış olabilirler mi? Olabilir tabii görmüş olduğunuz arkadaşlarınıza alınan hediyeler onların hayatının mutlu olduğunu göstermez. Bu gösteriş kısmıdır sadece görünen yüzüdür. Bunlar sizi bu kadar etkilememeli. El elden üstün olur derler ya illa birileri daha iyi şartlarda olacak bunun bilinci içinde yaşamınıza bakmalısınız. Onun için de boşanmak rastgele alınabilecek bir karar değildir. Kişiye pahalıya patlayabilecek bir karar da olabiliyor bazı durumlarda. Günümüz Türkiyesinde bence boşanmak bayağı bir cesaret istiyor çünkü hayat çok pahalı. Boşanan bir kadın için maddi durum o kadar önemli ki bunun bilinciyle adım atmaya niyetlenmeli yoksa kendinize, çocuklarınıza yazık edersiniz. Siz sevgi, ilgi ve daha güzel bir hayat için eşinizden ayrılmak istiyorsunuz. Bu sizin imkanlarınızla mümkün olmayacak peki ne yapacaksınız başka birinde bunları arayacaksınız ve bunu başka birinde kolay kolay bulabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Erkekler de iki çocuklu bir kadını kollarını açmış bekliyorlar mı sanıyorsunuz? Bunlar güzel hayaller... Bir ihtimal gerçekleşebilir de ama dediğim gibi ihtimaldir. Hayallerin peşinden gidecekseniz iyice hesaplanarak adım atılmalı gerçeklere gelirsek o beğenmediğiniz eksik bulduğunuz eşinizi dört duvar dediğiniz evinizi bile arayabilirsiniz. Çünkü boşanmak için insanın elinin oldukça kuvvetli olması gerekir. Yoksa hayatınız karışıklıklara açık olur. Sizin yazdıklarınıza bakınca ister istemez bunu böyle okuyabiliyorum.

Aslında bakınca 12 senelik evliliğiniz boş geçmemiş. Bir ev, bir araba ve iki güzel çocuğunuz var. Bunlar olurken tabii ki bir şeyler de eksik kalabilir. Bir şeylerden geri kalınabilir. Biz olmak böyle bir şeydir. Beraberce tahammül gösterek bir şeyleri ortaya çıkarabilmek, eşiniz kimseden destek almadan başarmış. Bu da harcamalara dikkat etmekle yani biraz cimrileşmekle mümkün olmuş galiba. Yine de takdir etmek gerek. Eşinizin amacı bu adımlarla sizleri iyi bir hayata ulaştırmak. Demek ki eşiniz sizlere değer veriyor ki o da kendince sizleri daha iyi bir hayata ulaştırmanın peşinde. Kendinizi değersiz hissetmemelisiniz. BU DA BİR DEĞERDİR. Diğer yandan bunlar olurken aklı çalışan bir erkek yine de eşini mutlu edecek, ufak jestler yapabilir. Biraz etrafına bakar biraz aşk filmi seyreder ruhunda, varlığından haberi bile olmadığı romantizmi uyanabilir. Kadın ruhunu öyle güzel ifade ediyorlar ki o filmelerden feyz alınabilir. Erkekler bu konuda gelişime açık olmalı. İlle büyük hediyelere gerek yok maksat düşünülmek, önemsendiğini hissettirebilmektir. Kadın bunu takdir edecektir zaten borcumuz var, kredi ödüyoruz ama yine de beni düşünmüş önemsemiş diye mutlu olacaktır. Bunun için biraz beynine kan gitmesi lazım bazı erkeklerin. Okuyacağı şiirlerle aşk filmleriyle kendi yüreğine kulak vermesiyle eşinin gözlerine bakmasıyla o beyin dümdüz beyin olmaktan, odun gibi adam olmaktan çıkıp kıvrımlara sahip olacaktır diye düşünüyorum. Ama sizin eşiniz sevgisizlikle büyümüş, almadığı bir şeyi vermeyi bilmiyor. Siz ona öğretebilirsiniz. Davranışlarınızla kendinizi geri çekmek yerine ona sevginizle, sevmeyi öğretebilirsiniz. Bu zor bir şey değil. Eşinizin size kadınlığınızı yaşatmamasına gelirsek, mevzu bu daha çok değil mi?Diğerleri de var ama esas mevzu buradan o hırslara bürünüyordur. Büyük eksiklik kadın olduğunun hissettirilmemesi, erkek arkadaşı gibi davranılması. Bu kadının ruhuna ters bir durum. Kadın kadınlığını hissedecek kadın bunu kendi kendine kapatamaz. Hediye ya da herhangi bir şey kendi kendine alabilir, eşinin alması kadar mutlu etmese de yine de idare eder ama eşin ilgisinin eksikliği işte bunu gideremez. Ondan ne bekliyorsanız ona siz yaparak onu yönlendirin diyeceğim çünkü iki çocuğunuz var, evliliğiniz için elinizden geleni yapmak zorundasınız. Evet bazı kadın okurlarımın niye o yapıyor kocası yapsın hep kadınlar mı fedakarlık yapacak dediğini duyar gibiyim. Sevgili kadınlar onlar için maceraların peşinden gitmek yerine elinizden geleni yapmanız gerekir çünkü okurumun imkanları kısıtlı. İmkanlar kısıtlı olunca bir başka erkeğe ihtiyaç duyacak. Onun içindir size ona kadınlığınızı yaşatmaya başlayın deyişim. Siz kadınsı tavırlar içinde eşinize göründükçe erkek sonunda ne kadar kayıtsız kalabilecek. Bakacak ki karşısında arzulu istekli bir kadın var aklı biraz çalışıyorsa mecbur düşünecek diğer taraftan konuşmadan hiçbir yol alamazsınız. Bir kere konuştunuz anlamadı mı, on kere söyleyin. Eksiklik hissettiklerinizi bak evliğimiz beni yormaya başladı, kötü düşünceler içine girip çıkıyorum, biraz uyan diyebilirsiniz kısacası. Biraz içinizde tuttuğunuz o kadını eşinizin üzerine salın. Bakalım sizi öyle canlı kanlı kararlı bir kadın olarak görmek onu değiştirecek mi? Denemeye değer bence. Aslında sevgili okurum her şey düşüncede eşinize nasıl bakarsanız onu öyle görmeye başlıyorsunuz. Siz eşinize olumsuz bakmaya başlamışsınız, öyle de sürdürüyor olmalısınız. Bunu değiştirebilirisiniz. Bu da eşinize güzel bakmaya başlayarak olur. Bakın o zaman zihninizdeki düşünceler nasıl dağılmaya başlıyor siz de fark edeceksinizdir. Hırslarınızı ailenizin iyliği mutluluğuna odaklamanızı öneririm. Hala bir şeyler düzelmiyor, siz mutsuzsanız o zaman yapacak bir şey yok. Ayrılmak da hakkınız ama bunun içinde şartlarınızı uygun hale getirmelisiniz. Dediklerimi uygulamanızı ve bir doktordan yardım almanızı öneriyorum çünkü sağlam bir akılla yola çıkmalısınız. Şu an o sağlıklı akılda ruh halinde gözükmüyorsunuz. Bu arada sadece doktor sizi iyi hissettiremez siz de pozitif duygu ve düşünceler içinde olarak gayret göstereceksiniz yoksa kimse kimseye fayda sağlayamaz. Hakkınızda hayırlısı olması dileğiyle.

Sevgiler sevgili okurlarıma...