Evliliğimiz mide bulandırıcı bir hal aldı
Merhaba Yeşim Hanım, size daha önce de yazmıştım. Cevaben yazı başlığınız, “Hayat bana çok zor geliyor” olmuştu. 9 Nisan 2021, belki hatırlarsınız diye de tarih verdim. Konu yine aynı zira… Öncelikle çok teşekkür ederim yazılarınız bana güç verdi. Evet, çocuklar için şans verdim eşime, belki düzelir belki ben de unutabilirim diye. Hayatım normale dönmüyor, ben hiç içimden atamıyorum Yeşim Hanım, öyleyken bile eşim halâ yalan söylemeye devam ediyor ve sosyal medyadan kadınlara cinsel içerikli konuşmalar gönderip duruyor. Bile bile böyle devam etmek inanılmaz zor. Ayrılalım ben artık seni istemiyorum dediğimde de peşimi bırakmıyor. Ben bitti demeden bitmez vs. birkaç defa anneme gittim, kapılara dayandı aşağıdayım in gel, gece yarısı annem işte git kızım kocan, hangi erkek yapmadı ki gibi. Ben yine arkama baka baka eve gittim. Kurtulamıyorum Yeşim Hanım. Devam edeceksen ayrılalım düzeleceksen yardımcı olayım diyorum. Sözler veriyor “Yapmayacağım, seni mutlu edeceğim, Allah senden razı olsun, hakkını ödeyemem” gibi cümleler kuruyor. Ben her defasında inanmış gibi yapıp devam ediyorum ama artık gerçekten gücüm kalmadı. Mide bulandırıcı bir hâl aldı evliliğimiz. Çocuklar “Ayrıl anne, sana üzülüyoruz yazık ediyorsun kendine” diyor ama benim sığınacak, gidecek yerim yok. Yapayalnız hissediyorum kendimi. Ne olur bana biraz güç verin, ben ne yapacağımı bilmiyorum artık.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlarım, merak eden okurlarım için okurumun daha önceden göndermiş olduğu soruya verdiğim cevabın son kısmını yayınlamak istiyorum.
Önceki cevabım:
“41 yaşındasınız, çalışıyorsunuz ve eğitim hayatı süren iki çocuğunuz var. İşte bu iki okuyan çocuğunuz için ayrılığı en azından çocuklarınız eğitimlerini bitirene kadar rafa kaldırmalısınız. Boşanmanın rafta olduğu süreç sizin için eşinize yeniden bir şans verme zamanı olsun. Bu süreçte onun kendini affettirmek için çabalarını görürseniz bu evliliğe devam edin eğer eşiniz çaba göstermezse nasılsa affetti diyerek sizinle çocuklarınızla boş vermiş bir ilişki içindeyse raftaki boşanmayı aşağıya indirerek işleme koyabilirsiniz. Anne olmak kadının birçok konuda adım atmasına engeldir. Düşünmek zorundadır. Bir anne, iki erkek çocuğuyla baş etmekte zorlanır. Çocuklarınız delikanlılık dönemindeler bu dönem tehlikeli bir dönem. Türkiye eski Türkiye değil. İnsanlar eskisi gibi iyi değil. Uyuşturucu alışkanlıkları had safhada, yanlış arkadaşlıklara yönelebilirler. Sizin onları sokacağınız bu karışık dönem o yüzden onlar adına tehlikeli olabilir. Yalnız başınıza bu sorumluluğun altına girmeyin. Sakinliğinizi koruyarak duygularınızla değil aklınızla hareket etmeye çalışmalısınız. "Eğer istediğiniz şeyler için fedakârlık etmezseniz istediğiniz şeyleri feda edersiniz" diye bir söz okudum. Siz kızgınlığınıza, kırgınlığınıza çocuklarınızı feda etmemelisiniz. Yaşananları yaşayacak olacaklarınızla beraber yarınlara bırakın. Zaman bazen insanın en güzel en doğru cevabı bulmasına yardım eder. Yani sorunuza bakınca görüyoruz ki sevgili okurum, herkesin yaşattığı kendisinin sınavı olur. Bu da aslında eşinizin sınavı diye düşünüyorum. Kadınlar güçlü sevgili okurum, eminim sizde çok güçlüsünüz. Kendinize güvenin, yaşamaya daha bir kendinize inanarak, güvenerek, inadına yeniden sarılın derim.”
Ve bugünkü cevabım:
Dün dündür bugün bugündür diye bir söz var ya aynen öyle sevgili okurum. Dün de size zaten bir açık kapı bırakmışım. Şimdi o açık kalan kapıdan tüm kararlılığınızla üstelik gönül rahatlığıyla çıkmanın vakti gelmiş gözüküyor. Evlendiniz, çocuklarınız oldu diye birbirinize ömrünüzü harcayacak değilsiniz. Herkes haddini hududunu bilecek sevgili okurum. Tabii ki kimse eşinden ayrılsın istemiyorum ama kendi ayaklarına kurşun sıkmaya devam eden birinin sizi bu kadar ezerek yaşamınızı heba etmesine de gönlüm razı gelmez. Çünkü sizden bir tane daha yok. Eşiniz de bunu anlayacak ama iş işten geçmiş olacak.
Sevdiğiniz, yıllarınızı ve iki çocuk verdiğiniz adam bu kişi miydi sevgili okurum? Bu ne çirkinlik! İnsan hatalarından ders çıkarır. Eşiniz de hatalarından ders çıkarmak gibi bir gelişme olmamış. Tam gaz aldatmaya devam etmiş. Eşinizle bu cinsellik içeren konuşmaları yapan kadınlara da yazıklar olsun. Bu tarz yaklaşımlara izin vermeleri inanılacak gibi değil. Sanırım benim evlendiğim adam bu değildi diyorsunuzdur. Evet, bu sosyal medya, cep telefonları insanların ayarını bozdu. Bu iletişim araçlarıyla bir kısım insanlar dengeyi kuramadı, ne işe yaradığını unutup farklı konularda kendilerine kullanım alanları açtılar. Oysa gereği gibi kullanılsa hiç bir sakıncası yok. Her şey kendini bilmek ve taşımakla ilgilidir. Erkekler de kendini taşımakla yükümlüdürler. Siz ve çocuklarınızın adına üzüldüm. Yazdıklarınızda gördüğüm kadarıyla siz artık ne istediğinizi biliyorsunuz. Böyle devam edemeyeceğim demişsiniz. O zaman devam etmemelisiniz. Bazen gitmekten daha zor gelir kalmak. Eşinizle kalmak, ona katlanmak sizi sizden ediyorsa bu adama daha fazla tahammül etmek zorunda değilsiniz. Siz aklı başında, ne istediğini ne yapması gerektiğinin farkında olan bir kadın, bir annesiniz. Eminim bu ayrılıktan sonrasını da en güzel şekilde halledebilecek kadar güçlüsünüzdür. İnsan kendi gücünü yaptığı doğruları gördükçe daha çok keşfeder. Siz de kendinizdeki gücü yapıp ertmelerinizle göreceksinizdir. Bu da tabii akılla, öngörüyle, cesaretle mümkün, soruna odaklanmak yerine çözüme odaklanmakla mümkün. İnsanın günümüzde yaşamın getirilerine göre hesaplar yapa yapa yeniden şekil alması gerekiyor. Sevgi bitmişse, saygı bitmişse, tahammül kalmamışsa hastalıklarla, depresyonlarla boğuşmak yerine kendinize yeni bir yol açar boşanırsınız, yaşadıklarınıza noktayı koyarsınız. Siz geriye bakmazsınız da eşinizin aklı hep o geride kalacaktır çünkü onun sizden sonra sizin gibi bir eş bulma ihtimali oldukça düşük ama sizin dündeki hayatınızdan daha güzel bir yaşama kavuşma şansınız olacaktır. Bu kadar bu evlilikten uzaklaştıysanız ayrılık size iyi gelecektir. Oğullarınızın size söylediği sözlere gelirsek "Anne yazık ediyorsun kendine" demelerine katılmıyorum. Hiç bir fedakârlık yazık olmuş değildir. Bu sizin kendi vicdanınıza borcunuz, bu sizin çocuklarınıza ve evlenirken ki verdiğiniz iyi günde kötü günde sözüne en güzel cevaptır elinizden geleni yapmış olmak. Zaten hayat sizi o elinizden geleni yapmış olmanızla, son noktaya geldiğinizi size anlatır siz bu kararı amasız fakatsız verirsiniz. O nedenle hiç kimsenin dediğine bakmayın. Kendiniz istiyorsanız eşinizden ayrılın. Onlar hayatı bilemeyecek kadar genç ve tecrübesizler.
Gideceğim, sığınacağım bir yer yok demişsiniz. Aşkolsun anneler bugünler içindir. Onun bu durumunuza korkak, ürkek yaklaşımına bakmayın. Ona siz güç vereceksiniz ve bundan sonra anneniz de sizin kadar güçlü olmak zorunda. Evet, annelerimiz de aldatıldı. Genelde sustular, içlerine attılar. Bazen kendilerine bile itiraf etmekten kaçındılar. Eşini aldatmayan erkek var mı diye hep merak etmişimdir ama biz annelerimiz kadar çaresiz değiliz. Ona, buna, elalemin ne düşüneceğine, diyeceğine karşı daha cesaretli ve bugünün kadını çalışarak kendi ayaklarının üzerinde durması nedeniyle daha güçlü, kuşkusuz daha akıllı. Arada nesil, hayata bakış, algılayış, hayattan beklenti farkları var. Bu da çok normal, beraberce bugünleri birbirinize yaslanarak aşacaksınız. O yüzden gideceğiniz en güvenli yer ya da sığınağınız annenizin yanı olmalı. Bu sefer gidişinizde geriye baka baka eve dönen siz değil eşiniz olmalı.
Bana biraz güç verin demişsiniz. Sizin farkında olmadığınız zaten güçlü bir kadın olduğunuz. Önceki ve bu son mailinizde tekrar tekrar okuduğun ve gördüğüm akıllı, güçlü ve temkinli bir kadın. O akıllı kadın çocuklarıyla çıkacağı bu yolda onların yanında olmasına ihtiyaç duyacak. Üniversitedeki çocuklarınız hem çalışacaklar hem okuyacaklar. Bu inanın onları daha güçlü gençler kılacaktır, bundan emin olabilirsiniz ama her güzel ilişki paylaşımlarla oluşturulduğundan çocuklarınızla her şeyi paylaşın. Babalarından soğutmaya çalışmadan hayatınızın gerçeklerini paylaşabilir, onlara bir şekilde doğru ve yanlışı göstermiş olarak kendilerini en güzel şekilde oluşturmalarında yardımcı olmuş olursunuz. Öyleyse geriye ne kalıyor? Kendine inanmak, kendine güvenmek. Daha çok gençsiniz, hayat sizi zamanı geldiğinde ikinci bir şansla güldürecektir ama önce çocuklarınız, onların geleceğini düşünmelisiniz. Siz böyle düşünceli adımlar attıkça hayat da sizi zamanı geldiğinde emin olun karşılıksız bırakmayacaktır. Tabii ki en güzel mükâfat iyi yetiştirilmiş, baktıkça gururlandığınız evlatlardır şüphesiz. Çünkü onlar sizin eseriniz, bir nevi emeğiniz. Bütün bunca yazdıklarımın sonunda kaderin hükmü insanın aklını kullanana kadardır diyerek sözlerimi bitireceğim. Siz ve çocuklarınız için her şeyin en güzel şekilde gelişmesini diliyorum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR