Bir şans daha versem mi?

Yeşim abla merhaba, tesadüfen yazılarınızı okudum. Ben yurt dışında da yaşayan biriyim. Size bir sorum olacak: Ben 20 sene önce ilk eşini amansız bir hastalıkla kaybeden biriyim. Rahmetli eşimden 2 kızım vardı, annelerinin vefatında henüz 6 ve 4 yaşına girmemişlerdi. Maalesef etrafın ısrarı ile ama "bu kızlar daha ufak, ilerde bir başka kadını kabul etmezler, şimdi daha kolay kabul ederler" sözü üzerine, rahmetliden kısa süre sonra evlendim. Evlendiğim hanımefendi, dul bir bayandı, ben 32 o ise 25 yaşında idi evlendiğimizde. Kendisi yurt dışında şiddet içeren bir evlilik geçirmiş, oradan ablasının yardımı ile kaçarak buraya gelmiş. Benimle tanıştığında 3 yıldır burada yaşıyordu ve oturum izni henüz yoktu. Ben ise 70’li yıllardan bu yana buradayım. Evliliğimizden bir ay sonra bana maalesef evliliğinden önce de bir evlilik geçirdiğini, bu evliliğin komşusunun oğlu ile olduğunu ama nikâhsız bir beraberlik olduğunu itiraf etti... Ben tabii çok kızdım “Neden bunu bana evlenmeden önce söylemedin diye, neden sakladın?” diye. Ama olan oldu; ben de sineye çektim ama içimi kemirdi durdu. Neyse efendim, biz evliliği devam ettirdik. Git gide anladım ki, benden gizlediği ilk evliliği aşk evliliğiymiş, severek evlenmiş. Biz evliliğimizi devam ettirirken ben ufak tefek kıskançlık krizlerinin dışında kendisine iyi davrandım; kötü bir huyum yok şükür. Ama onunla çocuğumuz olduktan sonra, rahmetliden olan iki kızıma tavrı değişti; onları istemedi, her hareketlerinden rahatsız oldu. Bu o derece ilerledi ki kızlarımı anneme bıraktım. Annem- babam da, “Oğlum birinci yuvan dağıldı, bari bu bozulmasın. Kızlara biz bakarız sen bu yuvana sahip çık” dediler. Ha, öyle mi diye ben yine sineye çektim. Yalnız taviz tavizi getirir derler ya... Kızlarımı attı ama iki sene sonra tekrar getir dedi. Ben de sevinerek tekrar getirdim. Yalnız sevincim uzun sürmedi, aradan iki sene geçti geçmedi, tekrar gönderdi. Kızlarımın hiçbir suçu günahı olmadığı halde... Onlara çok baskı uyguladı. Banyoda uzun kalmalarından bile rahatsız oldu. Hafta sonu, haftanın yorgunluğunu atalım diye geç kalkmalarından bile rahatsız oldu. Neyse yine kuzularımı bıraktım anneme. Annem bu sefer kızdı tabii ama yine de mecburen kabul etti. Aradan iki sene geçti veya geçmedi, yine “Tekrar getir kızları” dedi. “Kardeşleri özlüyor” dedi. Bu arada annemle arayı da düzeltmişti, alttan girdi, üstten çıktı, kızları tekrar getirdik. Tabii ben seviniyorum da bu sevincim yine uzun sürmedi... En fazla dört sene geçti, yine bir gün eve geldiğimde somurtkan bir tavırla, “Götür bunları” dedi... Bu sürede kendisi ile iki kızımız daha olmuştu. Bir ilk eşimden olan kızlarıma baktım, bir onunla olan kızlarıma, çaresiz kaldım. En büyük kızım anladı ve “Üzülme baba; bizi bırak babaanneme ama bir daha getirme. Kardeşlerimizi görmeye geliriz, yeter ki sen kardeşlerime sahip çık.” dedi. Tamam dedim ve kızımın verdiği cesaretle bıraktım anneme; babam bu sefer çok kızdı ama garibim o da mecburen benim için razı oldu. Ve hayat böyle devam etti Yeşim Hanım. Ta ki geçen sene nisan ayına kadar. Yani 2019 yılı nisan ayında çok korkunç bir şeyi keşfettim maalesef... Eşim, ilk evlenmiş olduğu, nikahsız beraber olduğu, kişiye Facebook’tan ulaşmış ve günlerce onunla telefonda beni aldatmış. Bunu da benim çok kıskanç olduğumu söyleyerek savundu. Yani ben kıskançlığım yüzünden onun kucağına atmışım bunu. Ben tabii perişan oldum. 2 kız, bir oğlan 8, 14 ve 17 yaşındalar. Acaba çok mu darboğaz ettim, gerçekten onun için mi falan kendimi suçlamaya başladım. Ne olur etme, yuvamızı dağıtma dedim; senin yaptığın bu çirkeflik benim kıskançlığıma bedel olsun dedim. İkimiz de geçmişi unutalım dedim. Nafile... O benim ilk ve son sevdiğim, onun sevgisini 27 sene içime gömdüm, şimdi ise ortaya çıktı dedi bana. Evi terk etti. Sığınmaya gitti bin türlü yalanla. Ben çok kıskanç olduğum için, o da eski eşi ile telefonda konuştuğundan ben ona namus cinayeti işleyecekmişim diyerek, buranın polisini kandırdı. Tabii buranın polisi de Türklerden böyle bir şeyi duyunca hemen inanıyor. Çocukları arada gizli numaradan aradı, çocuklar dönmesi için yalvarsa da nafile. Sosyal medyada uğruna beni terk ettiği kişi ile aşk şarkıları sözleri paylaşıyor. O, onu beğeniyor, o, onu beğeniyor. Bütün olanlara rağmen ben yine, kendisine bir e-mail attım; bir sayfalık. “Çocukların geleceği, okulları, sözleri, nişanları evlilikleri, torunlarımızı bunları düşün; yapma” diye. Bu maile tek cevap: “Seni çoktan sildim.” Eylül 2019’da mahkeme kararı ile boşandık. Evimizi sattık ve ben kızlarımla tekrar eski ilçeme döndüm. Oğlum annesinde kaldı. Aradan iki ay geçmedi, bana mesaj gönderdi. “Görüşelim” diye. Neyse görüştük. Agresif bir tavırla, beni suçladı; benim yüzümden yapmış. Benim yüzümden o kişiye ilgi göstermiş. Şimdi çok mutluymuş. Ama o kişi ile de gelecek görmediği için ilişkiyi bitirmiş. Şimdi çocukları görmek istiyormuş, imkânı yokmuş ve ben götürecekmişim. Ben de “Kusura bakma, seni seven adam öldü, başın sağ olsun. Ben artık senin için bir şey yapmayacağım. Sen kendin istedin bunu ve biz boşandık. Benden bunu beklemeye hakkın yok. Hangi yüzle bunu benden beklersin?” dedim. Bu agresif bir şekilde masadan ayrıldı ve gitti. Bu sene şubat ayına kadar kızlarımı görmeye gelmedi; oğlum da bana geri döndü, annesinin hareketlerinden bezdiği için. Geçen hafta beni aradı ve benden çocukları ona vermemi istedi. “Belki bir süre geçtikten sonra tekrar birleşiriz” dedi. Ama ne yapacağımı bilmiyorum. Kestirip atayım mı yoksa bir şans vereyim mi ne dersiniz?


Yeşim Tijen'in cevabı:

HT Hayat sitesinde gelen sorulara bir yaşam koçu olarak cevap vermeye başladığımdan beri erkeklerle ilgili fikrim bayağı değişti. Toplumun çizmiş olduğu o güçlü erkek karakteri biraz tuzla buz oldu sevgili okurlarım. Eskiden bir erkek aldatılırsa asla affetmez sanırdım. Senelerdir cevap verdiğim onca erkek okurum aldatılmalarına karşın eşlerini kabul etmeye affetmeye hep hazır oldular, tıpkı aldatılan kadınların eşlerini affetmeye hazır oldukları gibi. Aldatan kadın ve erkek arasındaki fark çok önemli, kadınlar genelinde duygusal olarak birliktelik yaşar, öyle aldatırlar. Erkekler ise bir cinselliğe tav olup eşlerini aldatabilirler. O yüzdendir kadının affetmeleri, karı koca yaşananları unutup eskiye dönebilirler. Erkeğin eşini affetmesiyle hiçbir ilişki, evlilik kaldığı yerden devam etmeyecektir. Kadın başka bir erkeği sevmiştir çünkü başka birini sevebileceğini fark eden bir kadın eski eşle kaldığı yerden devam edemez. Erkek bunu göze alabiliyorsa eşiyle yine beraber olabilir. Bu bir tercihtir; affetmek evet erdem, bunda kuşku yok yalnız her konu da affedince insan büyümüyor. Bazı zamanlar da küçülüyor. Bu yaşadıklarınız için çaresizim demişsiniz. Çaresiz falan değilsiniz sevgili okurum. Siz çareye korkarak bakıyorsunuz. Yeni baştan bir düzen kurmayı göze alamıyorsunuz. Daha zor bir duruma katlanmaya razısınız. Yavaş yavaş birlikteliğimizi inşa ederiz diyorsunuz. Yavaş yavaş neyi inşa edeceksiniz sevgili okurum? Ev çökmüş, etraf moloz yığını siz bu moloz yığınlarından güzel bir ev çıkacağını mı sanıyorsunuz? İnsan şaşabilir kadın da erkek de şaşabilir. Bu şaşkınlık çocuklarını düşünmemeye varıyorsa ki eşiniz çocuklarını bile görmeye çalışmamış böyle bir profil çizen eski eşinizin şimdi çocuklarını istemesinin nedeni çocukları bahanesiyle madden sizden destek almak olduğunu göremiyor musunuz? Çocuklarını düşünen anne çocuklarından bunca zaman uzak kalmaz, sorumluluklarından kaçmazdı. Kadınlar eşlerinden gidebilir ama çocuklarından gitmezler. Eşlerinden ayrılırken çocuklarını seven, düşünen bir anne çocuklarını geride bırakmaz, çocuklarıyla beraber gider. Bunca zaman sonra çocuklarını almak istemesinin nedenini bir kez daha düşünün.


Mevlana’ya sevgili nasıl olmalı diye sormuşlar Mevlana da demiş ki: “Sevilecek biri olmadığında bile seni sevmeli.” Eskiden böyleydi. Mevlana günümüzdeki sevmeyi görse şaşar kalırdı herhalde. Tabii eskiden eşler birbirinde tutunacak bir şeyler bulabiliyordu. Eşlerin arasında aşk denilen duygu olmasa bile iyi bir insan olması, ona sunduğu hayat, dürüstlüğü, iyi bir baba olması gibi nedenlerle evlilikler sürdürülüyordu. Şimdilerde aşkın arayışıyla beraberce geçen yıllar heba edilerek öngörüsüz adımlar kolayca atılıyor, yanlışlar yapılabiliyor. En önemli yanlış da çocuklara yapılan yanlışlar. İnsanoğlu mükemmele programlı yaratılmamış tabii ama anne olmak, baba olmak çocukları için elinden geleni yapmak demektir. İnsan eşinden gidebilir, çocuklarından gidemez, gitmemeli. Bu arada siz de pek iyi bir baba değilsiniz, bunu söylemek zorundayım. Eşiniz istemiyor diye eski eşinizden olan çocuklarınızı pinpon topu gibi bir annenize taşımışsınız bir kendi evinize. Eşiniz istemedi haydi anneye, aklına esti haydi size geri getirmişsiniz. Bu nasıl bir babalık? Çocuklarınız zaten annesiz kalmışken babalarından da onları mahrum bırakmış, bir yuva dahi vermemişsiniz. Onlara borçlusunuz. Kendi hayatınızın idamesi için çocuklarınız daha fazla yıpratmamalı ve ortada bir yanlış varsa herkesin kendi yanlışlarını görmesi kendi içinde hesabını vermesi için yaşananları zamana bırakmalısınız.


Eşiniz üç evlilikten sonra hala aşkın peşine düşebiliyorsa boşa çabalamamalısınız. Hala yeni bir hayat kurmak için hevesi varsa yaşayacak ve görecek. Üç evlilik yapan eşinizin çocuklarını değil kendini düşünmesini anlamakta inanın zorlanıyorum. Size tavsiyem tüm çocuklarınızı, eski eşinizden olan artık büyümüş olduklarını tahmin ettiğim çocuklarınızı da yanınıza alarak kendinize yeniden bir yaşam kurun. İlle hemen biriyle evlenmek, birlikte olmak zorunda değilsiniz. Zamana bırakın kendinizi. Çocuklarınızla yaralarınızı sarın, iyileşin sonra Allah kerim sevgili okurum. Hiçbir şey için aceleye gerek yok artık. Kolay kolay yaşlanmıyor insanlar. Hayatınıza yeni, size layık bir kadın girecek ve hayat size gülecektir. Ama önce siz çocuklarınızın yüzünü güldürün. Sevgiler sevgili okurlarıma...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • turalkoc@icloud.com Onemli bir detay var burada; facebooktan ulastigi ilk esi Turkiyede yasiyor. Yani fiziki manada bir birliktelik olmadi. Yoksa bu cok kisir bir teselli mi sizce?
    CEVAPLA
  • Misafir Evet cok yerinde bir cevap olmus.beyfendi gittiginde barismak icin redediyor ama kendi istediginde hanimefendide biliyorki sizin tipis tipisgeleceginizi .ben bir kadin olarak yaziyorum yurt disinda kalmak icin garantilemis o yerini siz gozunuzu acin korkularinizin ve aseretinden kurtulun.kullandirtmayin kendinizi siz bir babaysa o da bir anneydi.sizin kadarda o dusunsun cocuklarini .bende yurt disinda yasadim biliyorum yasasini kurallarini biliyorum.beyfendi esiniz sizi sevmemis birazda siz kendinize deger onem verin kiymetsizlestirmeyin kendinizi.kocasini seven hic bir kadin aldatmaz onun...
    CEVAPLA
  • turalkoc@icloud.com yo hayir barismadik... Zaman her seyin ilaci diyorum. hayirlisi olsun.
    CEVAPLA
  • 1055184144110641152@twitter_app.com Bu beyfendi nasil bi karar verdi merak ediyorum aslinda .umarim hayati icin guzel adim atmistir.buyuk ihtimallede barismisyir,:((
    CEVAPLA
  • turalkoc@icloud.com Tesekkur ederim. Galiba haklisiniz hanimefendi
    CEVAPLA
  • Misafir Yazılarınızı o kadar severek okuyorum ki hergün bakıp acaba bugün ne yazmış diyorum.Her okuduğum da kendimden bir şeyler buluyorum.Hep varolun yazmaya devam edin :)
    CEVAPLA
  • Misafir Ama her gün yazmıyor
    CEVAPLA
  • Misafir çok münasip bir cevap olmuş. Hala nasıl düşünebiliyorsunuz bir şans daha vermeyi anlamış değilim...
    CEVAPLA
  • Misafir katılıyorum.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.