Şimdi onunla uyuyor, onu öpüyor...

Merhaba,

Erkek arkadaşım ocak ayında hayatıma girdi. Her şey o kadar muazzam, o kadar güzel gidiyordu ki "Allah’ım, daha önce neredeydi bu adam?"diyordum. Ailesiyle tanıştım hatta bazen onlarda kalıyordum. Düşünün ilişkimiz o kadar güzel gidiyordu. 2 ay sonra, başının belada olduğunu, bana zarar gelir düşüncesi ile benden ayrılmak istediğini söyledi. Daha sonra görüşmeye devam ettik, yine beraber kaldık ama sevgili değildik neticede. Bir gün bana "Benimle kaçar mısın?" dedi. Ben de "Gelip istemedin beni, ailem beni sana vermemezlik yapmadı. Kaçmam için bir sebep yok" dedim. "Tamam" dedik, kapattık o konuyu. Aslında aralarda çok fazla şey yaşandı ama kısa tutmaya çalışıyorum. Mayıs ayında da beraberdik, ara ara kavga ediyorduk ama beraber kalıyorduk, yiyorduk, içiyorduk. Onun demesine göre haziran'da söz, nişan gibi bir şey yapacaktık çünkü benim okulum bitiyordu. Bir gün yine onlardaydık, annesi bize meyve getirdi. O, gece uyuyakaldı, ben de yanındaydım. Telefonuna mesaj geldi. İlk başta şeytan, "Bakma" dedi. Ama sonra dayanamadım, gecenin bir vakti başka bir kızdan mesaj gelmişti. Sırf göz yumabilmek için bakmayacaktım. Erkek arkadaşı bir anda uyandı ve tuvalete gitti. Dedim ki "Bu Allah’ın bir işareti, kalk bak mesaja." Bir kızdan mesaj gelmişti ve "Sen bilirsin?" yazıyordu. Erkek arkadaşım odaya geldi ve ona "Bir kız mesaj atmış, dön cevap ver" dedim. "Boş ver ya" dedi. Telefonunu eline aldıp, sonra bildirimi sildi, yattı ve uyudu. O an benim içim rahat etmedi ve kendi hesabımdan kıza yazdım. Kızla 3 gün önce tanışmışlar ama kız sevgilisi olduğunu bilmiyormuş. Sonrasında "Ben öyle karaktersiz biriyle zaten daha konuşmam" dedi. Konuyu kapattım. Kız bana mesajlaşmalarının fotoğrafını atmıştı. Erkek arkadaşıma döndüm ve "Anlat ne bunlar?" dedim. İlk önce yalanladı. "Bir arkadaşım, onun arkadaşına aşık, o yüzden ayarlamaya çalışıyorum" dedi. Yalan söylediği belliydi ama o gün ona inanmak istedim ve inandım. Yanında uyumaya devam ediyorum ama içimden "Hep bu son, bu son" diyorum. Aradan iki gün geçti benim kendi İstanbul'a dönmem gerekiyordu. Onunla da vedalaşacaktık oyaladı, kandırdı, o gün gelmedi. Beni sebepsiz her yerden engelledi.

İstanbul'a döndüm. O kız sosyal medyaya çiçek fotoğrafı koymuş. Sevgilime sordum "Sevgili misiniz?" diye. "Yok hayır" dedi. Yeminler ederek, kıza sordum, engelledi beni. Onlar mayıs sonunda sevgili olmuşlar meğer. Çok değil haziranın ilk haftası evleneceklerini duydum, döndüm yine sordum ona, "Hayır" dedi. "Ben değilim o evlenen sana yalan söylüyorlar" dedi. İnkar etti önce, sonrasında doğru olduğunu bizzat öğrendim. Aradı, "Evet, evleniyorum. Seni hiç sevmedim. Onu çok seviyorum. Nasıl mutlu olacağım bak gör" dedi. Bildiğiniz dalga geçti benimle ve telefonu kapattı. Ve evet haziranın ilk haftası evlendiler. Öncesi yok eminim, mayıs sonunda tanıştılar. Hemen sevgili oldular ve evlendiler. Toparlanamıyorum, sürekli aklımda. Şimdi o kızla uyuyor, şimdi onu öpüyor... Aşkım kelimesini o hiç ama hiç sevmezdi, kız ona "Aşkım" diyormuş. Ben ne yapacağım? Bu kadar iğrenç bir insan mıydım da ben bu kadar kötü şeyler yaşadım? Olan bana oldu. Onlar çooooook mutlu. Beni beraber aldattılar, dalga geçtiler, atlatamıyorum.

Yeşim Tijen'in cevabı:

Bir süre sabahlar kolay olmayacak sizin için sevgili okurum. Dalgın dalgın gezip eski günleri hatırlayacaksınız. İşte sakıncalı olan da bu, o eski günleri boş yere hatırlamanın hiçbir faydası olmayacak, o hatırlamanın bunun bilinciyle davranmalısınız. Tabii ki yaşadığınız koca yalanı hazmetmek bir çırpıda olmayacak, günleriniz, bazı geceleriniz uykusuz uykusuz sabahlara yorgun gözlerle ulaşacaksınız. Yaşadıklarınızdan herkesin her dediğine kanmamayı öğrenmiş olmanın acı tecrübesiyle hayata biraz daha farklı bakacaksınız. Neyi anladınız? Meğerse toz pembe değilmiş hayat değil mi? Yalancılar,sahtekarlar da varmış. Bu yalancı dünyada kendi kendinize doğru bir yol bulmaya çalışacaksınız. Yalancıların da olduğunu bile bile doğruları bulmak ve o doğrulara tutunmak zor gibi gözükse de insan hayatta her şeye alışıyor ve bir de güçleniyor, siz de güçleneceksiniz.

Günümüz erkeklerinin bazıları yeni bir tarz oluşturmuşlar: Yalanlarla kandırıp yatağa atmak. Tek hedefledikleri yatak kısmı. Birçoğu için hayat sadece cinsellik. Değerler rafta tozlanmış hatırlanmayı bekliyor. Yüzüne bakan çok az. Hani diyorlar ya iyi insanların yüzü gözü hürmetine bu dünya ayakta diye aynen öyle... Duyduklarımız gördüklerimiz karşısında şaşkın,ürkek, sessiz sedasız bir değişim bekliyoruz.

Konumuza dönersek akılları, fikirleri kadınları yatağa atmak olan bazı erkeklerle birlikte olan kadınlara ne mi oluyor? "Bana ne, birlikte olurken aklı neredeydi" diyerek çıkabiliyorlar işin içinden. Erkeğe nasılsa bir şey olmuyor. Bana göre kadına da bir şey olmuyor, yeter ki kadın kendini taşımayı bilsin. Şunu kabul etmeliyiz, kadınlar eskisi gibi lise bitince evlenmiyorlar, üniversite okunuyor, iş hayatı oluyor, bazen bu evlilik işi uzadıkça uzayabiliyor. Bazen şartlar bazen de doğru kişinin gelmeyişi kadının evlilik yaşını çoğaltıyor. Haliyle lise bitince daha gözü hormonları yeni açılan kızla üniversite bitiren kadının bedensel ihtiyaçları aynı olmuyor. O ihtiyaçlar için ille de evlilik beklenemiyor. Bir sevgili varsa o sevgiliyle olunuyor. Bu kınanacak bir şey değil, erkek kınanamıyorsa kadın da kınanmamalı. Erkeğinki can da kadının ki can değil mi? Tabii kadın duygusal bir varlık olduğundan genelde evliliğe odaklı da büyütüldüğünden bu beraberliği erkek gibi önüne gelenle değil sevdiği insanla yaşıyor. Sevgisini anlatan sözlere inanıp sevdiği adamın kollarına kendini bırakıveriyor. Buraya kadarı artık günümüzde normal, anormal kısmı erkeğin yalan söyleyerek buna ulaşmaya çalışması, kadını kandırması. Neden erkeğe tanınmış bunca hakka rağmen ille de yalanla elde etmek, aldatmak, hiçbir şey olmamış gibi çekip gitmek? Bunlar genetiği bozuk, gerçek erkek olmayan, sözde erkekler! Doğruluk, dürüstlük çok yükseklerde ulaşılması zor bir erdem, kolayı varken zorla kim vakit kaybedecek(!) Nasılsa her şeyi hazmeden bir toplum olduk. Bu erkeklerde kadının sessizliğinin, ses çıkaramamasının rahatlığıyla arzularına ulaşmakta her yolu mübah olarak görüyorlar. Oysa erkeğinde namusu var; o da dürüstlük!

Yaşadığınız bu sevgili okurum, siz de susmak ve yutmak zorunda kalmışsınız. Şu günlerinizde size iyi gelecek bir söz var mı? Tabii ki var. Sizi Allah kurtarmış! Bu helal süt emmemiş genetiği bozuk kişiyle evlenseydiniz neler yaşayacaktınız bir düşünseniz. Yaşadıklarınız en güzel örnek dürüst olmayan erkekten korkmalı. Size yaptıklarını çok değil bir süre sonra karısına da yaşatacaktır. Hem de çokça çünkü vicdanı yok, ahlakı yok, Allah korkusu yok... Bunları taşımayan, değerlerini yitirmiş insanlardan daima uzak durmayı öğrenmek bu ilişkinizin size kattığı işte bu. Bir daha ilişki yaşadığınızda bunları aramalısınız.Senin için ölüyorum, çok seviyorum, yanıyorum bunlara tav olmayın. Gerçek yüzünü önce görmeye çalışın. Vicdanlı mı? Sözünün eri mi? Arkadaş, aile değerleri var mı? İnsanlara, size verdiği, söylediği sözlerin arkasında mı? Bunları görmediğiniz birinden uzak durun. Bunu acı bir tecrübeyle öğrenmiş oldunuz. Tabii ki zaman içinde atlatacaksınız bunun için özellikle çaba sarf edeceksiniz. Size utanmadan seni hiç sevmedim diyen biri ne sevgi duymamanız gerektiğini bilmeli ve bu yolda gayret göstermelisiniz. Bunu ona inat başarmalı, yeniden mutlu olmalısınız. Çünkü bundan sonrasında onu düşünmek boşa bir yük. Yaşanan olaylar üzerinde hakimiyetiniz olmayabilir ama zihniniz üzerinde hakimiyet sizindir. Aslında bütün mücadelesi insanın kendisiyledir. Unutmak, başarmak, sevmek, korkmak, cesaret etmek mek mek mek... Eminim benim sevgili okurum bu mücadeleyi kazanacaksınız...

Hepinize mutlu, huzurlu, keyifli bir bayram diliyorum.

Sevgiyle kalın sevgili okurlarım...