"Yok artık dedirtecek bir hikayem var"

Nereden başlasam bilmiyorum ama içimdekileri ve yaşadıklarımı yazsam sanırım roman olur. Ben gecçn sene Mart'ta internet üzerinden biriyle tanıştım. Farklı şehirlerdeydik. Bana boşandığını ve 1 kızı olduğunu söyledi. Ben de boşanmış bir çocuk annesiyim. O tarihten sonra hergün birçok kez gelecek üzerine gorüntülü ya da sesli konuşmalar yaptık. Sözler benim için çok önemlidir, söz ağızdan çıkar... Görevinden dolayı da ancak 6 ay sonra yüzyüze görüşme imkanımız oldu. Ama ben görüşmeye gitmeden önce biraz araştırınca resmiyette hala evli olduğunu ancak ayrı yaşadığını öğrendim. Tabiki Ağustos ayında ilk yüzyüze görüşmemizde bunu sordum ve aldığım cevap "seni kaybetmek istemediğim için söyleyemedim ama merak etme bu iş en kısa sürede bitecek" oldu. "Ben bu zamana kadar asla evli bir erkekle görüşmedim, eğer karınla en ufak barışma ihtimalin varsa bu iş burda bitsin" dedim. Hemen tepki verip "bundan sonra hayatımda ne o ne de başka kadın olmayacak, sadece sen varsın, en kısa sürede boşanıp tayin isteyeceğim ve oraya gelince de nikahı basıp evleneceğiz" dedi. Ve Eylül’de de benim yanıma geleceğini, bundan sonra artık her ay yüzyüze görüşeceğimiz konusunda anlaştık. Eylül'de gelmedi ama hala telefonla gelecek planları devam ediyordu. Ekim’de ben kötü birşeyler hissetmeye başladım. Kalbimde ağrılar oluyordu, o ise bana hayatındaki tek kadın olduğumu söylüyordu. Ekim, kasım, aralık aylarında içimdeki kötü his hala devam ediyordu ve günlerim kötü geçiyordu. Ama o Aralık’ta izne ayrılacağını ve koşarak bana geleceğinin hayallerini yapıyordu. Gelmedi, üstelik bir anda telefonuna da ulaşamaz oldum. 21 gün sonra çıkıp karşıma boşanma işleriyle uğraştığını, 24 Ocak’ta mahkemesi olduğunu artık bizim için hiçbir engelin olmadığını söyledi ve 2017 bizim yılımız olacak diyordu..


Ve dediği gibi o tarihte boşandı ve 15 şubat’ta sevgililer günü için benim yanıma geldi. Karşıma aldım ve 3 aydır hissettiğim huzursuzluğu, maalesef ki genelde hislerim de hiç yanılmadığımı ve bir başka kadın olduğunu hissettiğimi, bana sadece açık ve dürüst olmasını söyledim. Ama kesinlikle inkar ederek asla böyle birşey olmadığını, benim karşıma boşanıp tertemiz biri olarak çıkmak istediğini söyledi. Ama birgün sonra yanında getirdiği valizi açtığım da dünya başıma çöktü, içinde bir hediye kutusu, bir kadınla sarılmiş fotoğraf vardı. Sorduğum da eski karısının olduğunu söyleyip geçiştirdi. Yemedim ama yemiş gibi yapıp bunu yolcu ettim.


Buradan gittikten sonra uzaklaştığını hissettim ve cüzdanın da yazılı olan kadının telefonunu aradım.


Karşıma çıkan kadınla konuşunca birkez daha başımdan kaynar sular döküldü. "Kadınla da benden 1 ay sonra ilişkiye başlamış, 1 senedir görüşüyormuş ve üstelik kadın evli ve iki çocukluymuş.” Onun şerefsizliğine mi, kadının evli olmasına mı, kadının eski karısının arkadaşı olduğuna mı yanayım bilemedim.


Bu kadarını bünyem kaldıramadı ve hastanelik oldum, aylarca yataktan çıkamadım. 2 ay sonra yine aradı, görüşmek istedi ve af diledi. Ben uzakta olduğum için nefsine yenik düştüğünü ama beni kaybetmek istemediğini söyledi. Haziran’da görüştük ve ona “bak, ben buraya sadece konuşmaya geldim sana 2 kez dürüst olma şansı verdim, olmadın, şimdi tekrar soruyorum başka kadın olduğunu söylediğinde hissettiğim doğru değil miymiş, adam gibi dik dur karşımda ve gerçekleri söyle bana” dedim. Bundan sonra "ona bir şans daha vermemi, tertemiz bir hayat istediğini ve bu hayatta yanında birtek beni görmek istediğini, çünkü hiçbir kadının onu benim kadar çok sevmediğini, benim güvenimi kazanmak için uğraşacağını, beni sevdigini" söyledi.


Kabul ettim ama inanmadım çünkü başka kadınların olduğu hissi de devam ediyordu ve gerçeklerin ortaya çıkacağına emindim. Şimdi Haziran’dan beri yine eski modda borçları bitince evlilik planlarıyla hala umut vermeye devam ediyor. Ne güzel değil mi?


Ama asıl bomba şimdi geliyor; benimle hergün konuşup birkaç ay sonrası için evlilik planları yapan adam, geçen ayın başında bir başka kadınla evlenmiş ve ben bunu birkaç gün önce öğrendiğimde ise her şey tamam da bu kadarı olamaz dedim, kendisine daha söyleyemedim ama o hala dünkü konuşmamız da bile (bir buçuk ay önce evlenen adam) bana bayram da yanıma geleceğini, geri dönmeyip burada ikimize bir hayat istediğinin planlarını söyledi..


Adam gibi karşıma alıp dürüst olma şansını 3 kez verdiğim halde böyle sırttan vurmasının bir bedeli olsun istiyorum..


Şu an duygularımı anlatmam mümkün değil ama giden 2 yılıma mı yanayım, yaşadıklarımla sağlığımın bozulmasına mı yanayım, sözlerin bazı insanların ağzında bu kadar adileşmesine mi yanayım, evlenip de hiç değişmeden hala benimle evlilik hayalleri kurmasına mı yanayım, çevreme karşı başımın öne eğmesine mi yanayım? Gözlerimin içine bakarak bu kadar yalanlarla dolu dünyasında onurumla, duygularımla oynadı.


Yeşim Tijen'in cevabı:

Ne zamandır müzik dinleyerek yazılarımı yazmadığımı fark ettim ve bu sabah yazımı yazmak için hazırlıklarımı yaparken kendi kendime “hadi Tijen, bugün müzik eşliğinde yaz” dedim. Öyle de yaptım. Radyomu açtım, şarkıların nağmeleri eşliğinde yazmaya başladım. Bazen arabesk takılmak hoşuma gidiyor ama merak etmeyin hüzünlenmiyorum. Keyfim yerinde. Bir yandan kahvemi yudumluyor, bir yandan da yaşadıklarınızı düşünüyorum. İster istemez gözlerim boşluğa takılıyor, içimden size sesleniyorum. Şu an yaşadıklarınızın etkisiyle yanıyor olsanız da hepsi geçecek, atlatacaksınız. Her dökülen göz yaşınızda kalbinizden ondan bir parçayı da atacaksınız. Yanlış insanlar zaman kaybı gibi gözükse de doğru insanı algılamak için birer öğretmenmiş. Hiçbir zaman öğrendim diyemezsiniz. Az çok bir fikir sahibi olursunuz. Çünkü geçen zaman gelen yeniliklerle birlikte insanların karakterlerini de değişime uğratıyor. Dünyanın, tabiatın, iklimlerin dengesini bozan insanoğlu diğer canlılara karşı masum olabilir mi? Ona da acımasız, her türlü darbeyi kullanıyor. Günümüzde bu yüzden her birey, yaşanan ilişkilerde kalp, akıl, tüm duyularının onayını almak zorunda. Öyle zor ki insanın işi, aklıyla hareket etse kalbine ihanet, kalbiyle hareket etse aklına hakaret. İnsandan istenense tüm duyuların onayı.


Yok artık demişsiniz sevgili okurum. Ama yok artık demeyeceğim, ne yazık diyemiyorum. Yok artık diyebilmek için bu hayattan bir haber olmam gerekiyor. Toplum ayan beyan her şekilde kendini ortaya koyuyor. Halkından, sanatçısına, politikacısına yaşananlar meydanda. Gördüklerimize, duyduklarımıza bakıp yutkunmaya çalışıyoruz. Yutmak zor, bazıları boğazımıza takılıyor, öksür dur, sırtına vurdur. Eninde sonunda yutuyorsunuz. Yani kabullenir gibi yapıyorsunuz. Susturularak yaşayan insanlar en sonunda çözümü "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demekte bulduğundan seyrediyoruz. Bunun da bahanesi her koyun kendi bacağından asılır, isteyen asılsın. Yozlaşma her gün bir kat artarken çevremde bulunan güvendiğim insanları daha çok seviyorum.


Çok şükür ki hayatını değerlerle yaşayan insanlar var. Onlar yaşamlarımızda yıllar içinde kendi yerini kendileri kazanmıştır. Hayatlarımızdan giden arkadaş, sevgili, eş, akraba hepsi yaptıklarıyla ya da yapmadıklarıyla, alavere dalavereleriyle kendi kendini eler. Hayatınızda yalanlarıyla var olmaya çalışan her kim varsa yine o yalanlarıyla ama er ama geç yok olmaya da mahkumdurlar. Değerleri olan biriyseniz bu kişileri hayatınızda barındıramazsınız. Evet önce üzülürsünüz, kahrolursunuz. Sonra daha sakince yaşadıklarınıza bakma rahatlığına ulaşırsınız. Bu da sorunların oluştuğu düzlemden uzaklaşarak gerçekleşir. Bu başka bir pencereden bakmaktır. Yaşadıklarınızdan size kalanın özeti, eninde sonunda oh çok şükürdür. Sizde şükretmelisiniz.


Ya bu adamla bu ilişkiye bu şekilde devam edecek, yalanlarını yaptıklarını göz göre göre kabullenecek kadar aptal bir kadın olsaydınız? Yaşadıklarınız kabullenilmesi güç olsa da sizin için bir aydınlanma. Artık bir tecrübe sahibisiniz. Hiç kimse ruhen temiz değil. Bazı erkeklerin genleri doğuştan bozuk. Kadınlar uyanık, gözleri açık olacak. Zamane erkeklerinin bazıları eski erkeklerin şerefli davranışlarıyla yücelttikleri erkek kavramının nimetlerini, gerçek yüzlerini ele verinceye kadar kullanıyorlar. Şimdilerde nasıl bakıyor kadınlar erkeklere derseniz, şüpheyle…


İnternet yoluyla tanıştığınız birine iki kat şüpheyle yaklaşmalıydınız. Başka bir dünyada yaşamayın. Bugünün erkeği hatta kadını şüpheyle yaklaşımı hak ediyor. Haklısınız bir zamanlar söylenen sözlerin bir değeri vardı. Sözün ağızdan çıkması yeterliydi ama şimdi o sözleri duymak hoşa gitse de kanmamalı, altı deşilmeli, yeterli gelmemeli. Söylediklerini var ederse inanmalısınız aksi bile bile kanmaktır. Aklınızı kullanmamış oluyorsunuz ama bütün bu yenilen kazıkların bir iyi tarafı kadın kendi gücünü keşfediyor, kazık yiye yiye olsa da kazanım kazanımdır. Siz de sevgili okurum güçlüsünüz. Dürüstlüğünüzle, seven kalbinizle o beyden ne kadar üstün olduğunuzu gördünüz. O bir takım menfaatleri çıkarları uğruna kendini, kişiliğini yok eden bir zavallı. Ne yapacaksınız böyle birini? Kalbi kötü biri, sizin güzel duygularla dolu yüreğinize zaten yakışmayacaktı. Kadınlar kalplerine yenilmemeli, hak edeni en sivri uçlu ayakkabılarının darbesiyle hayatından def etmeli...


Hayatın sizden istediği yaşadıklarınıza karşı yıkılmamak. Evet kandırıldınız. Bir gönül oyunu oynandı. İnandınız. Ama sizin aslında kendinizden kaybettiğiniz gerçekten bir şey yok. O kişi kendinden yedi. İşte bu yüzden dik olun, cesur olun, meydan okuyun yaşadıklarınıza. “Yenemedinki diye seslenin, yenemedin ki!” Çok severim bu sözü. Bazen gözyaşlarıyla bile olsa ona karşı dikleşmeyi. İnanın bana güzel yürekli insanlara bu dünyanın ihtiyacı var, tüm kötülüklere rağmen yüreklerini karartmayan, sevgiyle dolu yürekleri ile dik duran insanlar kendinizi bırakmayın. Eminim kararlı olduğunuzda onu unutacaksınız ve böylece onu geçmişe kimsesizler mezarlığına gömeceksiniz.


Unutmak için yapacaklarınıza gelirsek... Anılarınızı hatırlamamakla işe başlayın, onu düşünmeyi kendinize yasaklayın, zihninize hakimiyet kurun. Aklınıza geldikçe beş para etmeyen bir adam olduğunu kendinize hatırlatın. Daima bugünde olarak, yarınlarınızdan ümitli olun ve unutmayın sevgili okurum, bugün yaptığınızla yarınınızı hazırlarsınız. Yarınların güzelliği insanın bugünde ki davranışlarındadır. Davranışlarınızla, duygularınıza yön vermenizle hem kendinize hem çocuğunuzun yaşamına umut olmaya çalışın. Pozitif düşüncelere tutunun. Sizin bu günleri aklınızla aşacağınıza inanıyorum.


Sevgili okurlarım bazılarınız benimle tanışmak istediğinizi dile getirdiniz. 4 -12 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Uluslararası İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'na, Cinius Yayınları'ndan çıkacak yeni kitabım “HÜZÜNLÜ VALİZLER” ile katılacağım.


Yazıların arkasındaki kadını tanımak isteyen sevgili okurlarımı 4 Kasım Cumartesi günü saat 13:00 ile 15:00 arasında bekliyor olacağım, sevgiler...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir İyi güzelde sen aldatıldığını öğrendiğinde hala evli olduğunu biliyor adamdan ayrılmıyorsun en azından diğer eşin ne hissettiğini hayat sana anlatmıs
    CEVAPLA
  • Misafir İnternetten bulduğun bir adama böylesine güvenip her defasında kazık yiyip devam etmek? Kusura bakmayın ama adamın suçu yok.
    CEVAPLA
  • Misafir Merhaba eşimle severek evlenmedim darmadağın bir ailem vardı kacis yolu buldum ona o beni çok seviyordu bende sevgisinden emin olduğum için kaçarak evlendik 4 . Ayimizdayz evliliğimizin aşırı derecede kıskanç markete dahi tek gidemem annesine ablasina vs bunaldim çok pişmanım evlendigim icin
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.