Hiçbir şey bana teselli vermiyor!

“Yeşim Hanım merhaba,

İnternette kimler benimle aynı acıları yaşıyor diye bakınırken sizin yazınızı gördüm ve yazmak istedim. Çok zor bir süreçten geçerek 21 yaşımdayken, 22 yaşında olan eşimle evlendim. Öncesinde 3 yıllık sevgili dönemimiz oldu. Evliliğim o kadar sorunsuz ve mükemmel ilerliyordu ki bunu kelimelerle bile anlatamıyorum. Eşimi deli divane seviyordum. 9 yıl önce annesini kaybetmesinden dolayı bazen annesi oluyordum, bazen karısı, sevgilisi, ailesi, arkadaşı, sırdaşı…

1.5 ay önce spor salonunda ani bir kalp kriziyle onu kaybettim. 25 yaşında 1.92 boyunda aslan gibi güzel yürekli, merhametli, kinci olmayan, melek gibi bir adamdı. Üstelik 6 aylık bir erkek evladım var. Bütün dünyam başıma yıkıldı, kolum kanadım kırıldı. Yaşamak istemiyorum, nefes almak bile acı veriyor bana. İntihar edip yanına gitmeyi çok istedim fakat intihar edersem onunla aynı yerde olamam diye vazgeçtim. Allah’a inanıyorum, inançlıyım ama neden ben? Ne günahım, kime zararımız vardı demekten, hayata deli dolu bağlı birini neden benden aldın, neden bebeğinin büyüdüğünü göremeden gitti diye de kendi kendime sormaktan kendimi alamıyorum. Ailem yanımda ama hiçbir şey bana teselli vermiyor. Deli gibi özledim! Nasıl çıkacağım bu işin içinden hiç bilmiyorum.”


Yeşim Tijen’in cevabı:

Gelen her mail benim için önemli sevgili okurlar ama ölüm ifade edildiğinde ölüme söylenecek sözler adeta azalıyor. Tesellisi yok ölümün. Deli gibi özledim demişsiniz, özlemişsinizdir. İnsanın çok sevdiği birini bir daha göremeyeceğini, dokunamayacağını, yanında olamayacağını, sesini duyamayacağını, ellerini tutamayacağını, sıkı sıkı sarılamayacağını bilmesi çok büyük bir acı. Ağlayın sevgili okurum, bağıra bağıra ağlayın. Şu günlerde ancak bağıra bağıra ağlayarak rahatlayabilirsiniz sonrası kabulleniş, olanı kabullenmek, ölümü kabullenmekten başka çare yok. Kabullendiğinizde bugüne bakacaksınız. Yanınızda kim var? Bebeğiniz, aileniz ve bir de siz. Hayat onsuz da devam ediyor, acınızı kale bile almıyor. O zaman siz de güçlü olmak zorundasınız. Hayat kaybedilen değerli insanlara rağmen hep devam eder. İnsanlar da yaşamak zorundadır. İnsanlara verilmiş bir yaşam hakkı var, siz de o hakkı yaşamınıza yenilmemiş olmak için kullanacaksınız, kullanmalısınız.


“Ey yaşam! Seni bu değerli tutuşum ölüm yüzündendir .”


Ölüm gibi bir gerçeğimiz olmasaydı insan insanın değerini bilebilir miydi? Arzular, hırslar ve kıskançlıklarla yaşarken ölüm varlığını hissettirerek biz insanları hizaya sokuyor. Bakın ben hep yanı başınızdayım diyerek hem insanı hem yaşamı kıymetlendiriyor. Aslında ölüm, ölmek, sevdiklerimizi kaybetmek bunlar ödümüzü koparıyor.


İnsanın değil de yaşamanın kıymetli olduğu bu dünyada şu yaşa geldiniz, ne öğrendiniz derseniz; yaşamın acılarla, sevmelerle, ayrılıklar, hırslar ve kavgalar daha da kötüsü ölümle sınanarak zor bir imtihan olduğunu ve hala öğrenmem gereken çok şey olduğunu öğrendim. İnsan bu imtihanlarla kendisiyle mücadeleye giriyor, kendi kalmak mücadelesine… Hep imtihanlarla sınanmak ve yine de yaşamak, vazgeçmemek… Çünkü acılar olsa da yaşamak güzel bir serüven, bize bahşedilmiş bir hak. O yaşamın içinde ne kadar büyük acılar yaşarsanız yaşayın hep umut var. İnsan genç olunca ölüme rağmen yine umut var. Şimdi siz de gençsiniz, bu ölümle ruhunuzu yaşlı, yorgun hissetseniz de gerçek olan gençsiniz. Kendinizi, kendinize gömmeyecek yeniden doğuracaksınız. Şimdilik bunu çocuğunuz için yapacaksınız ama kendinize gelmeye başladığınızda kendiniz için yeniden kendinizi yeşerteceksiniz. Acılar insanlardan zamanla uzaklaşırlar, insan buna gayret de ederse yaşama katıldıkça, bugünü yaşadıkça, olayların içine katıldıkça gün be gün sizin de acınız hafifleyecek. Aynı ülkemizin gündemi gibi bir olay oluyor, ardından ah vah derken onu unutuyor yeninin derdine düşüp ahlanıyorsunuz. Ne yapmış oluyorsunuz; dünü unutup bugüne odaklanıyorsunuz. Sizin de bunu yapmanız gerekiyor, hayata katılmanız… Geçmişte yaşamamaya çaba sarf ederek, kendinize meşguliyetler edinerek size hatırlamayın değil geçmişte yaşamayın diyorum. Bugünü yaşayarak hayatınızla yeniden barışabilirsiniz. Yaşadığınız anlarda olun, olmaya çalışın. Ana girdikçe bugüne daha çok tutunacaksınız, yaşam sizi kendine dahil edecek. Olması gereken de bu. Geçmişte takılı kalanların ne bugünü ne de yarını olabilir. Deniz kenarında yürüyüşler, mizah içeren filimler, farklı ortamlar bunlar size iyi gelecek bazı şeyler. Tabi size en iyi gelecek ilaç bebeğiniz. Ondan iyi ilaç yoktur. Sevginizin, ikinizin bir parçası… Sevin bebeğinizi, öpün, koklayın. Bakın size nasıl iyi gelecek ama anda olun, o anı hissederek yaşayın.


Yaşadığınız bu acıda tek gerçek onu tanıdınız, evlendiniz, mutlu günler yaşadınız. Kısa da olsa birlikte yıllar geçirdiniz. Bunları yaşamınızda kar hanenize yazacaksınız. Size kalan ne yazık ki bu anılar. Artık insanoğlu hayata böyle bakmaya başladı. Bundan sonrasında kendinizi kazanmak zorundasınız. İnsanlar inançları ve tutunduğu değerlerle ayakta kalabiliyor. Siz de bu yüzden kendi değerlerinize, inançlarınıza sarılacaksınız. Allah’a sığının, derdi veren o, dermanını da size verecek olan odur. Bu acının sizi kendi olmaktan çıkarıp bedbaht mutsuz biri haline getirmesine bir süreliğine izin verebilirsiniz ama o süre artık bitmeli. Bebeği olan bir annesiniz. Ona acı dolu bir kadın olarak mı, güçlü bir kadın olarak mı annelik yapmak istersiniz? Eminim güçlü bir kadın olarak annelik yapmak istersiniz. Çocuklara davranışlarımızla, konuşmalarımızla, görüntümüzle umut vermeliyiz. Güvenli, mutlu çocuklar için acıları yenmek zorundadır insanlar. Bizim acılarımızı onlara yaşatmak, hissettirmek haksızlık olmaz mı? Onların umut dolu dünyaları olmalı. Umudu olmayan biri umut verebilir mi? Anne olarak onurlandırılmışsanız o kimliğe hakkını vermek durumdasınız. Hayatla bütünleşmek şimdiyle bütünleşmektir ve bütün her şey bugünde çözüm bulacağına göre çözüm dünde yaşamakta değil bugünü yaşamaktadır. Acınız çok büyük, size başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Şimdilik bebeğinizin vereceği umutla ama yarınlarda kendi kendinizin umudu olmanız dileğiyle. Size yürekten sabırlar diliyorum.


Sevgiler…


***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.