Sevgilimden ayrılmak istiyorum

“Merhaba Yeşim Hanım, benim dört senedir süren bir ilişkim var. Bir yıl önce sözlüm askere gitti. Geleli iki ay kadar oluyor ve ben, o askerdeyken onun birçok yalanını öğrendim. Beni en yakın arkadaşlarına kötü ifadelerle anlatmış ilk ilişkiye başladığımızda. Zamanla kendini de beni de kendi arkadaş ortamından çekti. Arkadaşının eski sevgilisiyle aralarında ufak bir yakınlaşma geçmiş. Buna rağmen görüşmeye devam ediyorlardı. Onun için bu gayet normal. Askere gitti, sürekli bana “Sen beni aldatıyorsun, beni aldattın değil mi?” dedi. Beni bir senedir çok boğdu. Sürekli hakaret ve beddua etti. Ben de ona aynı şeylerle karşılık verdim. Sürekli benden şüphelendi, ben de ondan şüphelenmeye başladım. Şimdi ona hiç güvenmiyorum ama çok seviyorum. Başka biriyle net olarak yakalamadım ama ufak tefek yalanları oldu. Ne yapacağımı bilmiyorum, beraberken mutlu değiliz, ona baktın, buna baktın kavgasındayız. Sürekli giyimime karışıyor ama etrafta gördüğüne de bakıyor, bakıyor… Ben de sinir oluyorum. Her şeyin suçlusu olarak beni görüyor. Benim mutsuz bir insan olduğumu, ne yaparsa yapsın beni mutlu edemeyeceğini söylüyor. Benim sorunlu, zor bir insan olduğumu söylüyor. Ayrılmaya çalıştım fakat beni bırakmadı. Ne yapacağımı şaşırdım, canım çok yanıyor. Cevap verirseniz sevinirim…”

Yeşim Tijen’in cevabı:

Bazen adına ‘’ilişkim’’ dediğiniz şey sizin cehenneminizdir. Onun cehennem olduğunu fark etmediğinizden, cehenneminizi yaşamanız farzmış gibi kuzu kuzu yaşarsınız… Sonra sorgulamak aklınıza gelir, ‘neden’ demeye başlarsınız ‘neden bu kadar mutsuz bir ilişkiyi bile bile çekiyorum…’ Cehennem gibi dedim ya, cehennem gibi bir ilişki yaşanır mı? Yaşanır tabii, yaşadığınız ilişkide stres, gerginlik varsa alın size cehennem. İnsanoğlu umutludur, umutlarıyla yaşamının cehennem olduğunu göz ardı edebilir. Yarınlar güzel olacak der kendine. Beklentilerinizi yarınlara atınca, sabretmek de kolay olur. Ne de olsa yarınlarda her şey güzel olacak der, kendi kendinizi ikna edersiniz.

Yani siz, saf bir Pollyannasınızdır. Cehenneminizi de cennet olacak diye umarak saf saf yaşarsınız. Ama ben burada, keşke sabır her şeyi düzeltmeye yetebilseydi demek durumundayım. Herkes, bir umut, sabreder ve muradına kavuşurdu. Bazı durumlarda sabır da çözüm değil. Boş bir umuda tutunmayın, nerede görülmüş cehennemin cennete dönüştüğü? O masallarda, ha birde olmazı olduran rüyalarda…

İnsanın yaşamında süre gelen olumsuzluklar, bedeni zehirleyen ve onun dengesini ve uyum içinde çalışmasını bozan duygulardır. Korku, öfke, kaygı, kindarlık, keder, kıskançlık, haset vs. gibi duyguların tümü bedenin içindeki enerji akımını bozduğu gibi, bağışıklık sistemini, kalbi, hormon üretimini de etkiler. Hem ruhsal hem fiziksel dengenizi bozar. Onun için de hayatınızı, ruhunuzu zehirleyen insanlardan uzak durmamız sağlık verir. Çünkü bu insanlarla yaşamınızdaki renkler kaybolur, grileşir. Gülücükleriniz kaybolur, hep stres, hep endişe… Oysa sevmek birbirini mutlu etmeye çalışmaktır. Siz mutluluktan, huzurdan, değer görmekten söz etmiyorsunuz. Siz hakaretten bedduadan söz ediyorsunuz. Siz yoksa sevildiğinizi mi sanıyorsunuz? Böyle bir sevgi yok. Böyle seviyorum diyen biri var ise hayatlarınızda ben hiç vakit kaybetmeyin, ayrılın diyorum. Çünkü huzuru ayrılıkta bulacaksınız. Ayrılmaya çalıştım demişsiniz, çalışmayın, daha fazlasını yapın. Kesin tavrınızı koyarak, ayrılın. İsterse yalvarsın, kapınıza gelsin, ı-ıh, ayrılın. Normal davranışlar değil bu davranışlar, sorunlu insan davranışları. Altında güvensizlik yatıyor ve belki de başka başka şeyler. Kendi dürüst değil, böyle olunca da sizin de gizli gizli bir şeyler yaptığınızı düşünüyordur. Giyiminize karışması normal sayılabilir, bunu çoğu erkek yapıyor ama sürekli sevdiği kişiye beddua etmek, hakaret etmek, bunlar hoş değil. İnsanın sevdiğine değer vermesi gerekirken değersizleştirmek neden? Normal biri böyle bir şey yapmaz. Demek ki siz normal biriyle beraber değilsiniz. Normal olmayan biriyle de mutlu olmanız imkansız. Siz bunlara sebebiyette vermiyorsanız en kısa zamanda bu sağlıksız ilişkiyi sonlandırın sevgili okurum. Bu hissettiklerinize gerçekten sevgi diyebilir misiniz? Sevmek içinde sevgi, şefkat, ilgi, saygı barındıran bir duygudur. Sizin yaşadıklarınızda bu duygular var mı? Bu ilişkinizi, kendinizi kandırmadan değerlendirin bakalım kaç puan vereceksiniz? Benim puanım on üzerinden üç. Beş bile değil. Dört senedir bir şeyleri değiştirmemişseniz şimdiden sonra değişeceğini düşünmek büyük bir yanılgı olur. Sevgi demişsiniz yaşadığınız ilişkiye adı sevgi olsa da. Budistler der ki, “ayı gösteren parmak, ay değildir”. Sevgiler…

***

Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

@yesimtijen