Öfkenin mesajını okuyabilmek

En güçlü temel duygulardan biri olan öfkenin, kabul edilebilir sınırlar içinde dalgalanmadığında ilişkileri çıkmaza sürükleme hatta insanın başına büyük dertler açma ihtimali çok büyüktür. Ancak şiddetli öfke, aniden ortaya çıkan ve kaynağı belli olmayan bir fırtına değildir. Tıpkı uzun vadeli hava tahminlerinde olduğu gibi, öfkenin başladığı ilk tarihten itibaren o şekilde kümelenmeye devam ederse ne şiddette bir yıkıma neden olabileceği önceden tahmin edilebilir.


İlişkilerde olası zararları önlemek adına, öncelikle öfkenin kaynağına bakacak olursak her zamanki gibi bu duyguyu ilk defa yaşadığımız, keşfettiğimiz zamanlara dönmemiz gerekir. Bu kaynağın mutlaka çocuklukta olması gerekmez. Önemli olan oluştuğu ortam, tetikleyen veya yöneldiği kişiler (ikisi aynı kişi olmayabilir), yaşanma/tüketme biçimi ve süresidir. Çocuklukta tüm bu kriterleri iyi analiz etmek mümkün olmayabilir. Öfkeyle ilk tanıştığımız yıllarda, henüz bu duyguya aşina değilizdir; içimizden taştığı zaman ne yapacağımızı pek bilmeyiz. Ancak öfkeyi artık kendimiz de hissettiğimiz için, gördüğümüz yerde tanıyabiliriz. Bu aşamada beyindeki ayna nöronları da etkili olur. Ayna nöronları insanlarda yaklaşık 1 yaşından itibaren gelişir ve gördüğümüz ifadeleri taklit edebilme becerisine sahip oluruz. (Hatta bu biyolojik özellik, ileride empati becerisinin gelişmesinde önemli rol oynar.) Bu sayede ilk aşamada öfkenin nasıl yaşandığını (dışa vurulduğunu) öğrenmeye başlarız. İlk öğrenme dönemindeki rol modelimiz, ileride öfkeyi nasıl yaşayacağımıza dair tahminlerin en önemli belirleyenidir.


Bu kaynağa ulaştığımızda, sadece öfkeyi yaşama tarzımıza dair bilgilere sahip oluruz. Ancak bizi genelde neyin öfkelendirdiği, bu konuyla bağlantılı duygu ve düşüncelerimiz çok daha derin bir yerde ve şifreli biçimde saklanmıştır. Bu açıdan baktığımızda, öfkenin aslında ikincil bir duygu olduğunu, yani aslında bir başka duygu (belki de farkında olmadan) hissedildikten sonra hızlıca ortaya çıktığını ve asıl kök duyguyu bastırdığını görürüz. İşte, öfkenin mesajı da bu asıl duygu ve ona bağlı düşüncelerde saklıdır.


Ara sıra ilişkilerinizde sorun yaşamanıza, haklıyken haksız duruma düşmenize, hep yanlış anlaşıldığınızı ya da anlaşılmadığınızı düşünmenize yol açan öfkenizle baş edebilmek için bu tür bir şifre çözme yolculuğuna çıkmanız faydalı olacaktır. İç dünyanızla yakından ilgilenen, insan olmanın tüm girinti çıkıntılarını merak eden ve psikoloji bilimi çerçevesinde kaynak okuyan-araştıran biriyseniz, bu yolculuğa el yordamıyla bile olsa kendiniz çıkabilirsiniz. Ancak bugüne kadar bu alanda güvenilir kaynaklardan pek fazla bilgi edinmediyseniz, mutlaka bir uzman psikolog veya psikoterapistle çalışmanızı öneririm.


Şiddetli öfkeyi doğal bir tepki gibi değerlendirenler, genelde bu yüksek perdedeki öfkenin tüm sorumluluğunu çevresindekilere yüklemeye meyilli olurlar ve durumun kendileriyle ilgili olan kısmını görmek istemezler. Ancak insan ilişkilerinde sorun yaratacak kadar yükselebilen öfkenin, mutlaka iletmek istediği derin bir mesaj vardır ve bu mesaj kesinlikle çevrenin ne kadar duyarsız, düşüncesiz, saygısız, vs. olduğuyla ilgili değildir. Öfkenin mesajı daima sizin en derindeki değerlerinizle ilgilidir ve sizin bu değerleri fark etmeniz, onları korumanız için öfkeden başka alternatifler de olduğunu görmenizi kolaylaştırır. Öfkenin şifresini çözebilirseniz, benliğinizle ilgili çok önemli bilgilere ulaşırsınız. Bundan sonra yine de öfke duygusuna kapılabilirsiniz ancak bunun seviyesi asla kendinizi sağlıklı ifade etmenize engel olacak kadar yüksek olmaz. Bir alarm sistemi gibi görebileceğimiz öfkeden öğrenecek çok şeyimiz var; biraz cesaret biraz da merak yeterli...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.