Geçinmeye gönlü olmak
Bir romantik ilişkinin ömrünü belirleyecek en kadersel soru bu olabilir: Geçinmeye gönlünüz var mı? Güçlü bir fiziksel çekimle, ortak zevklerle, benzer ailevi/kültürel geçmişle başlayan her ilişkinin başında, tarafların geçinmeye had safhada gönlü vardır. Hatta bu ilişki bir mucizeymiş ve ebediyen sürecekmiş gibi hissedilir. Ancak günün birinde görüş ayrılıkları ve karşılaşılan sorunlarla baş etme yöntemlerinde veya bazı ortamlardaki davranışlarda farklılıklar ortaya çıktığında mucizeye gölge düşer. Farklılığın ortaya çıkış ortamına, biçimine ve süresine göre coşkulu hislerin derecesi azalmaya başlar.
Kuşkusuz fiziksel çekim bir romantik ilişkiyi başlatan en önemli faktördür. Ancak çekimi bir adım ileriye götürüp tanımı "ilişki"ye çevirecek olan şeyler, benzerliklerdir. Benzerlikler var olduğu ve ağır bastığı sürece hiç sıkıntı çıkmaz. Ta ki bir gün bir vesileyle ilk farklılık dikkatleri çekene kadar... Benzerliklerin hazzı hala ağır basarken deneyimlenen birkaç farklılık başta sorun yaratmaz. Tarafların hala "geçinmeye gönlü vardır".
Romantik ilişki biraz da beyin kimyasıyla ilgili olduğundan, her hazzın bir doyum noktasına ulaşması son derece doğaldır. En başta çok hoşa giden, adeta sarhoşluk duygusu veren tüm özellikler bir süre sonra beynin alışacağı ve hormon salgılamayı normal seviyeye indireceği bir uyarana dönüşür. Aslında bir ilişkinin gerçek ritmi ancak bu dönemde anlaşılabilir. Bu alışma döneminde ortaya çıkan farklılıklar, sayılarına veya ait oldukları kategoriye göre çok daha objektif olarak ve akıl süzgeciyle değerlendirilir. İşte bu noktada, her insan için "kırmızı çizgi" niteliği taşıyan değerler hariç, diğer tüm konularda ortaya çıkan farklılıklara yüklenen anlamlara dikkat etmek gerekir. Çünkü geçinmeye gönlü olmanın önündeki tek engel, farklılıkları yorumlama biçiminizdir.
Eğer sizin için "kırmızı çizgi" niteliğinde, çok önem verdiğiniz ve özünüzü yansıtan bir değer (örn. dini pratikler, çocuk sahibi olmak, ekonomik kararlar, kök aile ilişkileri, vb. gibi) söz konusu olduğunda çok ayrı düştüğünüzü görüyorsanız, bu; ilişkinin varlığı ve ömrü açısından ciddiyetle düşünmeniz gereken durumdur. Ancak yaşamın gündelik uygulamaları konusunda görüş ayrılıkları varsa, bunlara aynı ciddi anlamı yüklemek ilişkiyi erken bir evrede aşırı yorabilir. Geçinmeye gönlü olma duruşu, bu aşamada birçok çift için can simidi gibidir. Çünkü bu duruş, farklılıklara rağmen yan yana durabileceğinize ve ortada buluşulabileceğine inanmaya dayanır. Bu inanç sizi karamsarlıktan, gerçek olmayan "niyet okumalardan" ve hepsinden önemlisi sabit fikirlilikten kurtarır.
Geçinmeye gönlünüz varsa farklılıkları sorgulamazsınız, olduğu gibi kabul eder ve kendi doğrunuza doğru eğip bükmeye çalışmazsınız. Birlikte kalmak en üst değer olduğundan, birlikte bir çıkar yol bulmaya, kimse benliğinden fazlaca ödün vermeden ortada buluşmaya çalışırsınız. Geçinmeye gönlü olanlar karamsar değildir, umutludur ve yaratıcıdır. Farklı malzemelerden yeni ve işleyen bir sistem yaratmak için tüm gücüyle çaba gösterir. Farklılığı en baştan bir tehdit gibi görmeyip kabul ettiğinden, esnektir, durumu farklı açılardan görmeye hazırdır.
Geçinmeye gönlü olmak tabii ki karşılıklı sahip olunması gereken bir duruştur. Tek taraflı istek ve çaba, karşıdan destek bulamazsa eninde sonunda yıpranır ve çöker. Özellikle yeni başlayan ilişkilerde, bu temel yapıştırıcıyı her zaman elinizin altında tutmaya özen gösterin. Farklılıklar ortaya çıktığında suçlamadan, yargılamadan, birbirini kendine doğru çekiştirmeden yola çıkarsanız, sadece A noktasından ve B noktasından yola çıkan iki aracın, farklı hızlarda ne zaman ve hangi noktada buluşabileceğine odaklanırsınız. Böylece ortaya, arada farklı kavisler de çizse bir şekilde paralel akan bir yol çıkar...
YORUMLAR