Yoğun duygulara dikkat!

Bu yazımda hem uluslararası gündemde olan hem de ülke içinde takip ettiğimiz güncel olaylar bağlamında bir konuya değinmek istedim. Medyada hayretle, bazen de dehşetle izlediğimiz ve hızlıca gördüklerimize dayanarak kesin yargılarla değerlendirdiğimiz olaylar bana hep şunu düşündürmüştür: İnsanlar nasıl oluyor da bu duruma gelebiliyor/düşüyor? Bu sürecin hikayesi nerede başlamış olabilir? İnsan canlısını doğuştan sahip olduğu “vicdan pusulası”nı kullanmaktan hangi etkenler alıkoyar?


Tabii ki medyada takip ettiğimiz olayların çapı çok daha büyük, hikayeleri çok daha karmaşık... Ancak bu soruları kendi hayatımızda karşılaşmış olduğumuz kişiler veya yaşadığımız sarsıcı olaylarla ilgili olarak da sorabiliriz. Hepimiz hayatımız boyunca bizi çok şaşırtan, üzen veya kıran davranışlarla karşılaşırız. Bu davranışların bizde yarattığı, hızlı bir şekilde ortaya çıkan yoğun duyguları değiştiremeyiz ancak bunlara kapılıp kontrolsüz tepkiler vermeden önce olayı/konuyu sakince değerlendirmek için kendimize zaman tanıyabiliriz.


Duyguların yoğunluğuna rağmen bunların etkisine kapılmadan zihinsel süreçleri devreye almak ilk başta biraz zor gelebilir ancak imkansız değildir; bilinçli bir çaba süreci sonunda refleks kadar doğal bir beceriye dönüşebilir. Bahsettiğim bilinçli çaba sürecinde izleyeceğimiz aşamaları kısaca açıklamaya çalışayım.


Varsayalım, yakın ilişkide olduğumuz biri (ebeveynimiz, eşimiz, çocuğumuz ve dostumuz) bize beklemediğimiz kadar kırıcı sözler söyledi, ilgisiz veya düşüncesizce davrandı... Bu tür bir davranış karşısında ilk aşamada şaşkınlık, sonra farkında bile olmayacağımız kadar kısa bir süre derin üzüntü ve hemen akabinde en çok farkında olduğumuz öfke duygusunu algılayabiliriz. Burada en dikkat çekici nokta, en yoğun hissettiğimiz öfkenin aslında ikincil bir duygu olmasıdır. Yani öfkeyi ortaya çıkaran bir zedelenme/kayıp vardır ve aslında öfkeden önce ciddi ölçüde canımız yanar. Ancak sinir sistemimiz öncelikle hayatta kalmaya programlanmış olduğundan, üzüntü duygusuyla zaman kaybetmeden, bizi savunma pozisyonunda tutacak öfke duygusuna tutunup onun rehberliğinde davranışlarımıza yön veririz. Bu arada olayı ve karşımızdaki kişinin tutumunu değerlendirme aşamasını fark etmeden atlamış oluruz. Oysa içinde bulunduğumuz duyguyu hiçe saymadan, aynı zamanda zihinsel süreçleri de (düşünme, gözlem, inceleme ve yorumlama) kullanabilirsek dışa yansıyacak davranışımız/tavrımız çok farklı olur.


Şimdi duygularımızın farkında olarak zihinsel süreçleri de kullanmaya bir örnek verelim. Diyelim ki, yukarıda bahsedilen duyguların sonuncusu olan öfke içindeyiz. Bir an durup sadece içimizden “Şimdi ne oluyor???” diye sormak bile beynimiz tarafından bir görev verilmiş gibi algılanacaktır ve zihnimizden durumu tarif eden bir cevap gelecektir. O anda durumu öfkeyle “Saçma sapan konuşuyor!!!” ya da “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor herhalde!!!” gibi cümlelerle tarif edebiliriz. Bu gayet doğaldır. Ancak bu formülasyonun yeniden düzenlenmesi gerekir. Çünkü bu kısacık zamanda ilişkinin yönünü değiştirecek soru, “Neden böyle bir şey yaptı/söyledi???” olacaktır. Bu soru da dikkatimizi kendi öfkemizden çok karşı tarafın davranışını yorumlamaya yönlendirir. Bu aşamadan sonraki süreçte aklımıza gelen değerlendirmelerin öfkemize değil, o kişiyle ilişkimizdeki gerçek deneyimlere dayanması çok önemlidir. Örneğin; “Sanırım geçen hafta çok istediği halde evde kalıp dinlenemediği ve benimle alışverişe çıktığı için bana hala kızgın.” gibi...


Yoğun duyguların, özellikle de öfkenin, içimizde yükseldiğini hissettiğimiz anda bu aşamaları takip ederek akıntıya kapılıp istemediğimiz bir yerlere sürüklenmeyi önlemiş oluruz. Bu sürecin amacı sadece budur; asla bize karşı sarf edilmiş can acıtan bir sözün ya da maruz kaldığımız kırıcı davranışın hoş görülmesi veya kabullenilmesi olarak anlaşılmamalıdır.


Hem yüreğinizi hem de aklınızı aynı oranda kullanarak farkındalıklı bir yaşam sürebileceğiniz günler dilerim...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.