Ebeveynler Günü mü olsa?

Her Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü, günümüzdeki yaşam şartları göz önününde alındığında reforma ihtiyaç duyuyor kanısındayım. Aynı şekilde bir de Haziran ayının üçüncü Pazar günü kutlanan Babalar Günü var... Kadın-erkek eşitliğinden bahsettiğimiz, ilişkilerdeki/evliliklerdeki geleneksel rolleri tartışmaya açtığımız hatta klasik çekirdek aile modelinin yerini çok farklı aile kombinasyonlarına bırakmaya başladığı günümüz yaşam biçimlerinde, bu iki ayrı gün birleştirilip bir "Ebeveynler Günü" olarak kutlanabilir...


Son yıllarda anne olmaya, anneliğe özel olduğu düşünülen bazı özelliklere, daha çok annelere ait olduğuna inanılan sorumluluklara da daha farklı bir bakış açısı getiriliyor. Anneliğe yüklenen anlamların yeniden değerlendirilmeye başlanması, aslında geç bile kalınmış bir girişim... Çünkü yıllarca birçok anne, toplumlar hatta ülke yönetimleri tarafından kendilerine zimmetlenen bu ağır sorumlulukları tek başına taşımaya çalışırken özgün benliklerini/kimliklerini kaybettiler. Önce kendi vücudu içinde büyütüp sonra "bir şekilde" dünyaya getirdiği ve bakımından tek başına birinci derecede sorumlu tutulduğu yavrusunu en sağlıklı şekilde büyütmeye çalışan anneler, aynı sorumluluk bilincini kendilerine karşı gösteremediler. Hamileliğin ve yenidoğan annesi olmanın getirdiği biyolojik bağımlılık durumu, yıllarca toplum tarafından sadece anneliğe yüklenen sorumluluklar nedeniyle, bebekler artık çocuk olduğunda bile devam eder hale geldi. Bir çocuğun dünyaya geldikten sonra fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı büyüyebilmesi için annelerin ve babaların eşit sorumluluğa sahip olduğu, daha yeni yeni dile getirilmeye ve vurgulanmaya başlandı.


Anneliğe yüklenen anlamlar dışında, günümüzde değişen ve zorlaşan yaşam şartları sebebiyle birçok çift çocuk yapmama kararı da almaya, ancak yine de kalplerindeki sevgi ve şefkati aktaracak, bakım verme sorumluluğunu taşımalarına olanak verecek bir yol seçip bir hayvan sahiplenmeye başladılar. Son yıllarda daha çok duymaya başladığımız, kedi/köpek annesi/babası terimi, bu sürecin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Kedi/köpek ebeveynliği de bu kişiler tarafından son derece ciddiye alınıyor ve yaşamlarına katılan bu minik canları mümkün olan en sağlıklı biçimde yaşatmaya çalışıyorlar.


Günümüz şartlarında değişen ve belki de sayıları giderek artan farklı bir ebeveynlik türü; belki çok da bilinçli başlamadığı için sonlandırılan evliliklerden sonra tek başına çocuk büyüten bekar ebeveynlerin, tekrar çift olabilmeye yönelik girişimleri sonucunda ortaya çıkan "patchwork (eklenmiş) aile"lerde görülüyor. Çocuğu/çocuklarıyla birlikte yaşayan ebeveyn, tekrar evlendiğinde yeni bir aile formatı ortaya çıkıyor ve bu ailede biyolojik anne/baba olmayan taraflar da o çocuklara aynı derecede sevgi ve şefkat vermeye, günlük yaşamın sorumluluklarını biyolojik ebeveynle birlikte taşımaya gayret ediyorlar.


Hal böyle iken bana kalırsa klasik anlamda annelik veya babalık, yerini kalben ve fiziken kendisinin en iyi versiyonuna bakım vererek ulaşmaya çalışan; sevgiyi, şefkati ve sorumluluğu paylaştıkça güzelleştiren yeni bir ebeveynlik tarzına bırakıyor. Artık kimin doğurduğu, nasıl doğurduğu veya bakım vermekle sorumlu olduğu değil de bakım vermenin en iyi şekilde nasıl yapılabileceği gündem olmalı diye düşünüyorum. Eğer annelik-babalık kavramları değil de, topyekün ebeveynlik kavramı daha çok dile getirilirse belki asıl önemli olanın bir canlının sağlıklı, mutlu, huzurlu ve iyi değerlendirilmiş bir yaşamı sürdürülebilmesi olduğu anlaşılır. Bu vesile ile kalbindeki sevgiyi ve şefkati bakım vererek çoğaltan tüm ebeveynlerin her gününü kutluyorum...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.