Hem tek hem çift olabilmek mümkün mü?

Düğün sezonunun sonlarına doğru yaklaşırken, yeni evlenen ya da evlenecek olan çiftleri yakından ilgilendiren bir konuda yazmak istedim. Uzun süreli ve sağlıklı olması arzu edilen bir ilişkinin ilk temel kuralı, öncelikle kendisiyle bu tür bir ilişkiyi kurabilmiş olmaktır. Bu yazımda, hem sağlıklı bir birey hem de sağlıklı bir çift olmanın kapsamını anlatmaya çalışacağım.


Daha önceki yazılarımda da sık sık değindiğim gibi insanın kendi potansiyelini, yaşam tarzını, tercihlerini, güçlü veya gelişmeye açık olan yönlerini (köşe-bucak kendisini) iyi tanıması, tanıdığı haliyle kabul edebilmesi ve gerektiğinde sahip çıkıp sınırlarını koruyabilmesi, kısacası önce kendisi sevmesi ve her haline şefkatle yaklaşabilmesi dünyaya geldiği andan itibaren en önemli görevidir. Bu görevimiz zaman içinde çeşitli faktörlerin (aile yapısı, kültür, yaşam koşulları, travmatik olaylar, vb.) etkisiyle ya hiç bilinmez ya da unutulur. Bu öncelikli görevden uzaklaştıkça kendimizden çok öteye savrulur ve daha çok “diğerleri” ile ilgilenmeye, dikkatimizi ve çabamızı dış dünyadan beklentilerimize ya da diğerlerinin bizden beklentilerine yönlendirmeye başlarız. Çoğu zaman bu yolun uğruna kendimizi epey ihmal eder, haddinden fazla yorar ve sonunda yetersizlik ve değersizlik duyguları içinde diğerlerine küseriz.


Oysa sağlıklı bir birey olabilmenin temel şartı, yaşama gücü konusunda kendi potansiyelini bilmek ve buna güvenmektir. Kendi kaynaklarımız dışında bize sunulan “yardımcı besinler” (kabul/onay, takdir, değer/saygı, hoşgörü, vb.) yaşamamız için gereklidir, bize kendimizi daha iyi hissetirir ancak az miktarda alabildiğimiz durumlarda ölümcül hastalanmamıza neden olacak kadar önemli değildir. Çünkü sağlıklı bir bireyin bunları zaten kendi kendine temin ediyor olması gerekir; tıpkı vücudumuzun normal şartlarda kendi insülin ihtiyacını karşılayabilecek bir sisteminin bulunması gibi... Düzenli olarak fazladan çikolatalı pastalar, tatlılar, şekerlemeler yememize gerek yoktur; ancak arada sırada bunları tüketmek bizi mutlu eder.


İşte romantik ilişkilerde uzun sürebilecek, sağlıklı bir ilişkinin formülü de budur. Başlangıçta yaşanan “fazla beslenme” döneminde sürekli başbaşa buluşmalar, küçük sürprizler, hediyeler, hayranlıkla dolu bakışlar, vs. gibi davranışlar yüksek duyguların dışa vurumudur ve iki tarafa da kendini fazlasıyla iyi hissettirir. Ancak bu yüksek hormon seviyesine bağlı tutum ve davranışlar, insan ruhunun ve bedeninin sürekli canlı tutabileceği bir seviye değildir. Dolayısıyla esas olan, hormon seviyesi normale gerilediğinde tekrar kendi kaynaklarından beslenebilmeyi bilmek ve bunu sevginin/aşkın bitmesi (duygusal açlık/kıtlık) olarak yorumlamamaktır. Hem yalnız hem çift olabilmek ve bunu olumsuz bir durum gibi algılamamak, gelecek vaad eden bir ilişkinin sihirli formülüdür.


Sinemaya, yemeğe, yürüyüşe ya da alışverişe tek başına gittiğinizde de partnerinizle gittiğiniz zamanki kadar keyif alabiliyorsanız, ruhunuzun beslenmesi için mutlaka birinin yemeğinizi harika sunumlarla size getirmesine ihtiyacınız yok demektir. Birlikte geçireceğiniz zamanlar da ayrıca keyiflidir; hatta bu fırsatı sık sık bulamıyorsanız birbirinizi özler ve ortak bir noktada buluşmak için çaba gösterirsiniz. Kendi kendine de keyifli bir partner olmayı başarabilenler, bir araya geldiklerinde keyifli bir yaşamın tek yolunun her şeyi birlikte yapmak olmadığını bilirler ve birbirlerine herhangi bir aktiviteye katılım konusunda doğrudan ya da dolaylı yoldan baskı uygulamazlar. Derin bir bağlılık duyguları vardır ancak kendilerini “bağımlı”/kısıtlanmış hissetmezler; tam tersine fırsat buldukça paylaştıkları keyiflerle daha da zenginleşmiş olurlar.


Tek tek hem çift olabilmek mümkündür ancak bunun yolu keyifli bir yalnızlıktan geçer...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.