“O gücü” nereden buluruz?

Geçen seferki yazımda hayal kırıklığı duygusundan bahsedip de sonrasını boş bırakmak olmaz diye düşündüm. Bu ve bunun gibi negatif duygular (üzüntü, kaygı, umutsuzluk, çaresizlik, tükenmişlik) hayatımızı duraklatan, bizi adeta dipsiz bir çukura çeken ve kendimizi bir kez kaptırdığımızda, sonra ne yapacağımızı da bilemez bir hale getiren duygulardır. Bu yazımda bu tür duygular nedeniyle kaybettiğimizi sandığımız yolumuzu tekrar nasıl bulabileceğimizi anlatmaya çalışacağım.




Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki, hiçbirimiz dünyaya bu duygularla gözümü açmayız. Yani pek çoğumuz için yaşam, dipsiz kuyularda başlamaz. Aşağı yukarı sağlıklı bir ortamda dünyaya geldiysek, büyüdüğümüz çevrede ciddi travmalar yaşamadan yetişkinliğe ulaştıysak zaten hayata avantajlı başlamışız demektir. Tabii ki bu yaşımıza kadar birçok negatif duyguyla tanışırız ve bunların üstesinden gelebilmek için kendimizce stratejiler geliştiririz. Bu stratejilerin kimileri sağlıklıdır; söz konusu negatif duyguyla cesurca yüzleşip hesabı göğüsleriz ve gazi bile olsak yolumuza devam edebiliriz. Kimileri ise kullanımı kolay olmasına rağmen uzun vadede bize yarardan çok zarar getirecek kadar sağlıksızdır; sağlıksız olmalarının bir diğer nedeni de (yüzleşmekten) daha yorucu olmalarıdır.




Negatif duygularla sağlıksız baş etme stratejilerini dört ana grupta toplayabiliriz:



1- Kaçmaya yönelik

2- Hücuma yönelik

3- Savunmaya yönelik

4- Korunmaya yönelik


Birinci grupta en çok başvurulan stratejilere örnek olarak; kendini fiziksel veya ruhsal olarak izole etme davranışı vardır. Konuşulanların dinlenmemesi veya ciddiye alınmaması, soruların cevaplanmaması (sessiz kalma), yapılacak işlerin sürekli ertelenmesi ya da yalnızlığın tercih edilerek sosyal ortamlardan uzak durulması gösterilebilir. İkinci grupta en çok kullanılan stratejilerin başında gergin tavırlar (bacak sallama, parmaklarla ses çıkarma, dudak ısırma, vs.) gelir. Bunun dışında eylemlerde “aşırılık” da bu grupta yer alır (fazla çalışma, fazla özveri, dikkat çekme, çok bilmişlik, hayır diyememe, vb.). Üçüncü grupta yer alan stratejiler, ilk iki gruptaki yöntemlerin işe yaramadığı ve artık tüm gücümüzle karşı koymamız gerektiği hissinden doğan davranışlardır, ki bunların başında agresif tavırlar gelir (küfretmek, bağırmak, tehdit etmek, alay etmek, iğnelemek, vs.). Bunların kamufle olmuş hali ise insanın içinde kazan gibi kaynayan nefret ve intikam duygusudur. Sonuncu grup ise bize psikolojik açıdan yoğun baskı yaratan durumlarda başvurulan ve kendimizi ruhen/bedenen pasifleştirmeye yönelik davranışlardır; donup kalma, kekeleme, hissizlik/tepkisizlik, küskünlük, aşırı yorgunluk/halsizlik, vb.

Bütün bunlar, olumsuz duygular yaşamamıza neden olan durumlarda (durumun niteliğine ve bizim benlik yapımıza göre) otomatikman başvurduğumuz baş etme stratejileridir. Ancak bunlar sağduyumuzu ve zihinsel süreçleri bilinçli olarak kullandığımız yöntemler olmadığından, uzun vadede üzerimizdeki psikolojik baskıyı hafifletmek yerine kronikleşip daha da ciddi rahatsızlıklara neden olabilirler. Bu nedenle asıl sağlıklı olan, öncelikle durumun bize hissettirdiği duygularla yüzleşip adını koymaktır. İçimizde uyanan duyguyu netleştirdikten sonra hakkıyla bu duyguyu yaşamaktan korkmamalı ve hissettiğimiz her neyse, bunun bir ömrü olduğunu ve ancak bu duyguya uygun davrandığımızda yavaş yavaş etkisini yitireceğini bilmeliyiz.

Olumsuz duygunun bir gün geçeceğini bilmek, o güne kadar dayanabilmek için bize güç verecektir. Hatta bu gücü de, hayatımızda yeni bir sayfa açacağımız günü hayal edebilmek için kullanabiliriz. Tekrar başladığımızda nerede olmak, nasıl hissetmek ve ne yapmak istiyorsak onu hayal etmeye başlayabilir, yavaş yavaş dümenimizi tekrar olumlu duygularla yakınlaşacağımız yola doğrultabiliriz. “Gelecek”le tekrar pozitif bir bağlantı kurabildiğimizde, harekete geçmek için ihtiyacımız olan gücün çoğunu toplamışız demektir. Sonuç olarak olumsuz duygularla yoğun mesaiden sonra tekrar yaşama dönüş için ihtiyacımız olan güç, aslında hem içimizde hem de birkaç adım ileride, yani gelecekle olan bağımızdadır. Ufak tefek yoldan sapmalar, duraksamalar olsa da, herkese tez zamanda yaşama sıkı sıkıya bağlı olduğu rotaya dönebileceği günler diliyorum...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.