"Neden sevilmiyorum?"

Google Türkiye 2022'de en çok arama yapılan konuları açıkladığında, bu soruyu görüp üzüldüm. “Ben neden....” diye başlayan aramalarda bu soru en başta yer alıyormuş Türkiye'de... Arama trendlerinde yer aldığına göre bu soruyu Google'a yazan insanların sayısı bayağı yüksek olmalı. Durup düşündüm; aklında/kalbinde böyle bir soru olan bir insan nasıl bir ruh hali içinde olabilir? Neden bu kanıya kapılmıştır?


Bir insanın sevilmediğine inanması için, öncelikle tüm insanlarda var olan sevilme ihtiyacıyla yüzleşmiş olması ve bu ihtiyacının yeterince karşılanmadığını fark etmesi gerekir. Sevilmek, bu dünyadaki varlığımızın iyi bir şey olduğunu hissedebilmemiz için gerekli temel malzemedir. Yaşama gözümüzü açtığımız ilk andan itibaren uzun bir süre boyunca sadece dışarıdan karşılayabildiğimiz bu ihtiyaç, ancak özümüzü (oluşmakta olan benliğimizi) doyuracak miktara ulaştığı zaman kendi kendimize de karşılayabileceğimiz bir ihtiyaca dönüşür. Bunun anlamı şudur: Yaşam ortamımız bütün gerekli unsurlara sahiptir, biz de kendimizi/varlığımızı “iyi” olarak deneyimlemişizdir ve bu his artık özümüzün demirbaşı olmuştur. Kimse bize övgüler yağdırmasa da, hediyeler almasa da, ikide bir sevdiğini söylemese de sürekli kendini çoğaltan bir kaynak gibi biz içimizde sevgiyi hissederiz. Bu kaynak dışarıdan beslenmeli yoksa varlığımız değersizleşir/anlamsızlaşır gibi bir kaygıya da kapılmayız. Kendimizi iyi hissetmek için çevremizde gördüğümüz herkesin bizi beğenmesi, takdir etmesi, sık sık görüşmek istemesi, bizim için hatırı sayılır özverilerde bulunması gibi kriterlere takılıp kalmayız.


Bu bilgi ışığında Google'a sorulan bu hüzünlü soruyu değerlendirecek olursak; aslında öncelikle soran kişilerin bu kanıya nereden kapıldıklarını bilmek gerekir. Tek tek herkese sorma şansım olmadığı için kendi kendime tahminler yürüteyim dedim: Bu kişi büyük ihtimalle yaşam hikayesi boyunca içinde bulunduğu insan ilişkilerinde saygı, ilgi, şefkat, empati, hoşgörü, özveri gibi sevginin önemli unsurlarını pek deneyimlememiştir. Dolayısıyla kendi varlığını “iyi ki varım” olarak duyumsayamaz, bir şeylerin eksik olduğunu hep hisseder ancak bunun sebebinin kendisi olduğunu zanneder. Yani eksikliği kendi özüyle ilgili olarak algılar ve hep bu eksikliği nasıl tamamlayabileceğinin peşinde olur. Sonuçta bu temel bir ihtiyaçtır, “iyi var olmak için” olmazsa olmazdır. Kendisi gelişip büyürken “malzemeden çalındığını” bilmez; geç de olsa kendi özünü güçlendirebileceği, geliştirip zenginleştirebileceği bir ortam/insan arar durur...


Aslında fark edilen durum gerçekten de hüzünlü bir gözlemdir ancak bana kalırsa sorunun formülasyonunu şöyle düzeltmek gerekir: İnsanlar neden sevemiyor? Bu sorunun cevabı çok da sır değil aslında: Sevgiyi en sağlıklı haliyle deneyimlememiş bir insanın bu konudaki bilgisi, becerisi eksiktir; zaten en başta kendi kendini sevmeyi bilmez. İster ki, önce başkaları onu “sevsin” (zaten aslında doğumdan itibaren olması gereken de budur) ki, kendisi de sevilebileceğine inansın. Bu çabayı, bir film yönetmeninin çekimler sırasında bazı sahneleri defalarca baştan alıp çekmek istemesine benzetebiliriz.


Yetişkinlik döneminde sevilme ihtiyacının karşılanması için çaba gösteren, sevilmediğine üzülen herkese nacizhane tavsiyem, öncelikle işe kendileriyle başlamaları... Çünkü büyüme çağına geri dönme şansımız olmadığından, “iyi ki varım” diyebilmemiz için ihtiyacımız olan her şeyi kendimiz tedarik etmek durumundayız. Bu durumda kendi dışımızdaki herkese küsmek yerine, kendimizle baş başa kalıp tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu belirlemeli ve bunları tek başımıza kalsak nasıl karşılayabileceğimizi düşünmeliyiz. Yeri gelmişken söyleyeyim: Bir sonraki yazımda, birçok danışanın sorduğu “kendini sevmek nasıl olur?” konusuna değineceğim. İki hafta sonra buluşmak üzere, sevgiyle kalın...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.