Çocuk da yaparım, aile de!

Kocası hiç istemediği halde ondan habersiz hamile kalan ve üzerine de ikiz doğuran bir arkadaşımın önlenemez değerlenişinin hikâyesidir bu.


Karısı hamile kaldığı için boşanmak isteyen sonra ailesinin bu isteğinden vazgeçirdiği koca insanı, ilk önceleri mutluluğu dışarıda arıyor. Evde gizli saklı başka kadınlarla chatleşirken yakalanıyor. Kadın oralı değil.


Kadın cennette oğullarıyla yaşıyor. Son derece mutlu. Neredeyse başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. Kocası onu boşayabilir, o ikizlerin tüm sorumluluğunu maddi manevi tek başına göğüsleyebilir. Öylesine mutlu, öylesine gözü bir şey görmüyor.


Bizimkilerin arası nane; bir kavgalı, bir iyiler ama bir aradalar.


Gel zaman git zaman çocuklar 3 yaşına geliyor. Hık demiş babalarının burnundan düşmüş 2 harika oğlan yuvaya gitmeye başlıyorlar. Kadın için her şey rayına giriyor. Kilo veriyor, eski günlere geri dönüyor, çocuk bakıcı koşturmacaları hafifliyor. Kendine bakmaya başlıyor, sakinleşiyor, terfi ediyor, iş seyahatleri falan filan derken...


Bizimkilerin arası düzeliyor, adam karısına çok nazik davranmaya başlıyor, aşk meşk olayları tekrar düzene giriyor. Adam karısına akşamları yemek masası hazırlıyor. İkizlerle bir baba gibi ilgilenmeye başlıyor. Öylesine düzeliyor her şey. Hatta iş arkadaşlarına karısına tekrar aşık olduğunu söylüyor. Bu da bizimkinin kulağına son gelen fısıltı. Bunları anlatırken gayet keyiflendi. Valla ne yalan söyleyeyim; ben de çok keyiflendim.


İşte tam o zamanlarda aşağıdaki diyalog oluyor. Bunu duyduğumda kulaklarıma inanamadım. İşte işler tam tersine dönmüş dedirtecek cinsten bir durum.


Kadın: Bana neden inanmıyorsun? O adamla aramızda bir şey yok.

Erkek: Ama mesajlaşmışsınız.


Kadın: E gayet seviyeli bir şekilde mesajlaştım. Şüphelenmeni gerektirecek ne gördün o mesajlarda söyle!


Erkek: Beni aldattın mı?


Kadın: Ya neden anlamıyorsun? Mahsus mu yapıyorsun?


Erkek: Beni aldattın mı onunla?


Kadın: Tam işler yoluna girdi, aramızda düzeldi derken iyice hastalıklı bir hal aldı ilişkimiz.


Erkek: Yolda karşılaştığımızda neden sadece sigara sordu sana. Normal bir karşılaşma olmadı, şüphelendim.


Kadın: Çok eski bir arkadaşım o. Senden önce yılar önce bir yakınlaşma olmuştu aramızda ama bu yıllar önceydi. Bunu sana kaç kez anlatacağım?


Erkek: Tekrar ne zaman karşılaştınız? Neden karşılaştınız? Sık mı buluşuyorsunuz?


Kadın: Ya sen delisin! Aylar önce senin başkalarıyla yazışmalarını gördüm. Ne oldu? Ve yazışmaların hiç de seviyeli değildi. Ben senin kadar sorun çıkarmadım. Boşanmanın eşiğinden döndük. Sen nasıl bir insansın!


Erkek: Sen güzelleştin bu aralar.


Kadın: Ben çıkıyorum. Geç kaldım, ikizleri okula bırakacağım daha.


Erkek: Tamam akşam kaçta geleceksin? Geç kalma!


Kadın: İşten çıkıp çocukları alacağım ve geleceğim. Başka?


Erkek: Tamam ben de çıktım.


Evet evet kesinlikle. Ben de çıkıyorum. Allah’ım sen nelere kadirsin!


Çocukları delicesine seven, uzun süre kocasından olur almayı beklemiş ama sonunda bu uğurda aşık olduğu kocasından bile vazgeçmeye razı olmuş, iyi huylu, güzel ve masum bir arkadaşımın hikayesi bu. Her şeyin normal bir şekilde gelişmesini ben de çok isterdim ama ne yapayım? Öyle ya da böyle gene bir aradayız ve çocuklarımız var diyor.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.