Rutinin kutsallığı
Zor zamanlar zordur. Karanlıkta, yalnız, hissederiz bazen,
Bazen şu koca alemde önemsiz, çaresiz, küçücük hissederiz. Hayat her zaman olduğu (fakat son zamanlarda iyice gözümüze soktuğu gibi) kontrol edemeyeceğimiz bir şekilde akıp gider biz dururken... Hayat, geçer
Bu böyle...
Bu böyleyken şifa pek de uzak değil aslında; her sabah yeniden aynı şevkle gözümüzü açmak için bu koca dünyaya... Milyarlarca yıl yaşındaki, uzay boşluğunda dönen bu topa, her gün yeniden sarılmak için basit şeylerden zevk almayı; basit şeylerle kendimizi iyileştirmeyi öğrenmeliyiz...
Gün ışığıyla mesela,
Pencereden içeri mi girdi güneş,
Oturun önünde, sessizlikte,
Bırakın milyarlarca yıldır cömertçe dağıttığı şifasını versin size...
Gece ay mı parlıyor gökyüzünde,
Oturun sessizlikte,
Bırakın soğuk ışığıyla işlesin içinize,
Dalgaların sesi,
Kuşların ötüşü,
Çocukların gülüşünü mü duydu kulaklarınız;
Oturun sessizce,
Çayınızın içine şeker yerine aşk katın bir kaşık,
İçiniz mi üşüdü, sıcak süt, tarçın ve bir şiir yanında,
Telefona değil, uzaklara bakarak yudumlayın,
Rüzgarın yanağınıza kondurduğu öpücüğü,
Yağmurun kucaklarmış gibi yıkamasını tüm yeryüzünü fark edin,
Her fırsatta çıplak ayaklarınızla, sağlam durun toprak ana üzerinde...Ayak tabanlarınızdaki duyargalarla hissedin onun kalp atışını, sonra bir an gözlerinizi kapatın, bakın sizin kalbiniz de atıyor. Hala.
Ateş başına oturun, dinleyin binyılların sırlarını,
İç sesinizi dinleyin,
Dünyaya bakın,
Gülün, ağlayın, dans edin ve böylece iyileştirin kendinizi...
Aşk ile
Kızmak, küsmek, umutsuzlanmak, şikayet etmek de mümkün tabii; seçim sizin,
İhtiyacınız olan şifa sizde ❤️
d.che
YORUMLAR