Kayıp Şeyler Dükkanı
Hepimiz bir şeylerimiz kaybederek devam ediyoruz yaşantımıza. Kayıp dediğin maaşının miktarına, oturduğun eve, yaşadığın ülkeye göre değişen bir şey değil. Her sınıftan, her ülkeden, her dilden ve dinden insan kayıplarının üstüne kuruyor hayatını... Kimi zaman takılıp kalıyoruz kaybettiklerimize; bir çantaya ya da saç tarağına değil sözüm. Kaybedilen duygulardan bahsediyorum... Kaybettiklerimiz birer boşluk olarak mı kalıyorlar yoksa yerlerine başka şeyler mi doluyor?
**
Kimimiz genç yaşta cesaretini kaybediyor."Yapamazsın, edemezsin, kadınsın, çocuksun" dendikçe bizlere cesaretimizi kaybediveriyoruz. Çevremize baktıkça, adaletsizliği, insanın insana ettiğini, haksızlıkları gördükçe kayıp gidiyor elimizden cesaretimiz, umudumuzla birilikte genellikle; yerine güvenlik ihtiyacı geçiyor, rutine bağlanma, değişikliklerden ürkmeler geçiyor...
**
İçimizdeki çocuğu kaybediyoruz genellikle, çoğumuz. Otomatik bir sisteme kaptırarak hayatın paçasını bulutlara baktıkça ejderha görememeye başlıyoruz ya da yağmurun altında ıslanmaktan keyif almamaya. Yetişkin olmuşuz çünkü, ciddi olmalıyız, eğlenmemeliyiz, gülmemeliyiz hatta. İçimizdeki çocuğun yerini hayatın tırtıklı kısımları almış. Eğlencemizi sorumluluklarla takas etmişiz bilmeden.
**
Kimimiz anasını, babasını kaybediveriyor hayatının bir döneminde. ana-baba demek, ekmek-su gibi bir şey çocuk için. Bunları kaybettin mi, önemli bir eksiklik hissiyle büyüyorsun. Sanki senin hiç bir şeyin bir daha tam olamayacakmış gibi.
**
Lakin hayat bir alışveriş. Bir şey verdiysen karşılığında mutlaka bir şeyler almış oluyorsun. Dikkatli bakmak gerek yalnızca. Mesela küçük yaşta annesini kaybeden bir kız çocuğu. Mesela ben. Bu büyük kayıp seneler içinde garip kazanımlar getirdi bana desem inanır mısınız? Ayıplar mısınız beni?
**
Bakın şöyle anlatayım. Yaşıtlarımdan çok önce bir evi çekip çevirmeyi öğrenmek zorunda kalışım bu yüzden; henüz çocuğum yokken bile insan ya da hayvan, herkese annelik etmeyi sevişim, beslemeyi, bakım vermeyi sevişim bu yüzden. Babam ile aramızdaki çoğu kişiye nasip olmayacak yakınlık ya da kardeşimi ben büyütmüşüm gibi hissedişim bu yüzden.
**
Bir ülke bile bir şeyler kaybettiğini zannederken beklenmedik kazançlarla karşılaşabilir. Mesela bir darbe girişimi yüzünden yüreğimiz ağzımızda geçen geceden sonra aslında düşündüğümüz kadar da farklı insanlar olmadığımız anlayışını kazandık. Biz de bu ülke yerinde dursun istiyorduk, ötekiler de. Şerre yönelik bir girişim beklenmedik bir hayır doğurdu... Çünkü hayat bir alışveriş. Almadan veremiyor, vermeden alamıyorsun. Ve bu alışverişte para geçmiyor sanılanın aksine... Elle tutulamayacak şeyler değiş tokuş oluyor.
**
Bu garip bir konu, derin, anlatması zor bir konu; fakat göz önünde ve apaçık. Bu konu nereden çıktı diyenler "Kayıp Şeyler Dükkanı"nı aratsınlar internette. 40 dakikalık bir radyo tiyatrosu çıkacak karşınıza, dinleyin. Oradan çıktı.
YORUMLAR