Sigara, Uzay'ın tam tersi…
Sigarayla ilişkim problematik. Başladığımda 16 yaşındaydım. Pek cool, pek havalı bir kız sanırdım kendimi. Ve bu coolluk gereği sigara içmeliydim. “Şu anda ömür boyu sürecek bir nikotin bağımlılığına adım atıyorum.” Diye karar vermemiştim. Bir sigara içecektim sadece. 14 sene sürdü o bir sigara.
İlk defa Uzay’a hamile kaldığımda bıraktım sigarayı. 3 sene içmedim. 3 sene içmemek bana içi boş bir öz güven verdi. “Bir tane içsem bir şey olmaz” diye kandırdım kendimi. 2 sene kesintisiz içtim. Bu sene Mart ayında bir kere daha bıraktım. Temmuza kadar sürdü. Şimdi yine sigara içmiyorum. Bir haftadır. Bu sefer bırakmadım. Bu sefer “Ben sigara içmeyen bir insanım.”
En yakın arkadaşın mı en azılı düşmanın mı?
Bir kitap okudum. Allen Carr’yazmış. “No More Ashtrays”- Daha fazla kül tablası yok. Kısacık bir kitap. 1 saat içinde okudum. Bir daha sigara içmedim.
Ön kabullerimizi didikliyor kitap; “Sigarayı bırakmak zordur”, “Sigara benim keyfim”, “El alışkanlığım”, “Sabahın ilk sigarası gibisi yok”, “Aşırı stresli bir durumda ilk sarılacağım arkadaşım” tiryakilerin bahaneleri. Neredeyse her tiryaki bu sebeplerden bazıları yüzünden yıllarca sigara içiyor. Bazen bakış açısını değiştirmek çok köklü sanılan durumları bile başkalaştırabiliyor.
Sigarayı bırakmayı uzun zamandır istiyorum. Benim düştüğüm tuzak şu oluyor. Sigarasız geçen aylardan sonra bir yerde, canım çok sıkıldığında, çok üzüldüğümde ya da sevindiğimde (hep bir aşırı duygu durumu halinde) “Ver bir tane içeyim”... Ben “bir tane bile” içmemesi gerekenlerdenim. Bedenim yılların alışkanlığıyla eski el hareketlerini hemen hatırlıyor ve hangi hallerde sigara içtiğimin bilgisi hemen yeniden yükleniyor.
Bir yere varınca, bir yerden çıkınca, biriyle buluşunca, yemeği beklerken, yemekten sonra, kahveyle birlikte, çayla bir daha, sohbet boyunca (hele sohbet bir masadaysa), araç beklerken, hiç bir şey beklemezken. Ben sigara içerken sadece bir sonraki sigarayı ne zaman içeceğimi düşünerek yaşıyorum. Evimin içinde sigara içmediğim için sürekli bir sonraki sigaranın peşinde hep oğlumdan uzakta olmam gerekiyor; sigara benim için Uzay’ın tam tersi.
Özgürlük nedir?
Bu sefer iddialı konuşmuyorum. Arada bir canım sigara istiyor. Carr’ın kitapta dediği bir şeyi aklımda tekrarlıyorum “Heyyo ben sigara içmeyen bir insanım. Ben özgürüm. Sigara içmek zorunda değilim. Ben özgürüm.” sonra gidip bir bardak su içiyorum. Geçiyor. Bu sefer ne sinir harbi yaşadım, ne yoksunluk hissi. Allen Carr 33 yıl günde 5 paket içtiği sigarayı bırakmasından kendine bir kariyer yaratmış. Bir sürü kitap, bir film ve sigara bırakma seminerleri var.
Diyeceğim o ki; sizin de aklınızdan geçiyorsa. Ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız Allen Carr’ı bir araştırın. Herhangi bir ürünü size yardımcı olacaktır sanıyorum.
Kitaptan Başlıklar
Tiryakinin varmak istediği yer
Kitabın beni en çok etkileyen ifadesi bir tiryakinin yaktığı her sigarayla varmak istediği yer, vücudundaki nikotinsizlik hissinin tatmini. Yani sigara içmeyen bir insanın kendini hissettiği hal. Yaktığımız her sigarayla sigara içmeyenler gibi gibi nikotin yoksunluğundan kurtulmak istiyoruz ama yakmaya devam ettikçe bu tuzağın içinde daha derine gidiyoruz.
Sigarayı bırakmayı düşündünüz mü? Düşündüyseniz ne zaman?
- 360 bin TL harcadıktan sonra mı (bir tiryakinin hayatında sigaraya harcadığı ortalama para).
- Doktorunuz size “ya bırakırsın ya ölürsün” dediğinde mi?
- “Şu an zamanı geldi” diye düşündüğünüz bir an mı olacak?
Sigara içmek için sebepleriniz var mutlaka. Şunlardan biri mi?
- Tadını seviyorum... (sigaranın tadı iğrençtir.)
- Parmaklarımın arasında bir şey olmasını seviyorum. (bir kalem alın o zaman)
- Oral tatminimi bu yolla sağlıyorum. (Bunun yerine koyulacak şeyler bulunabilir)
- Peki çocuklarınız sigara içsin ister misiniz? Hayır, değil mi? Neden?
YORUMLAR