Uyku eğitiminin gereksizliği
Çocukları bazı konularda illa eğitmemiz gerektiğini düşünüyoruz ya; yanılıyoruz sanırım. Özellikle ilk çocukta ve o çocuğun ilk iki senesinde yanılıyoruz. Mesela yeni doğan bir bebekte... Onun düzeni düzensizlik; onun işi dünyaya alışmak. Uyuyacak, yiyecek, agu bugu yapacak. Hepsini de annesinin kucağında yapmak isteyecek. O yüzden yeni anneler söylenecek: “Kucağımda uyuyor, yatağına bıraktığım anda uyanıyor...” Öyle olacak...
Bebeğin 3. ayı civarında anne babalarda uykuya dair şiddetli bir özlem peyda olacak. (Bu da böyle olacak; çünkü bebekler yetişkinler gibi uyumuyorlar) Bu özlem de ebeveyni “uyku eğitimi” denen bir davranışa yöneltecek. Kimi zaman yatırılıp kaldırılacak bebeler, kimi zaman "yatağında biraz kendi başına kalsın, nasıl olsa uyur"a inanılacak... Uyku gerçekten ders gibi öğretilecek bir şey mi? Uyku bir disiplin midir? Yoksa diğer fiziksel fonksiyonlar gibi zaman için kazanılacak bir ritm; edinilecek bir alışkanlık mıdır? Uykuya dalmayı “öğrenememiş” bir insan tanıyor musunuz?
Bir de alıştırma, şımartma temalı korkular var yeni ebeveynlerde. “Kucakta uyutmayalım, ayakta sallamayalım, yanına uzanmayalım, yanımızda yatırmayalım, memede uyuyakalmasın alışır, vazgeçmez” endişeleri gırla... Oysa ki yeni doğan bebeğin o kucağa, o kokuya ve o memeye ihtiyacı her şeyden fazla.
Beklenti sorunu
Onun eğitimi, bunun eğitimi konularının bu kadar revaçta oluşuyla ilgili Nilüfer Devecigil ile konuşuyorduk... (Genellikle çocuklarla çalışan bir terapist olan) Nilüfer uyku eğitiminin sinir sistemi henüz gelişmekte olan bebekler için yararından çok zararı olduğu görüşünde. Ona göre çocuklarda uyku sorunu yok; anne babalarda çocuğun uykusu ile ilgili beklenti sorunu var.
Araştırmalar diyor ki, bebeğin özellikle ilk yıllarında, bebek meme ile beslendiği müddetçe sık sık uyanması hem normal hem de bebek için gerekidir. Anne sütü az kalorili bir besindir, bebek sık sık acıkır... Üstüne üstlük beslemeler sırasında (sık sık) annesiyle iletişime geçmeye de tıpkı anne sütüne olduğu kadar ihtiyacı vardır.
"Bebeğin sabaha kadar deliksiz uyumasıyla ilgili beklentinin, ancak biberonla, mamayla, inek sütüyle beslenen ve yalnız uyumaya zorlanan çocuklar söz konusuysa bir karşılığı olabilir" diyor Nilüfer. Oysa ki bebeğin bağışıklık sistemi, beynin gelişimi, stres regülasyonu sık emzirme ve anneye yakınlıkla gelişiyor.
Beraber uyumak
Bebeğiyle aynı odayı hatta aynı yatağı paylaşmak bazı aileler için ne kadar doğalsa diğerleri için o kadar imkânsız hatta tabu olarak algılanan bir davranış. Bizim aile ilk gruba ait. Uzay 2 aylıktan 2 yaşına kadar bizimle yattı. Benim için rahat olan buydu; sürekli emziriyordum ve geceleri yataktan kalkıp Uzay’ı emzirip geri yatmak benim yapamayacağım kadar zor bir performanstı... 2 yaşına geldiğinde ona bir yatak aldık ve “Burası artık senin yatağın, istediğin zaman burada yatabilirsin” diye anlattık. O zamandan sonra yarı zamanlı kendi yatağına geçti.
Geceleri uykuya kendi yatağında başlıyor, gece kalkıp bizim yanımıza geliyor ve sabaha kadar bizle yatıyordu. Bizim yanımıza geldiği geceler yaşı büyüdükçe azalıyor. “Aman çocuğunuzu yatağa almayın, alışır, bir daha ayrılmaz” diyenlere buradan selam ediyorum...
Bir de “Bizim yatağa gelmesin, çocuğu ezeriz” diyenler var. Onlara soruyorum:
Siz uyurken tamamen bilinçsiz mi oluyorsunuz? Baygın gibi ya da komada gibi mi uyuyorsunuz? Soğuk bir gecede mesela, üstünüz açılsa örtmeyecek kadar kendinizden geçmiş şekilde mi uyuyorsunuz? Uyurken eşinizi ezdiğiniz oldu mu hiç?Ya çocuğunuz, o da mı kendinden geçiyor uyurken?
Eğer sakinleştirici ilaçlar almıyorsanız, aşırı alkol ya da uyuşturucu kullanmıyorsanız uykuda da olsanız belli bir bilinçlilik halini koruyorsunuz. Siz de, çocuğunuz da... Bu durumda karşılaşacağınız en büyük tehlike minik ayaklardan tekme yemek olabilir... Sonuç olarak beraber ya da ayrı uyumak her ailenin kendi şartlarına göre seçeceği bir durum. Kimi beraber uyurken rahat ediyor kimi ayrı ayrı. Herkesin uygulaması gereken tek bir reçete olmadığı gibi yukarıda yazdığım iki argümanın hakikatte karşılığı da yok.
Notre Dame Üniversitesi Anne- Bebek Uyku Davranışları Laboratuvarının başkanı, Prof. Dr. James McKenna uzun yıllar boyunca yaptığı çalışmalarla bebeklerin uyuma ortamlarını incelemiş. Tek başına uyuyan ve ebeveynleriyle beraber uyuyan bebekleri detaylı olarak karşılaştırdığı araştırmaların sonucunda batı dünyasında genel kabul gören “Bebeklerin mümkün olduğunca erken kendi kendilerine yetmelerinin gereği” üzerine kurulu anlayışı eleştiriyor. Bu varsayımın doğruluğunu kanıtlayan hiç bir çalışma olmadığını vurguluyor.
Bebeklerin “kendine” ait bir odada, tek başına uyuması anlayışı 1900’lerin ortasında (insanlık tarihinde ilk kez) bebeklerin mamayla beslenmelerinin yüceltilmesiyle eş zamanlı olarak ortaya çıkmış. Bireyciliğin ve tüketimin artmasıyla “bebek için ayrı oda” kültürel bir modaya dönüşmüş. Bu moda bebekler için pek de iyi olmamış çünkü kültür değişse de insan yavrusunun anne sütüne ve anne bedenine temas etmeye duyduğu ihtiyaç değişmedi.
Rahat ve konforlu bir alan
Sonuç olarak çocuğunuza öğretebileceğiniz en iyi şey uykunun güvenli ve rahat bir alan olduğu bilgisi. Yani onun uyku saatlerinden çok, uykuya karşı tutumunu yönlendirebilirsiniz...Ha, illa eğitilecek biri varsa o da çocuğun uyku halini sabote eden yetişkindir belki de, diyorum ben. Sonra yatıp uyuyorum.
YORUMLAR