Destek Zamanı
Açık Radyo’yu sevmek için çok uğraşmaya gerek yok. Büyük bir şehirde yaşıyorsanız eğer; zamanınızın hatırı sayılır bir kısmı direksiyon başında geçiyorsa. Tek başınıza o direksiyonda sinir sahibi olmak yerine hayata sizin baktığınız yerden bakan sesleri yoldaş etmek isterseniz yanınıza 94.9’u açıyorsunuz… Bizde şöyle oluyor:
Sabahsa, Uzay’ı okula bırakıyorsam, radyoyu açarsam Uzay başlıyor: “Günaydın Ömer Madra! Bugün kimler anlatacaksın bize? Nelere kızdın, nelere sevindin bugün?”
Uzay’ın yolu kısa. “Anne, sesini aç. Anne ne dedi? Anne, Ömer Madra kaç yaşında…?” derken arabadan inme vakti geliyor. Ben devam ediyorum… Yolum uzun; lakin yol arkadaşlarımı seviyorum. Biliyorum ki kimsenin satın almadığı bir tondan anlatıyorlar bana olan biteni.
Biliyorum ki “eyvallahları” yok kimseye; ne durdukları yeri ne söylediklerini değiştirmezler reklam verenler istedi diye. Satın alınamaz oluşlarını seviyorum.
Böyle olabilmeleri, böyle kalabilmelerinde benim de tuzum olmasından ayrıca hoşlanıyorum. Nasıl mı? Açık Radyo bu; tam 12 yıldır dinleyicilerin destekleriyle ayakta.
YORUMLAR