Sorun çocuklarda değil, yaşadığımız ortamda!

Son senelerde çocuklar arasında artan fiziksel ve duygusal rahatsızlıkların kaynağının doğadan fazlasıyla uzak sürdürdüğümüz hayatın etkisi olduğunu kanıtlayan araştırmalar var. Obezite, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, depresyon bunlardan en çok göze çarpanları...


Richard Louv’un “Doğadaki Son Çocuk” kitabından alıntıladığım “Doğadaki çocuk, soyu tehlike altında olan bir türdür ve çocukların sağlığı ile yeryüzünün sağlığı birbirine sıkı sıkıya bağlıdır” cümlesiyle bitirmiştim geçen haftaki yazıyı... Şimdi aynı yerden devam...

DEHB’nin çaresi doğa

Çocuklara en çok tanı koyulan psikolojik rahatsızlık DEHB (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu)...


DEHB’li çocuğun tanımı şöyle: “Huzursuzdur, dikkatini vermekte, dinlemekte, talimatları izlemekte ve yaptığı işe odaklanmakta güçlük çeker; okul yaşamında başarısızlık gösterebilir. Dürtülerine hâkim olmakta zorlanabilir.” DEHB tanısını genellikle ilaç tedavisi izliyor. (İlaç tedavisi görenlerin % 90’ı erkek çocuklar.)


Benim şimdiye kadar kafamı epeyce kurcalamış olan bir konuydu bu. Bozukluk gerçekten çocuklarda mı yoksa bizim onlara dayattığımız hayat biçiminde mi?

Çocuklar gerçekten hiperaktif mi, yoksa yaşantımız hiperpasif mi? Çocuk enerjik bir varlıktır.

Hareket etmeden duramaz. Büyük şehirde yaşayan çocuklar günlerinin çoğunu dört duvar arasında geçiriyor; dışarı çıktıklarında da arabalar, trafik, yabancılardan çekinerek diledikleri gibi hareket edemiyorlar...


Peki, bu çocuklar içlerindeki enerjiyi nasıl boşaltacaklar?


İlaç tedavisi ne kadar yaygın olsa da gerekli olup olmadığı tartışılıyor. Çünkü araştırmalar doğal, açık hava ortamları ve yaratıcı, plansız oyun olanaklarının DEHB belirtilerini hafiflettiğini (ortam ne kadar yeşil olursa olumlu etki o kadar yükseliyor), buna karşılık kapalı, yapay zeminli, yeşilsiz ortamlarda ise belirtilerin arttığını kanıtlıyor.


Louv’un konuya bakış açısı zihin açıcı: “Bir tarım toplumunda, bir keşif ve yerleşim zamanında ya da bir avcı toplayıcı yaşamda, başka bir deyişle İNSANLIK TARİHİNİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNDE enerjik erkek çocukların güçleri, hızları, atılganlıkları övgüyle karşılanırdı.” Diyecek bir şey yok!

Kutulanmış çocuklar

AŞIRI şehirleşmenin çocukları serbestçe hareket edebilecekleri alanlardan uzaklaştırdığı bir gerçek.


ABD’nin Maryland Üniversitesi’nde hareket bilim profesörü olan Jane Clark, günümüz çocukları için “Kutulanmış çocuklar” deyimini kullanıyor. Clark’a

göre çocuklar, araba koltuklarında, mama sandalyelerinde, bebek oturaklarında ve pusetlerde vakit geçiriyorlar.


Jane Clark, ebeveynlerin çocuklarının güvenliklerini düşünerek kullandığı tüm bu araç gerecin onları hareketsizliğe mecbur ederek uzun vadedeki sağlıklarını riske attığını iddia ediyor. Hareketsizlik tüm dünyada ölüm nedenlerinin%60’ını oluşturan, bulaşıcı olmayan hastalıkların en önemli sebeplerinden biri. İki boyutlu hayatımız ve obezite BİR de elbette hayatımızı kaplayan ekran bolluğu var.


TV, bilgisayar, tablet, oyun konsolları derken çocuklar iki boyutlu bir dünyaya alışıyor.


Oysa sağlıklı gelişim ancak tüm duyuların kullanıldığı ortamlarda mümkün. Bu da doğa demek.


6 aylıktan 6 yaşına kadarki çocukların yaklaşık üçte biri, televizyonun sürekli ya da çoğunlukla açık olduğu ev ortamlarında yaşıyor. 8 ile 18 yaş arası çocuklar günde ortalama 6.5 saatlerini elektronik sistemlere bağlı halde geçiriyorlar. Bu haftada 45 saat ediyor. (Bir yetişkinin haftalık çalışma süresi kadar.) Çocuklardaki obezite problemi, TV izlenen süre, abur cubur tüketimi ve hareketsizlikle bağlantılandırılıyor.


Kampa gidelim mi baba?

DOĞADAN uzak olmanın zararlarından bu kadar bahsettikten sonra, bu karlı kış günü İstanbul’unda depresyona girmemek için gelecek yaza dair hayaller kuruyorum.


Bu yaz 3 yaşına yaklaşmış olacak Uzay ile beraber Ayça ve Alpay Oğuş’un düzenlediği “Kampa gidelim mi baba?” etkinliklerine katılmak için dört gözle bekliyorum. Uzay ve babası ve çadır ve ağaçlar ve kamp ateşi ve uyku tulumları ve yeni arkadaşlıklar...


Düşünmesi bile iyi geliyor... (www.kampagidelimmibaba.com)

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.