Aile, ilk ve en derin duygusal anılarımızın oluştuğu yerdir. Bu yüzden duygusal zeka (EQ), aile ilişkilerinde çoğu zaman başka yöntemlerin başaramadığını başarabilir. Farkındalık ve empati – hem kendi duygularımızı hem de başkalarının duygularını tanıyıp kabul etme ve onlara uygun şekilde karşılık verebilme becerisi – aile içinde uyumu sağlamanın temel yollarındandır. Duygusal zeka, aile ilişkilerinde çok güçlüdür çünkü duygularınızla bağlantıda olduğunuzda, başkalarının duygularıyla sürüklenmezsiniz ve yaşanan çatışmalarda sürekli başkalarını suçlamazsınız. Bu nedenle, aile içindeki sorunları çözmek için duygu temelli bir yaklaşım önemlidir. Duygularınızı dürüst ve açık şekilde ifade ettiğinizde, sevdiklerinizle gerçek bir bağ kurabilirsiniz. Eğer bu duygusal yakınlık yoksa, aileyle zaman geçirmek bir yük haline gelir. Hiç kimse kendini yabancı hissettiği insanlarla sürekli vakit geçirmek istemez. Bu yüzden, ailenizde sevgi ve kabullenmenin artmasını istiyorsanız, işe kendi duygusal açıklığınızla başlamalısınız. Böylece aşağıdaki öneriler, sıradan tavsiyelerin ötesine geçerek gerçek etki yaratabilir.
1- Önce kendinize bakın
Aile, karşılıklı bağlılıkla işleyen bir sistemdir. Ancak bu, yaşadığınız zorluklar için geçmişteki aile bireylerini ya da eşinizi ve çocuklarınızı suçlayabileceğiniz anlamına gelmez. Ailede iyileşmenin en güçlü yolu, kendi duygusal sağlığınıza dikkat etmekten geçer. Duygusal ihtiyaçlarınızı dile getirme hakkına sahip olduğunuzu fark ettiğinizde, bu hem sizin hem de ailenizin yararına olacaktır. Siz örnek oldukça, başkaları da benzer bir farkındalığa yönelebilir.
2- Tutarlılığın güven oluşturduğunu unutmayın
Ara sıra gösterilen ilgi ya da empati yeterli değildir. Özellikle çocuklar, duygusal tutarsızlıktan dolayı kendilerini güvensiz hissedebilir. Bu yüzden, ailenizle tutarlı bir şekilde duygusal olarak var olmanız, onların kendilerini güvende hissetmeleri açısından kritiktir.
3- Yakınlık, benzerlik demek değildir
Aile üyeleri birbirine benzeyebilir ama aynı olmak zorunda değildir. Kardeşler, aynı evde büyüse bile farklı yeteneklere, düşüncelere ve fikirlere sahiptir aynı zamanda ebeveynlerinizin izlediği yolu da izlemek zorunda değilsiniz. Evli olmanız tüm boş zamanınızı eşinizle geçirmeniz gerektiği anlamına gelmez. Yakınlık, bireyselliği kabul etmeyi de içerir.
4- İnsanları tanımak onları anlamak anlamına gelmez
Birini uzun süredir tanıyor olmanız, onu hala doğru şekilde anladığınız anlamına gelmez. Herkes zamanla değişir. Bu nedenle, geçmişe değil, bugüne odaklanın. Eski hikâyelere sığınmak yerine, “Neler oluyor hayatında?” diye sorarak gerçekten ilgilendiğinizi gösterin.
5- Duygusal yaralara dikkat edin
Bazen geçmişten gelen duygusal tepkiler bugünkü ilişkilerinizi gölgeleyebilir. Bir anda kendinizi çocuk gibi davranırken ya da bir anda öfkeye kapılmış halde bulabilirsiniz. Bu anlarda, bugünkü tepkinizin kökenindeki eski duygusal izleri fark etmek, duygusal farkındalıkla iyileşmenin kapısını açar.
6- Her yaşta ilişkileri besleyin
Ebeveynlerimizin yaşlanmasını ya da çocuklarımızın büyüyüp gitmesini istemeyebiliriz. Ancak hayat değişir. Bu değişimi reddetmek yerine kucaklayın. Ailenizin her yaştaki üyesiyle şimdi ve burada neler paylaşabileceğinize odaklanın. Roller değişse bile eğlenmek ve birbirinize değer katmak mümkün.
7- Bilmiyorsanız, sorun
Ne yapmanız gerektiğinden emin değilseniz, sorun. Belki de aileniz, sizin bir adım atmanızı bekliyordur. Açık iletişim, sağlıklı aile ilişkilerinin temelidir. Değişim korkutucu olabilir ama aynı zamanda yeni bağlar kurmak için bir fırsattır.
İlginizi çekebilir: Mutlu bir aile nasıl olur?
Referanslar
Jeanne Segal. "Tips to Improve Family Relationships". Şuradan alındı: https://www.helpguide.org/mental-health/wellbeing/improving-family-relationships-with-emotional-intelligence (16.01.2025).
YORUMLAR