Sınırları esnetmek…
Her şeyi oyun haline dönüştürmeyi oldum olası severim. Çocukken astım geçirip de sokakta çok oynayamadığım için olsa gerek, büyük halimle oyunlar yaratıp, “hadi ben şimdi bunu yapayım, sen de şunu yap” filan gibi cümleler kurmaya bayılıyorum. Selahattin’e de bulaştırdım, gün içinde işlerimizi yaparken eğleniyoruz bir taraftan. En sevdiğimiz oyunlardan biri de “sınırları esnetme” oyunu. Diyelim ki hava kararmak üzere ve bahçede yapacak iş kalmış, ha gayret, gözlerimizin görebildiği sınıra kadar bir şeyler daha yapabiliriz. Ya da dışarısı soğuk ve kuzineyi tutuşturmak için çalı çırpı kalmamış, üstümüze bir şeyler daha giyip harekete geçelim, hareket ısıtır nasıl olsa.
Selahattin’in ameliyat sonrası dinlenmesi, ağır iş yapmaması gerektiğinden ve ben de hastane sürecinde bir hayli yorulduğumdan dostlar yardıma geldi. Onun ve benim işlerimi de üstlenip geçiş sürecimizi kolaylaştırdılar, bahçenin acil sulama, fide dikimi, meyve ağaçlarını malçlama gibi işlerine yardım ettiler, dört ayaklı dostlarımızı beslediler sağ olsunlar.
Bir süredir Selahattin’le başbaşayız, dinlenmeye ve sakinliğe ihtiyacımız oluştu. İlk başta kafam karmakarışıktı ve hareketten değil, bu karışıklıktan yoruluyordum. Gün içinde zamanlamamı ayarlayıp pek çok ayrı işe benim bakma durumum oluyordu zira. Şimdi Selahattin iyileştikçe kendi işlerini kendi yapar oldu çok şükür, yine de işleri yaparken yardıma ihtiyaç duyduğum durumlar oluyor.
Yapamam sandığım şeyleri deneyip de yapabildiğimi gördükçe mutlu oluyorum, bu bana başka şeyleri de yapabilme cesareti veriyor. Doğal tarımın öncülerinden efsanevi insan Fukuoka “şunu yapmasam nasıl olur, bunu yapmasam nasıl olur” diye sorarmış ya, şimdi bizde bunun tam tersi var! Daha neyi yapabilirim diye soruyoruz kendimize. Ben gücümün sınırlarını esnetiyorum, hiç yapmadığım işleri kendi başıma yapıyorum artık, Selahattin de benim ondan devraldığım işleri yavaş yavaş üstlenmeye başladı. Oyunumuz devam ediyor!
Düzenli bir şekilde sulamalarımızı yapmak kaldı geriye. Fakat heyhat! Suyumuz az akıyor! 800 metre uzaktan geliyor suyumuz ve bu kış yağmurlar az olduğundan kaynakta da su az. Bahar yağmurları tek umudumuzdu, o da olamadı. Ne yapmalı? Birkaç komşumuz bizim su aldığımız yerin daha yukarısındaki kaynaktan su almak üzere bir beton havuz yapmışlardı, o havuza bizim de bağlanmamızın uygun olduğunu söylediler. Şimdi oradan bizim hortumun başlangıcına kadar ek bir boru döşememiz gerek, bir de bahçenin yüksekçe bir yerine su deposu yerleştirme işimiz var. Bakalım bu yaz bahçe meleklerimiz kimler olacak?
Sıcakların kendini hissettirdiği günler başladı artık. Baharın çiçekli hallerinden yazın güneşte olgunlaşan meyvelerine dönüşüyoruz birlikte…
Herkese gönlünce bir yaz mevsimi diliyorum.
YORUMLAR